Hava Durumu

#Skandal

Lodoshaber.Com - Skandal haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Skandal haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İsviçre’de bandrol, barkot ve güvenlik mürekkebi skandalı Haber

İsviçre’de bandrol, barkot ve güvenlik mürekkebi skandalı

84 ülkede faaliyet gösteren para güvenliği, bandrol, barkot ve güvenlikli mürekkep üreticisi İsviçre firması SICPA SA rüşvet verme suçundan 81 milyon euro para cezasına çarptırıldı. Şirketin eski yöneticilerinden biri 170 gün hapis cezasına aldı.      SICPA SA , yabancı kamu görevlilerine rüşvet verilmesini önlemek için gerekli önlemleri almadığını kabul etti. İsviçre savcılığı şirkete toplam da 81 milyon CHF (2 Milyar TL) tutarında tazminat ödemeye hükmetti. Ceza İsviçre Başsavcılığı (OAG) bülteniyle duyuruldu.    Yargılamalar, SICPA çalışanlarının Brezilya, Kolombiya ve Venezuela'da işlerin yürütülmesinde kamu görevlilerine rüşvet vermesini mümkün kılan organizasyonel eksiklikleri tespit etti. Organizasyonel eksiklikler özellikle kurumsal yönetişim, risk yönetimi ve uyum alanlarında belirlendi.    Eski CEO’ya zimmet, rüşvet ve kara para aklamadan hapis cezası    Yabancı kamu görevlilerine rüşvet verilmesi Ceza kararında İsviçre Savcılığı, SICPA'nın eski CEO’su, yabancı kamu görevlilerine rüşvet vermekten suçlu bulunarak 170 gün şartlı hapis cezasına çarptırıldı. Kararda, 2009-2011 yılları arasında Kolombiya ve Venezüella pazarlarında üst düzey yetkililere rüşvet verdiği belirtiliyor. Aynı CEO hakkında hakkında zimmete para geçirme ve kara para aklama şüphesiyle yürütülen dava ise devam edilmesine karar verildi.    Savcılığın web sitesinde yayınladığı habere göre SICPA ve CEO’su, nihai ceza kararlarına itiraz etmeyeceklerini suçu ve cezayı kabul ettikleri duyuruldu.    SICPA, İsviçre merkezli , banknot ve değerli evrak güvenliğinde uzman firma, güvenlik mürekkepleri üretimi ile 84 ülkede faaliyet gösteren İsviçreli şirket, merkez bankalarının banknotlarına mürekkep tedarik ediyor. Pasaport, çek gibi değerli dokümanlara da güvenlik mürekkebi üreten firma.    Şirket dünyanın bir çok ülkesinde para basımında kullanılan özel güvenlikli mürekkep ve vergi denetimi için kullanılan vergi pulları ve bandrol üretimi yapmakta. Son yıllarda Brezilya, Fas ve Nijerya hükümetleri ile yaptıkları sözleşmelere ilişkin bir çok sorgulama geçiren Firma, Brezilya da yapmış olduğu sözleşmede rüşvet iddialarını kabul etti.    Sahte ve kaçak ürünlerin önlenmesini sağlamak amacıyla kurulan firma, Türkiye'de de 2008'den itibaren bandrol üretim ihalesini 2020 yılına kadar yapmıştı. Bandrol tedarik işini de yapan firmanın işine 2020 yılında son verilmişti. SICPA, Müze ve Gezi yerleri girişlerinin kontrol ve işletme işini 10 yıllığına almış ve hala işletmenin yanı sıra güvenlikli mürekkep teminine devam etmekte.

ABD’de tüp bebek merkezinde skandal! Haber

ABD’de tüp bebek merkezinde skandal!

