Yağmurun ve soğun bir görünüp bir kaybolduğu bugünlerde duygularımızda düzensizleşir. Böyle günlerde daha tam bahar gelmemişken hüzün daha bir yoğun hissedilir. Hüzün her sanat dalında olduğu gibi edebiyatta da büyük bir kaplamakta.
İşte edebiyatımızın usta kalemlerinden hüznü anlatan şiirler:
1. Arkadaş Dünya İçin Boş Yere Üzülme – Ömer Hayyam
“Arkadaş dünya için boş yere üzülme
Şu hurda dünya için gereksiz yere üzülme
Var olan zaten geçti yok da ortada yok
Şen ol da var için yok için üzülme”
2. Efsane – Behçet Necatigil
“Bekler o kız akşamları yaslı
bir yalnızlık içinde; mutluluk özler.
Yuva kurmuş gözlerinde kaygı:
dönmeyen sevgiliyi gözler.
Karanlık rüzgârdı, gecenin birinde
büyü yaptı, kız şimdi bir fener.
Mutludurlar fener alevlerinde
seviyorum seni! diye fısıldayan kişiler.”
3. Keder Gibi Ödünç – Haydar Ergülen
“Kağıttanmış kederi kelimelerin
boşluğun acısı cümleden ince
ağacın kederi yapraklarından
aşklar yerle bir oluyor gazelden önce
Yağmurun kederi mırıldandığı şeyler
ahşap hanesine bir yetim düşünce
öleceği zaman hayvanlar gibi
saklanmak istiyor ya insan
saklanacak bir yeri olmalı
aşka, çocukluğa, anneye, şiire
ve eksik ölür insan”
4. Çocuk ve Hüzün – Sunay Akın
Ne zaman bir çocuk ölse
gözü evlerinde
annesinin kavurduğu
helvada
kalır
Yoksul bir çocuk görsem
yağmur altında üşüyen
köprü olmak geçer
hiç değilse
içimden
Her akşamüstü oyuncakçı
camekanından
çocuk ellerinin
izlerini
siler
5. Uzak Yakınlık – Edip Cansever
“Bir hüzün kaç kişinin hüznü olurdu
Çıkarsak toplamak yerine
Her hüzün başka türlü olurdu
Ne yaparsan yap saati kurma
Öyle dağıldık ki hepimiz
Her günün geçmesi bir gerçek oluyor
Seninle her uzaklık gibi böyle..”
6. Bu Aşk, Bu Şehir, Bu Keder – Behçet Aysan
“hoşça kal ayak izim
serseri sokaklarda
hoşça kal
kendine bir başka
gökyüzü büyüten
kardeşim
gece feneri
hoşçakal kal çaldığım
ıslık
hep beyaz yaşmaklı
sırı dökülmüş bir yalnız
aynada.”
6. Hasret – Fazıl Hüsnü Dağlarca
“Sevgimi unutmak için seyrederim bir tabloyu, bir mermeri,
Ki ne kadar dalsa ruhum yeniden döner geriye:
Okurum düşüne düşüne okuduğun şiirleri,
Senin düşüncen geçerken üzerlerinde bir sıcaklık kalmıştır
diye”
7. Kar Altında Hüzün Denemesi – Erdem Beyazıt
“Dünyanın en uzun hüznü yağıyor
Yorgun ve yenilmiş insanlığımızın üstüne
Kar yağıyor ve sen gidiyorsun
Ağlar gibi yürüyerek gidiyorsun
Belki bulmağa gidiyorsun kaybettiğimiz
O insan ve tabiat çağını
Dön bana ve dinle
Kuşlar uçuşuyor içimde
Loş bir keman solosu gibi
Kuşların uçuştuğunu içimde
Dön bana ve dinle.”
