Hava Durumu

#Birleşmiş Milletler

Lodoshaber.Com - Birleşmiş Milletler haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Birleşmiş Milletler haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

BM'den kutsal kitaplara saldırıya ilişkin önemli karar! Haber

BM'den kutsal kitaplara saldırıya ilişkin önemli karar!

İsveç ve Danimarka'da son dönemde haddini aşan bazı eylemler gerçekleştirildi İsveç'te Stockholm'deki bir caminin önünde Kur'an-ı Kerim yakılmasına izin verilmiş alçak eylem sonrası tepkiler çığ gibi büyümüş Müslüman ülkeler Kur’an’ı Kerim’in yakılmasını sert dille kınamıştı. İsveç’in ardından Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da da Irak Büyükelçiliği binası önünde Kur’an’ı Kerim yakıldı.  İslam aleminden sert tepki Alçak eylemlere Türkiye başta olmak üzere İslam ülkelerinden sert tepki gelmişti. BM harekete geçti Bu tepkilerin ardından Birleşmiş Milletler Genel Kurulu harekete geçti. Uluslararası hukuka aykırı buldu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, kutsal kitaplara yönelik şiddeti uluslararası hukukun ihlali olarak tanıyan karar tasarısını kabul etti. İsveç'te Kuran-ı Kerim yakma provakasyonları Danimarkalı aşırı sağcı politikacı Rasmus Paludan, 2022'de Paskalya tatili boyunca Malmö, Norköpin, Jönköping ve başkent Stockholm'de Kur'an-ı Kerim yakma provokasyonlarını sürdürmüştü. Paludan'ın durdurulmasını isteyen göstericiler, yollarda lastikler yakarak polise taşlarla saldırmıştı. Çıkan olaylarda 104 polis ve 14 gösterici yaralanmış, 20 polis aracı yakılarak tahrip edilmişti. İsveç'in başkenti Stockholm'de 21 Ocak'ta Paludan, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmıştı. Kalabalık polis korumasında gerçekleştirilen eylem sırasında Paludan'ın yanına kimsenin yaklaşmasına izin verilmemişti. Kurban Bayramı'nın ilk gününde bir provakasyon daha Stockholm'de Irak asıllı Salwan Momika, 28 Haziran'da, Kurban Bayramı'nın birinci gününde Stockholm Camisi önünde polis koruması altında Kur'an-ı Kerim yakmıştı. Momika, 20 Temmuz'da da Irak'ın Stockholm Büyükelçiliği önünde polis koruması altında Kur'an-ı Kerim'i ve Irak bayrağını ayaklar altına almıştı. Danimarka'da da benzer eylemler yapılıyor Danimarka'daki İslam karşıtı ve aşırı milliyetçi "Danske Patrioter (Danimarkalı Vatanseverler)" isimli grubun üyeleri bugün önce Mısır'ın, daha sonra da Türkiye'nin Kopenhag Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yaktı. İslam'a hakaret içeren sloganlar atan ve İslam karşıtı pankart açan grup üyeleri, Kur'an-ı Kerim'i yakma anını, sosyal medya hesaplarından canlı paylaştı.Irak'ın Kopenhag Büyükelçiliği önünde 22 Temmuz'da Kur'an-ı Kerim'i yakan grup, 24 Temmuz'da sırasıyla İran ve Irak'ın Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim'i yakmıştı. Grup, daha önce Türkiye'nin Kopenhag Büyükelçiliği önünde Türk bayrağı ve Kur'an-ı Kerim'e saldırı düzenleyerek, İslam'a hakaret etmişti.Danimarka, 22 Temmuz'da ve 24 Temmuz'da Kur'an-ı Kerim'in yakılmasını kınadığını belirten açıklamalarda bulunmuştu.