ABD’nin California eyaletinde bir tüp bebek merkezine başvuran kadına yanlışlıkla kanser geni taşıyan embriyo nakledildiği ortaya çıktı. Jason ve Melissa Diaz adlı çift kuruluşa dava açarken oğullarının kalıtsal yaygın mide kanserine yakalanma olasılığının yüzde 80 olduğunu açıkladı. Medical Daily'nin haberine göre, California eyaletinin Pasadena şehrinde kanser geni taşıyan ve doğacak çocuklarında da aynı sağlık sorunu ile karşılaşmak istemedikleri için Huntington Üreme Merkezine (HRC) başvuran Jason ve Melissa Diaz çifti bir "yanlışlığın" kurbanı oldu. 2018'de mide kanserine yakalanan ve iyileşme sürecinde olan Jason ile yumurtalık kanseri ve meme kanseri gen mutasyonu taşıyan eşi Melissa, doğacak çocuklarını hastalık riskine karşı korumak istedi. Her ikisi de kanser gen mutasyonları taşıyan Jason ve Melissa Diaz çifti 2020'de HRC’ye başvurarak, birkaç embriyonun dondurulmasını ve aralarında kanser geni taşımayan embriyonunun tüp bebek tedavisinde kullanılmasını talep etti. Tedavinin ardından hamile kalan ve şu an 1,5 yaşında bir oğulları olan çift, tekrar çocuk sahibi olmak için tüp bebek merkezinden embriyo raporunun bir kopyasını istediğinde şaşkınlığa uğradı. Çift, raporda 2020'de aldıkları tedavide kanser mutasyonu taşıyan genin kullanıldığına ilişkin el yazısı notlar buldu. DAVA AÇTILAR Tüp bebek merkezinin yaptığı "yanlışlığın" üstünü örttüğünü fark eden çift olayı mahkemeye taşıdı. HRC’nin genetik testler istediğini ve bu testleri yapan bir şirketin güvenilirliği konusunda kendilerini ikna ettiğini belirten Jason ve Melissa, çıkan sonuçların klinik tarafından yanlış değerlendirdiğini ileri sürdü. Kanserden kaçınmak için tıbbi bir merkeze güvenen ve talep ettikleri şeyin tam zıddı bir sonuçla karşılaşan çift, bu durum karşısında oldukça üzgün ve sinirli olduklarını belirtti. Yanlış embriyonun yerleştirildiğini belki de çocukları kansere yakalanana kadar öğrenemeyeceklerini söyleyen çift, oğulları için yüzde 80 oranında kansere yakalanma riski olduğuna da dikkati çekti. Hakkındaki iddialara karşılık tüp bebek merkezi, çiftin genetik testini dışarda bir kliniğe yaptırdığını ve HRC’nin erkek çocuk sahibi olmak isteyen çiftin isteğini "titizlikle" yerine getirdiğini iddia etti.

Paludan'dan yeni skandal: Çocuklarla cinsel içerikli sohbet! Haber

Paludan'dan yeni skandal: Çocuklarla cinsel içerikli sohbet!

İsveç ve Danimarka’da polisten aldığı izinle Kur'an-ı Kerim yakarak büyük tepki toplayan Danimarkalı siyasetçi aşırı sağcı Rasmus Paludan, skandallarıyla gündemdeki yerini koruyor. TRT World’ün haberine göre Danimarka’daki Sıkı Yön Partisi’nin lideri Paludan, Sosyal Medya platformu Discord’ta 18 yaşından küçüklerle Cinsel Içerikli Sohbet etti. Buna göre Paludan, sohbetlerde bir öğretmenin sınıfın önünde bir çocuğa cinsel tacizde bulunması gibi senaryolar içeren rahatsız edici ve cinsel içerikli konuşmalar yapıyor. Ses kayıtlarında çocuklar yaşlarının 13 ile 17 arasında değiştiğini söylerken, kendisine yaşı sorulan Paludan 39 yaşında olduğunu belirtiyor. Cinsel içerikli sohbet İsveç'te reşit olma yaşı 15 iken, Paludan bilerek ve sürekli olarak 13 ve 14 yaşındaki çocuklarla cinsel içerikli konuşmalarını sürdürüyor. 11 Ağustos 2021'de kaydedilen bir sohbette ise Paludan, adı açıklanmayan ve “Kullanıcı 1” olarak adlandırılan biri ile bir çocuğun bir marketin arkasında cinsel ilişkiyi girdiğini anlatıyor. Paludan'ın konuşmasının ardından bir kullanıcı ise “Kullanıcı 1”e, “Pekala, bir markette mi çalışıyorsun, kaç yaşındasın?” diye soruyor. Kullanıcı 1 ise "Markette çalışmıyorum, 14 yaşındayım" şeklinde yanıt veriyor. Paludan, 14 Ağustos 2021'deki bir sohbetinde ise çocuklara mutfakta "çıplak" şekilde dolaştığını söylüyor. YouTube hesapı kapatılmış Şubat 2020'de YouTube hesabı kapatılan ve Discord'u kullanmaya başlayan Paludan hakkında cinsel içerikli sohbetleri nedeniyle herhangi bir yasal işlem yapılmazken, Paludan geçmişte ırkçılık, iftira ve Trafik kurallarının ihlalinden toplam 14 ceza aldı.

6 yaşındaki gelin skandalında yeni perde: Okula da gönderilmemiş! Haber

6 yaşındaki gelin skandalında yeni perde: Okula da gönderilmemiş!