8. Ağulu Bir Hüzün – Ahmet Telli
“Her sayfası kederle kararan
bir hüzün defterine döner günler
ve her sabah “merhaba hüzün”
“merhaba yalnızlık”
diyerek başlarsın hayata
Ama hayat bağışlamayacaktır seni
Unutma
Üstelik günlüğü yoktur hüznün
hiçbir zaman da tutulmayacaktır
Serüvenlerin yorgun yeniği
elleri titreyen yaşlı bir kadındır hüzün
ya da hasta bir tanıdıktır ancak
hepsi o kadar
Unutma”
9. Elde Var Hüzün – Attila İlhan
“Söyleşir
evvelce biz bu tenhalarda
ziyade gülüşürdük
pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
ne meseller söylerdi mercan köz nargileler
zamanlar değişti
ayrılık girdi araya
hicrana düştük bugün
hayat zamanda iz bırakmaz
bir boşluğa düşersin bir boşluktan
birikip yeniden sıçramak için
elde var hüzün”
10. Biraz Daha – Turgut Uyar
“Ne kadar hüzün geçmişse dünyadan
Ne kadar acı geçmişsse yaşayacağız
Hepsini yeniden, bir bir dünyada
Dünyadan ve dünyayla sana sığınırım
Acılardan ve hüzünlerden değil
Kaçmalardan ve korkulardan değil
Çünkü bir güçtür sıcaklığın kollarıma
Çünkü kanları, kanları, kanları hatırlarım
Çünkü ölülerimiz toplanacaktır
Ve yüceltilecektir bir mavide.”
11. Kara Gözlerin – Ahmet Muhip Dıranas
“Şimdi o gözlerde,
Vakitsiz yağan yağmurlar var,
Hasat mevsimi bitmiş bahçelere
Sağnak sağnak yağacaklar,
Belki gönlünde gökkuşağı açacak
Ama, altından çocuklar geçmeyecekler.
Su yerine zehir akacak ırmaklarından,
Hiç kimse içmeyecek…
Ya Ben,
Şimdilerde bir bağ bozumu hüznü var içimde,
Üzümlerim gazap üzümü
Şaraplarımsa gözyaşları…
Sen güz güneşinde, sanki kanadı kırık bir kuş,
Konmuştu bahçeme,
Ona şefkatle eğilirken
Pır diye uçtu birden
Kırık sandığım kanatlarındaki sahtelik,
ve inancımla birlikte.”
12. Düşerim – Metin Altıok
“Bazan oturduğum yerde
Kendikendime dalıp giderim,
Bulanık geçmişimle.
Genişleyen halkalar çizerim,
Bir düşün uyanık imgesine.
“Vaktiyle gölgesinde dinlendiğimiz çınar,
Eski mahalle, vakıf çeşme, bakımsız cami,
Sakın zannetmeyin sizi garipsediğimi,
Bir güvercin hüznünde susan geçmiş zamanlar!
Affedin beni daldığım oluyorsa eğer,
Neyleyim gönlümce değil bu olup bitenler.”
14. Duyuş ve Düşünüş – Yahya Kemal Beyatlı
“Sevdiklerim göçüp gidiyorlar birer birer
Ay geçmiyor ki almayayım gamlı bir haber.
Kalbim zaman zaman bu haberlerle burkulu;
Zihnim düşünceden dağınık, gözlerim dolu.
Kaybetti asrımızda ölüm eski hüznünü,
Lakayd olan mühimsemiyor gamlı bir günü.”
15. İlk Vasiyet – Ahmet Erhan
“Uzun bir sözcükse ömrüm
Oğlum, son iki hecesin sen
Günüm geceye ilikli
Yanımda yok bir kimsem
O küçücük odada soluğun
Mavi resimler çizer havaya
Avludaki kiraz içini çeker
Elma, armut, akasya
Artık evin erkeğisin sen
Erkencisin bu konuda
Seninle büyüyecek bil ki
Uzaktaki şu baba
Geçip gidiyor günler
Boğuk bir sis altında
Elimin ucunda defter
Köpürüp duruyor boyuna
Ne yazdımsa oğlum
Bugüne kadar böyle
Sanki bir yaz günü
Savruldu akşam esintisinde”
16. Ayrılık – Onat Kutlar
“Nasıl soğuk ayrılığın güneşi
Gölgeli bir çınar olan gövdemin
Dalları içten kırınca acı
Buzdan bir alçıyla tutuyor beni
Ayrılık sabahı ne kadar beyaz
Ölümün hüzünlü arkadaşı kar
Bana ütülü bir çarşaf hazırlar
Bir karanfil tam yüreğin üstünde”
17. Ağlamak – Özdemir Asaf
“Ağlama,
Ağlamak
Biraz öteye kaçmaktır
Ağlamak,
Hüzünle anlaşmak,
Ve kucaklaşmaktır.