Rusya: Fransa'daki durum, Avrupa'nın güvenliğini tehdit etmemeli Haber

Rusya: Fransa'daki durum, Avrupa'nın güvenliğini tehdit etmemeli

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, başkent Moskova'da gündemdeki konulara dair haftalık basın toplantısı düzenledi. Fransız polisinin 27 Haziran'da Nanterre'de 3 kişinin bulunduğu araca ateş açması sonucu 17 yaşındaki bir gencin öldürülmesinin ardından ülke genelinde başlayan protesto gösterileri ile ilgili soruyu yanıtlayan Zaharova, FransaCumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, "Rus hükümetinde anlaşmazlıkların olduğu, Rus silahlı kuvvetlerinin de zayıf olduğu" yönünde açıklama yaptığını anımsattı. "Paris, inceliğin gösterilmesini istiyorsa kendisinin örnek olması gerekiyor" Zaharova açıklamasının devamında şunları söyledi: Bu nedenle söz konusu açıklamaların ışığında, çeşitli değerlendirmelere göre Fransız ekonomisine bir milyardan fazla avroya mal olan ve binlerce vatandaşının gözaltına alınmasıyla sonuçlanan Fransa’daki gösterilere dair tepkimiz itidal ve doğruluk örneğidir. Paris, inceliğin gösterilmesini istiyorsa kendisinin örnek olması gerekiyor. Fransa’daki olaylara bir gencin polis tarafından öldürülmesinin neden olduğuna dikkati çeken Zaharova, "Bu bağlamda, Rusya Dışişleri Bakanlığı, Fransa'da oluşan krizi ve benzeri görülmemiş şiddetin artmasından derin endişe duyuyor." ifadesini kullandı. Fransa'da son yıllarda yabancılara, göçmenlere karşı düşmanlığın ve antisemitizmin arttığını ifade eden Zaharova, ülkede insan haklarının ihlal edildiğini ve bu konunun defalarca Birleşmiş Milletler (BM) dahil uluslararası örgütler tarafından dile getirildiğini söyledi. "Fransa ırkçı duyguların büyümesine karşı ciddi adımlar atmalıdır" Mariya Zaharova, şöyle devam etti: BM gibi örgütler Fransa’daki duruma dikkati çekiyorsa, Fransa yönetimi, başka ülkelere boş yerde ve sürekli ders vermesi yerine kendi sorunlarını düşünmelidir. Fransız yönetimi, toplumun radikalleşmesini ciddiye almalı ve ülkede yabancılara karşı düşmanlığın ve ırkçı duyguların büyümesine karşı ciddi adımlar atmalıdır. Fransız yetkilileri, ülkeyi ayağa kaldıran cinayeti bir an önce incelemeye ve faillerin cezalandırılması yönünde tedbirler almaya çağırıyoruz. İsyancıların vandallığını ve kamu düzenini bozma yönündeki eylemlerini, hem de Fransız güvenlik güçlerinin kendi vatandaşlarına karşı sorumsuzca hukuka aykırı yöntemleri kullanmasını şiddetle kınıyoruz. Fransa'daki durum, ortak Avrupa kıtamızın güvenliğini tehdit etmemelidir. "Kiev'e tedarik edilen silahlar, Fransa’daki protestocuların elinde" Batılı ülkelerin Ukrayna’ya silah sevkiyatı yaptığına işaret eden Zaharova şöyle devam etti: Batı, Ukrayna'da Nazi akımını teşvik ederek, Zelensky yönetiminin yaptıklarına göz yumarak pandoranın kutusunu açtı. Bu politikanın sonuçları şimdiden görülüyor. Avrupa'daki radikal milliyetçiler aktifleşti ve ilham verici hale dönüştü. Onlara silahlar sağlanıyor, her şey için izin veriliyor. "Bumerang gibi kendi topraklarına dönüyor ve kendi halkına darbe vuruyor" Sözcü Zaharova, şu ifadeleri kullandı: Basında çıkan haberlere inanacaksak, Nazi grupları Fransa’daki ayaklanmaya doğrudan müdahil oluyor. Elysee Sarayı’nda bunu düşünen var mı? Bunu düşünen yoksa o halde düşünme zamanı geldi. Kiev'e tedarik edilen silahlar, Fransa’da protesto edenlerin eline geçiyor ve polise karşı kullanılıyor. Cumhurbaşkanı Macron, bunu kendi halkına açıkladı mı? Yoksa bu sır olarak gizleniyor mu? O halde biz bunu açıklayalım. Batı, NATO ve özellikle de Fransa’nın (Ukrayna’ya) sağladığı silah ve milliyetçileri, Nazileri ve faşistleri desteklemek için harcanan para, bumerang gibi kendi topraklarına dönüyor ve kendi halkına darbe vuruyor. Bunun böyle olacağını daha 1,5 yıl önce söylemiştik. "Yabancılara karşı düşmanlığın desteklenmesi kabul edilemez" İsveç'in başkenti Stockholm'de Irak asıllı Salwan Momika isimli şahsın Kur'an-ı Kerim yakmasına de değinen Zaharova, bu olayın Kurban Bayramı’nda gerçekleştiğine ve Müslüman ülkelerin buna tepki gösterdiğine dikkati çekti. Bunun ardından Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde protesto gösterilerinin düzenlendiğini anımsatan Zaharova, Rusya’nın bu konuda pozisyonunun değişmez olduğunu belirtti. Zaharova, "Stockholm’un, yabancılara karşı düşmanca yapılan benzer eylemlerin desteklenmesinin kabul edilemez olduğuna dikkatini çekiyoruz." dedi.