Kamuoyunda "6 yaşındaki gelin skandalı" olarak bilinen, 6 yaşında evlendirilen H.K.G.'nin eğitiminde de ciddi ihmallerin olduğu belirlendi. Meclis'te kurulan komisyonda H.K.G'nin 6 yaşındayken neden okulda olmadığı sorusu yöneltildi. Komisyona katılan Milli Eğitim Bakanlığı bürokratları, "Çocuktan haberdar olmadıklarını." söyledi.   TBMM'de cinsel istismarla mücadele amacıyla kurulan araştırma komisyonu, İsmailağa Cemaati'ne bağlı Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in kızı H.K.G.'yi 6 yaşındayken "dini nikahla" 29 yaşındaki Kadir İstekli ile "evlendirmesi" ve H.K.G.'nin cinsel istismarına göz yummasıyla ilgili olarak ilgili bakanlık bürokratları dinledi. DW Türkçe'den Kıvanç El'in haberine göre, komisyona Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Cemal Özdemir, Ortaöğretim Genel Müdürü Halil İbrahim Topçu, Temel Eğitim Genel Müdürü Tuncay Morkoç, Teftiş Kurulu Başkanı Metin Çakır ile İçişeri Bakanlığı Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Erhan Gülveren bilgi verdi. ''H.K.G.'NİN TAKİBİ NEDEN YAPILMADI'' H.K.G.'nin 2004 yılında 6 yaşında olduğu sırada neden okula gitmediği de tartışmalara neden olmuş ve "Takibinin neden yapılmadığı?" sorusu gündeme gelmişti. Komisyon toplantısında bu tartışmayı hatırlatan HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, ilkokula gönderilmeyen H.K.G'nin durumuna atıfta bulunarak "H.K.G.'nin durumu öğrenci takip sistemiyle takip edilmiş midir? Okullara devam etmediği görülmüş ise H.K.G.'nin devam etmediği okullarda yöneticilik yapan kişiler hakkında işlem yapılmış mıdır?" sorusunu yöneltti. Temel Eğitim Genel Müdürü Tuncay Morkoç da bu soruya "T.C. kimlik numarası kullanımı 2006'da başladı. 2007-2008 eğitim öğretim yılında e-okul sistemini geliştirildi. Şu anda bir tuşa bastığımız zaman bütün çocuklar kendi okullarıyla otomatik olarak o okulun sistemine dahil oluyorlar. O çocuğun takibimizden çıkması artık mümkün değildir. H.K.G. 2003'te veya 2004'te kaydolması gereken bir çocuğumuz" yanıtını verdi. ''BU BİR GEREKÇE OLMAZ AMA...''' Komisyon Başkanı ve AK Parti Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu da bunun üzerine "Çocuğumuz takibe girmemiş oluyor, öyle mi?" diye sordu. Genel Müdür Morkoç da "Tabii ki. Tabii ki bu bir gerekçe olmaz ama." demekle yetindi. Kanunda sorumluların belli olduğunu söyleyen Morkoç, "Bir mülki amirler; iki muhtarlar; üç belli yerde zabıtalar ve okul müdürleri, müfettişler. Okul müdürünün bunu takip edebilmesi çocuğun ondan haberdar olabilmesine bağlı, muhtarlıklardan, başka yerlerden... Şu anda öyle bir şey yok, artık haberdar olabiliyor, çünkü çocuğun T.C. kimlik numarasını görüyor." şeklinde konuştu. Toplantıda HDP'li Kurtulan'ın "Yani 'Biz bu çocuktan haberdar olamamışız' diyorsunuz…" demesi üzerine de Morkoç, "Tabii ki o dönemde okul müdürü olamamış. O tarihte muhtemeldir ki bu bilinememiş, yani okul müdürü bunu tespit edememiş" yanıtını verdi. Muhalefet temsilcilerinin "2007'de sisteme geçildikten sonra geriye doğru tarama neden yapılmadı?" sorusuna da Morkoç, "Doğru söylüyorsunuz efendim, zorunlu değildi o tarihlerde" yanıtını verdi. AK Parti'li Aydoğdu da "Yerinde bir soru ama yapılmamış, ihmal edilmiş" ifadelerini kullandı. Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Metin Çakır da H.K.G. olayıyla ilgili sorumluların bulunması için inceleme sürecinin devam ettiğini kaydetti. ''YAZILI YANIT VERECEĞİM'' Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Erhan Gülveren'e de komisyonda muhalefet vekilleri tarafından Hiranur Vakfı'na dair denetimler soruldu. Sorulan tüm sorulara "Yazılı yanıt vereceğim" diyen Gülveren'in birçok soruya yanıt vermemesi üzerine muhalefetin "Bunun için buraya geldiniz" tepkisiyle toplantı sonlandırıldı. Toplantı devam ederken okullarda cinsel istismar olaylarına dair veriler ve bu verilerin alınıp adım atılması konusu da ele alındı. Komisyon Başkanı Aydoğdu, Genel Müdürü Özdemir'e "Vaka istatistiği var mı? Hangi yaş grubunda, hangi okullarda, hangi tür istismar oluyor; bu konuda bir eğilim tespit edebilir miyiz?" diye sordu. Özdemir de "Şu an elimizde bir net veri yok, verileri almamız gerekiyor. Onu yazılı olarak size iletebiliriz" dedi. Cinsel istismar olaylarının "kişisel ve özel olaylar" olduğunu ifade eden Özdemir, Bakanlığın gerekli müdahaleyi yaptığını da vurguladı. ''VERİ ÇALIŞMAMIZ VAR'' AK Parti'li Aydoğdu, "Biz sadece rakam istiyoruz olayları kişiselleştirmeden. O zaman herhangi bir şey olmaz. Bu çalışmalar olumluya mı, olumsuza mı gidiyor; yankısı ne oluyor, geri dönüşü nasıl oluyor?" sorusunu da yöneltti. Bu sözlere CHP ve HDP'li üyeler de destek verirken, CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, "Eğer siz olayın neden kaynaklandığını, ne kadar olduğunu ve nerede olduğunu bilmezseniz, bu veriye sahip değilseniz, bu istatistiki bilgileriniz yoksa politika da üretemezsiniz, strateji de. Birinci aksaklık burada" şeklinde tepki gösterdi. Tartışmaların sürmesi üzerine Genel Müdür, "veri çalışmamız var" açıklamasını yaptı. MHP'li Halil Öztürk de komisyondaki konuşmasında "Cinsel istismar konusu, insanlığın var olduğu tarihten bugüne kadar var olan bir olgudur. Dolayısıyla sadece Türkiye'de var olan bir istismar söz konusu değildir. Dünyanın en gelişmiş Amerikasından, Avrupasından tutun -ne bileyim- bu, Angola'da da var, Mozambik'te de var, her yerde cinsel istismar zaten var. Herkesin başına bir jandarma koyarak, bir teftiş, bir müfettiş koyarak da bu cinsel istismar konusuna çözüm bulamayacağımıza inanmaktayım. İstismar konusunun yüzde 100 düzeyinde çözülecek olması da zaten akıl dışıdır" ifadelerini kullandı.

