Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, son beş yıldaki hizmetleriyle edebiyatın kapılarını açtı gençlere… Bilimin kapılarını açtı. Kim bilir kaç ihtimalin, kaç hayalin gerçeğe dönüşen kapılarını açtı. Gerçek sosyal belediyecilik budur. Helal olsun.
Popüler kültürün zırva trendleriyle işi olmadan,
Şımarmadan, havalanmadan halka dönük mütevazı ve nezih siyaset yapan bir isim Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz.
Nereden geldiğini ve nerede siyaset yaptığını biliyor. Daha da, önemlisi bunu hiç unutmuyor.
Yıllarca, Yıldırım İlçesi için, “öteki Bursa” ifadesini kullanmış bir gazeteci olarak diyorum ki, Oktay Yılmaz Yıldırım’ın makus talihini değiştirmek için mücadele eden önemli bir siyasetçi.
Eğer ahlaklı ve vicdanlı bir siyasetçiysen, iki tür ideal var bu işlerde.
İlkinde, işimi iyi yapayım, topluma hizmet edeyim, güzel anılayım, hürmetle yad edileyim falan diye düşünerek çalışırsın.
Haram-zıkkımla da işin olmadığı için, yerel yönetici olarak görevini layığıyla yerine getirmiş olursun.
Geldiğimiz noktada, buna da tav mıyız?
Elbette. (Yetmez. Ama evet.)
Lakin bir de…
Seversin yaşadığın, yönettiğin ilçeyi.
İnsanını seversin, gencini, çocuğunu seversin.
Alabildiğine beyazlara inat, tüm renklerini seversin.
Derdini, tasasını seversin.
Yolunu, yolculuğunu seversin. Zorsuz ya da zorunlu göçünü seversin.
Tutunmaya çalışma çabalarını seversin.
Ve daha da önemlisi, sevmekle de kalmazsın (sevmek yetmez zira) onlarla beraber, onlar için mücadele edersin.
Ki, Oktay Yılmaz ilk göreve geldiği günden bu yana bariz bir şekilde mücadele ediyor tüm bunlar için.
Yıldırım’ı, öteki Bursa olmaktan çıkarmak için, Bursa’nın ötelenmişi olmaktan çıkarmak için sağlamından mücadele ediyor.
***
Öteki olmaktan, ötelenmekten çıkmak, öyle yolla, köprüyle, kaldırımla falan olmuyor. Olamıyor bazı bölgeler için.
Yolun, kaldırımın feriştahını yapsan da olmuyor.
Hikaye, örselenmeden, ötelenmeden yaşamaktan geçiyor.
Tıpkı, o caanım filmin repliğindeki gibi;
Mesele hayatta kalmak değil, yaşamak!
Tam da işte bunun için çabaladığını biliyorum Oktay Yılmaz’ın.
Bu yüzden torpillim, bu yüzden kıymetlim. (Erzurum torpili desen, e o da var ek olarak. Helali hoş olsun.)
Görev yaptığı 5 yıl boyunca gençlere-öğrencilere çok kıymetli kütüphaneler yaptı.
Ve o kütüphaneler, “gel kitap oku, dersini çalış” işlevinden ibaret değildi.
Edebiyatın kapılarını açtı gençlere…
Bilimin kapılarını açtı.
Kim bilir kaç ihtimalin, kaç hayalin gerçeğe dönüşen kapılarını açtı.
Hayata geçirdiği tesislerle sporun kapılarını açtı o çocuklara. (Torbacıların cirit attığı Yıldırım’da.)
Onlarca, yüzlerce sporcu yetişmesine sebep oldu. Çocukların sporu bir kariyer olarak benimsemesine sebep oldu.
***
Asıl ve gerçek sosyal belediyecilik budur. (Nasıl da yanlış biliyor ve anlıyoruz sosyal belediyecilik kavramını. Zorda olana palyatif ve çözümlerle yardım etmeyi sosyal belediyecilik sanıyor, öyle empoze etmeye çalışıyoruz. DEĞİL! Alakası yok. O sosyal yardım.)
Gerçek sosyal belediyecilik, yönettiğin kentteki çocuğun, gencin, insanın hayat karşısında adil koşullarda sahaya çıkabilmesini sağlamaktır.
Ezilmesine, kaybolmasına, yok olmasına göz yummamaktır.
Önce koruyup kollamak, sonra da yoluna amacına yoldaş olabilmektir.
Bu yönüyle, gerçek anlamda sosyal belediyecilik yapan önemli isimlerden biridir Oktay Yılmaz.
***
Rakipsiz bir şekilde girdiği ve çok rahat seçileceği ikinci döneminde, bir önceki dönemde yapılanlara ek olarak, Aşık Yunus Yazarlık Akademisi kuruyor.
Alev Alatlı Şehir Düşünce ve Sanat Merkezi kuruyor.
Yıldırım’a Tiyatro Kulübü kazandırıyor.
Sokak sanatçıları için alan açıyor.
İngilizce, İspanyolca ve Çince yabancı dil kafeleri kazandırıyor. (İspanyolca için açıktan torpil talebimdir, başka ilçeden gelesim var…)
Matematik Evi’ni hayata geçiriyor.
Grafiti Sokağı oluşturuluyor.
Çocuk Köyü kuruluyor.
Kadın spor merkezleri geliyor.
Gökdere’ye tenis kortları yapılıyor.
Yetmiyor, Naim Süleymanoğlu Kapalı Tenis Kortu hayata geçiriliyor.
Kütüphanelerin sayısı, Bursa’daki hiçbir ilçede olmadığı kadar arttırılıyor. (Bu arada, Bursa’da kütüphane yok ve daha da vahimi Oktay Yılmaz’dan başka bunu umursayan da yok!)
***
Finalde…
Bu bir, “Yıldırım’da Oktay Yılmaz’ı seçmelisiniz-seçin” yazısı değil.
Zaten seçilecek.
De…
Bu yazıdan niyazım şu ki, şunu demek istiyorum ki…
Yolunuz gerçekten açık olsun Oktay Yılmaz.
Bir gazeteci olarak bana, Yıldırım için “Öteki Bursa” ifadesini kullanmayı zul addettirdiniz ve kadük bıraktınız ya…
Harbiden helal olsun.
Yazarın notu 1)
Arkadaşlar, Oktay Yılmaz öyle böyle değil, bildiğiniz Malkoçoğlu gibi at biniyor. Ancak bu yönünü asla vurgulamıyor. (Muhtemelen hava-caka olmasın diye.) Yahu ben olsam, bilboardlara kadar koyarım, videolar çekerim, dibine vururum, canını çıkarırım.
Yazarın notu 2)
Oktay Yılmaz’ın kadrosunda entelektüel yönü gerçekten güçlü. Ama gerçekten çök güçlü önemli isimler var.
Bu özel ve anlamlı projelerde emekleri var, vizyonları var o gizli halkçı kahramanların.
Hepsine selam olsun…