Ağlamak
Sığınmaktır ne olsa,
Avuç açmaktır
Uzak da olsa, yakın da olsa
Biraz onu öteye itmektir
Kişinin en kolay mutsuzluğu
Ağlamaktır, geçiştirir umutsuzluğu.”
18. O Erken Sabahlar – Ataol Behramoğlu
“Şimdi bu erken sabah saatinde
Acıtıyor kalbimi özlemle
O sabah vaktin görüntüleri
Babamın güzel, ağır başlı yüzü
Annemin azıcık hüzünlü
Ve hep azıcık telaşlı gölgesi”
19. Otağ – İlhan Berk
“Zaman ki sonsuzdur
Bitmemiş şiirler gibidir.
Bazı hüzünleri
Bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir.
Biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık
İsteğin bulanık kıyısında.”
20. Türküler Dolusu – Bedri Rahmi Eyüboğlu
“Kirazın derisinin altında kiraz
Narın içinde nar
Benim yüreğimde boylu boyunca
Memleketim var
Canıma ciğerime dek işlemiş
Canıma ciğerime
Sapına kadar.
Elma dalından uzağa düşmez
Ne yana gitsem nafile.
Memleketin hali gözümden gitmez
Binbir yerimden bağlanmışım
Bundan ötesine aklım ermez.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sevilen şairlerin kaleminden 20 hüzün şiiri
null
Yağmurun ve soğun bir görünüp bir kaybolduğu bugünlerde duygularımızda düzensizleşir. Böyle günlerde daha tam bahar gelmemişken hüzün daha bir yoğun hissedilir. Hüzün her sanat dalında olduğu gibi edebiyatta da büyük bir kaplamakta.
İşte edebiyatımızın usta kalemlerinden hüznü anlatan şiirler:
1. Arkadaş Dünya İçin Boş Yere Üzülme – Ömer Hayyam
“Arkadaş dünya için boş yere üzülme Şu hurda dünya için gereksiz yere üzülme Var olan zaten geçti yok da ortada yok Şen ol da var için yok için üzülme”
2. Efsane – Behçet Necatigil
“Bekler o kız akşamları yaslı bir yalnızlık içinde; mutluluk özler. Yuva kurmuş gözlerinde kaygı: dönmeyen sevgiliyi gözler. Karanlık rüzgârdı, gecenin birinde büyü yaptı, kız şimdi bir fener. Mutludurlar fener alevlerinde seviyorum seni! diye fısıldayan kişiler.”
3. Keder Gibi Ödünç – Haydar Ergülen
“Kağıttanmış kederi kelimelerin boşluğun acısı cümleden ince
ağacın kederi yapraklarından aşklar yerle bir oluyor gazelden önce
Yağmurun kederi mırıldandığı şeyler ahşap hanesine bir yetim düşünce
öleceği zaman hayvanlar gibi saklanmak istiyor ya insan saklanacak bir yeri olmalı aşka, çocukluğa, anneye, şiire ve eksik ölür insan”
4. Çocuk ve Hüzün – Sunay Akın
Ne zaman bir çocuk ölse gözü evlerinde annesinin kavurduğu helvada kalır
Yoksul bir çocuk görsem yağmur altında üşüyen köprü olmak geçer hiç değilse içimden
Her akşamüstü oyuncakçı camekanından çocuk ellerinin izlerini siler
5. Uzak Yakınlık – Edip Cansever
“Bir hüzün kaç kişinin hüznü olurdu Çıkarsak toplamak yerine Her hüzün başka türlü olurdu Ne yaparsan yap saati kurma Öyle dağıldık ki hepimiz Her günün geçmesi bir gerçek oluyor Seninle her uzaklık gibi böyle..”