Tepkiler büyüyünce İsveç Başbakanı geri adım attı! Haber

Tepkiler büyüyünce İsveç Başbakanı geri adım attı!

NATO üyeliği için Türkiye'nin kapısını aşındıran İsveç'ten skandal bir hareket daha geldi. İsveç’te terör örgütü PKK/YPG yandaşları Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a benzetilen bir cansız mankeni başkent Stockholm’deki belediye binasının önünde ayaklarından asmıştı. Görüntüler Türkiye ve dünyadan büyük tepkilere neden olurken, İsveç'ten bir skandal hareket daha geldi. İsveç polisi, Türk Büyükelçiliği önünde Kur'an-I Kerim yakılacağı iddia edilen eyleme onay verdi. İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ANCAK... Türkiye'nin sert tepki gösterdiği skandal eylem sonrası İsveç Başbakanı sessizliğini bozdu. Gece saatlerinde resmi Twitter hesabı üzerinden bir açıklama yayınlayan İsveç başbakanı Ulf Kristersson, 'İfade özgürlüğü demokrasinin temel bir parçasıdır. Ancak bir şeyin yasal olması mutlaka uygun olduğu anlamına gelmez' dedi. 'Pek çok kişi için kutsal olan bir kitabı yakmak son derece saygısız bir davranıştır' diyen İsveç Başbakanı sözlerine şöyle devam etti; 'Bugün Stockholm'de yaşananlardan rahatsız olan tüm Müslümanlara sempatimi iletiyorum.' İSVEÇ DIŞİŞLERİ BAKANI İsveç'in, aşırı sağcı görüşleriyle bilinen, Danimarka merkezli ırkçı Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan’ın hem İsveç hem de Danimarka vatandaşlığı bulunuyor. Dışişleri Bakanı Tobias Billström ise 'İslamofobik provokasyonlar ürkütücü' değerlendirmesinde bulundu. İsveç Merkezli Expressen gazetesinin haberine göre, bakan açıklamasında şu ifadelere yer verdi; 'İsveç geniş kapsamlı bir ifade özgürlüğüne sahiptir, ancak bu, İsveç hükümetinin veya benim, ifade edilen görüşleri desteklediğimiz anlamına gelmez.'

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.