6. Bu Aşk, Bu Şehir, Bu Keder – Behçet Aysan
“hoşça kal ayak izim serseri sokaklarda hoşça kal kendine bir başka gökyüzü büyüten kardeşim gece feneri hoşçakal kal çaldığım ıslık
söylediğim türkü doludizgin karlarda. hoşça kal annemin yüzü
hep beyaz yaşmaklı sırı dökülmüş bir yalnız aynada.”
6. Hasret – Fazıl Hüsnü Dağlarca
“Sevgimi unutmak için seyrederim bir tabloyu, bir mermeri, Ki ne kadar dalsa ruhum yeniden döner geriye: Okurum düşüne düşüne okuduğun şiirleri, Senin düşüncen geçerken üzerlerinde bir sıcaklık kalmıştır diye”
7. Kar Altında Hüzün Denemesi – Erdem Beyazıt
“Dünyanın en uzun hüznü yağıyor Yorgun ve yenilmiş insanlığımızın üstüne Kar yağıyor ve sen gidiyorsun Ağlar gibi yürüyerek gidiyorsun Belki bulmağa gidiyorsun kaybettiğimiz O insan ve tabiat çağını
Dön bana ve dinle Kuşlar uçuşuyor içimde
Loş bir keman solosu gibi Kuşların uçuştuğunu içimde Dön bana ve dinle.”
8. Ağulu Bir Hüzün – Ahmet Telli
“Her sayfası kederle kararan bir hüzün defterine döner günler ve her sabah “merhaba hüzün” “merhaba yalnızlık” diyerek başlarsın hayata Ama hayat bağışlamayacaktır seni Unutma
Üstelik günlüğü yoktur hüznün hiçbir zaman da tutulmayacaktır Serüvenlerin yorgun yeniği elleri titreyen yaşlı bir kadındır hüzün ya da hasta bir tanıdıktır ancak hepsi o kadar Unutma”
9. Elde Var Hüzün – Attila İlhan
“Söyleşir evvelce biz bu tenhalarda ziyade gülüşürdük pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının ne meseller söylerdi mercan köz nargileler zamanlar değişti ayrılık girdi araya hicrana düştük bugün
hayat zamanda iz bırakmaz bir boşluğa düşersin bir boşluktan birikip yeniden sıçramak için elde var hüzün”
10. Biraz Daha – Turgut Uyar
“Ne kadar hüzün geçmişse dünyadan Ne kadar acı geçmişsse yaşayacağız Hepsini yeniden, bir bir dünyada Dünyadan ve dünyayla sana sığınırım Acılardan ve hüzünlerden değil Kaçmalardan ve korkulardan değil Çünkü bir güçtür sıcaklığın kollarıma Çünkü kanları, kanları, kanları hatırlarım Çünkü ölülerimiz toplanacaktır Ve yüceltilecektir bir mavide.”
11. Kara Gözlerin – Ahmet Muhip Dıranas
“Şimdi o gözlerde, Vakitsiz yağan yağmurlar var, Hasat mevsimi bitmiş bahçelere Sağnak sağnak yağacaklar, Belki gönlünde gökkuşağı açacak Ama, altından çocuklar geçmeyecekler. Su yerine zehir akacak ırmaklarından, Hiç kimse içmeyecek… Ya Ben, Şimdilerde bir bağ bozumu hüznü var içimde, Üzümlerim gazap üzümü Şaraplarımsa gözyaşları… Sen güz güneşinde, sanki kanadı kırık bir kuş, Konmuştu bahçeme, Ona şefkatle eğilirken Pır diye uçtu birden Kırık sandığım kanatlarındaki sahtelik, ve inancımla birlikte.”
12. Düşerim – Metin Altıok
“Bazan oturduğum yerde Kendikendime dalıp giderim, Bulanık geçmişimle. Genişleyen halkalar çizerim, Bir düşün uyanık imgesine.
Gölünüze taş düşerim.
Sizse hep konuşursunuz Sığınıp kof sözlere, Kaçarak kendinizden Uğuldayan hüznünüzle. Telâşla geceyi bulursunuz.
Gözünüze yaş düşerim.”
13. Ajans Dinlerken – Cahit Sıtkı Tarancı
“Vaktiyle gölgesinde dinlendiğimiz çınar, Eski mahalle, vakıf çeşme, bakımsız cami, Sakın zannetmeyin sizi garipsediğimi, Bir güvercin hüznünde susan geçmiş zamanlar!
Affedin beni daldığım oluyorsa eğer, Neyleyim gönlümce değil bu olup bitenler.”
14. Duyuş ve Düşünüş – Yahya Kemal Beyatlı
“Sevdiklerim göçüp gidiyorlar birer birer Ay geçmiyor ki almayayım gamlı bir haber.
Kalbim zaman zaman bu haberlerle burkulu; Zihnim düşünceden dağınık, gözlerim dolu.
Kaybetti asrımızda ölüm eski hüznünü, Lakayd olan mühimsemiyor gamlı bir günü.”
15. İlk Vasiyet – Ahmet Erhan
“Uzun bir sözcükse ömrüm Oğlum, son iki hecesin sen Günüm geceye ilikli Yanımda yok bir kimsem
O küçücük odada soluğun Mavi resimler çizer havaya Avludaki kiraz içini çeker Elma, armut, akasya
Artık evin erkeğisin sen Erkencisin bu konuda Seninle büyüyecek bil ki Uzaktaki şu baba
Geçip gidiyor günler Boğuk bir sis altında Elimin ucunda defter Köpürüp duruyor boyuna
Ne yazdımsa oğlum Bugüne kadar böyle Sanki bir yaz günü Savruldu akşam esintisinde”
16. Ayrılık – Onat Kutlar
“Nasıl soğuk ayrılığın güneşi Gölgeli bir çınar olan gövdemin Dalları içten kırınca acı Buzdan bir alçıyla tutuyor beni
Ayrılık sabahı ne kadar beyaz Ölümün hüzünlü arkadaşı kar Bana ütülü bir çarşaf hazırlar Bir karanfil tam yüreğin üstünde”
17. Ağlamak – Özdemir Asaf
“Ağlama, Ağlamak Biraz öteye kaçmaktır Ağlamak, Hüzünle anlaşmak, Ve kucaklaşmaktır. Ağlamak Sığınmaktır ne olsa, Avuç açmaktır Uzak da olsa, yakın da olsa Biraz onu öteye itmektir Kişinin en kolay mutsuzluğu Ağlamaktır, geçiştirir umutsuzluğu.”
18. O Erken Sabahlar – Ataol Behramoğlu
“Şimdi bu erken sabah saatinde Acıtıyor kalbimi özlemle O sabah vaktin görüntüleri
Babamın güzel, ağır başlı yüzü Annemin azıcık hüzünlü Ve hep azıcık telaşlı gölgesi”
19. Otağ – İlhan Berk
“Zaman ki sonsuzdur Bitmemiş şiirler gibidir.
Bazı hüzünleri Bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir.
Biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık İsteğin bulanık kıyısında.”
20. Türküler Dolusu – Bedri Rahmi Eyüboğlu
“Kirazın derisinin altında kiraz Narın içinde nar Benim yüreğimde boylu boyunca Memleketim var Canıma ciğerime dek işlemiş Canıma ciğerime Sapına kadar. Elma dalından uzağa düşmez Ne yana gitsem nafile. Memleketin hali gözümden gitmez Binbir yerimden bağlanmışım Bundan ötesine aklım ermez.”
(Leblebitozu)
En Çok Okunan Haberler