Dışişleri Bakanlığı'ndan BM'ye KKTC çağrısı Haber

Dışişleri Bakanlığı'ndan BM'ye KKTC çağrısı

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kıbrıs Adası’nda konuşlu BM Barış Gücü’nün (BMBG) görev süresini 30 Ocak 2023 tarihinde aldığı 2674 (2023) sayılı kararla bir yıl uzatmıştır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı’nın sözkonusu kararla ilgili olarak yaptığı açıklamayı tümüyle destekliyoruz. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin raporlarında yer almamasına rağmen, Konseyin sahadaki gerçeklerden kopuk bir şekilde KKTC'nin iki devletli çözüm yönünde ortaya koyduğu iradeyi yok sayarak, defalarca denenmiş ve başarısız olmuş çözüm modellerinde ısrar ettiği görülmektedir. Bu durum sağduyu ve iyi niyetle bağdaşmamakta, Konseyin Ada’da gerçek anlamda bir çözümü teşvik etmek yerine, Kıbrıs Rum tarafının güdümünden çıkamadığını göstermektedir” ifadeleri kullanıldı. “BM Güvenlik Konseyi bir kez daha, Kıbrıs Türk halkına uygulanan insanlık ve hukuk dışı ambargoları da görmezden gelmiştir” BM Güvenlik Konseyinin Kıbrıs Türk halkına uygulanan hukuk dışı ambargolara göz yumduğu belirtilen açıklamada, “BM Güvenlik Konseyi bir kez daha, Kıbrıs Türk halkına uygulanan insanlık ve hukuk dışı ambargoları da görmezden gelmiştir. Kararda KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın 1 ve 8 Temmuz 2022 tarihli mektuplarıyla BM Genel Sekreteri’ne ilettiği, Ada’nın birçok ihtiyacına cevap verebilecek, gerçekçi, yapıcı ve samimi işbirliği önerileri yok sayılarak iki taraf arasında işbirliği çağrısı yapılması ise bir başka çelişkidir” ifadelerine yer verildi. “Bu vesileyle bir kez daha vurgulamak isteriz ki Maraş KKTC toprağıdır” Maraş’ın KKTC toprağı olduğu vurgulanan açıklamada, “Kararda Maraş ile ilgili olarak yer verilen hususları reddediyor, bölgede KKTC makamlarınca yasal mülk sahiplerinin haklarına riayet edilerek ve Ada’daki iki halkın yararı gözetilerek yapılan ve yapılacak olan çalışmalara desteğimizin tam olduğunu yineliyor; Konseyi mülklerine geri dönmek isteyen Kıbrıslı Rumları engellemeye çalışan GKRY’nin samimiyetsiz tutumunu desteklemekten vazgeçmeye davet ediyoruz. Bu vesileyle bir kez daha vurgulamak isteriz ki Maraş KKTC toprağıdır” denildi. Dışişleri Bakanlığı KKTC’yi tanıma çağrısı yaptığı açıklamasında, “BMBG’nin görev süresi uzatılırken KKTC’nin rızası bir kez daha alınmamıştır. Bunun BM’nin yerleşik uygulamalarına aykırı olduğu ve BMBG’nin KKTC makamlarının iyi niyeti çerçevesinde faaliyetlerini sürdürebildiği defaatle kayda geçirilmişti. BMBG’nin KKTC topraklarındaki faaliyetlerini hukuki zeminde sürdürmesi elzemdir. KKTC makamlarının bu hususta atacağı adımlara tam destek vereceğimiz bilinmelidir. Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözümün yolunu açacak ortak zemin sahadaki gerçekleri temel almalıdır. Bu çerçevede, Güvenlik Konseyini ve uluslararası toplumu Kıbrıs Adası’nda iki ayrı halk ve iki ayrı devlet bulunduğu gerçeğinden hareketle Kıbrıs Türk halkının müktesep hakları olan, egemen eşitliğini ve eşit uluslararası statüsünü tescil etmeye, KKTC’yi tanımaya çağırıyoruz” ifadelerine yer verdi.

BM'den, Musk dönemindeki Twitter'a kınama Haber

BM'den, Musk dönemindeki Twitter'a kınama

Birleşmişler Milletler (BM), Elon Musk tarafından satın alındıktan sonra Twitter'da "ırkçı terminoloji kullanımı"nın artmasını kınayarak, bu platformda Afrika kökenlilere karşı kullanılan nefret ifadeleri karşısında "daha derin sosyal medya hesap verebilirliğine" yönelik ihtiyaç olduğunu belirtti. BM'den yapılan yazılı açıklamaya göre, BM uzmanları, Musk'ın satın almasının ardından Twitter'da siyahileri tanımlamak için ırkçı bir sözcüğün kullanımında ciddi artış gözlenmesine tepki gösterdi. Uzmanlar, "Twitter'ın satın alınmasının ilk günlerinde, Rutgers Üniversitesi Ağ Bulaşma Araştırma Merkezinin yaptığı araştırma, siyahilere yönelik nefret dolu ve ırkçı bir kelimenin kullanımının önceki ortalamalara kıyasla 12 saatlik zaman diliminde yüzde 500 arttığını gösterdi. Twitter, bunun bir trolleme kampanyasına dayandığını ve nefret diline bu platformda yer olmadığını ifade etse de Afrika kökenlilere yönelik kullanılan bu nefret dili son derece endişe vericidir. Bu söylemler, insan hakları merkezli acil yanıtı hak ediyor. " ifadelerini kullandı. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Musk'a bir mektup göndererek, ifade özgürlüğünün zararlı dezenformasyon yaymak için bir kolaylık sağlamaması gerektiğini vurguladı. BM Uzmanları, Elon Musk, Mark Zuckerberg, Sundar Pichai, Tim Cook ve diğer sosyal medya platformlarının CEO'larına, iş modellerinde insan hakları, ırksal adalet, hesap verme zorunluluğu, şeffaflık, sosyal sorumluk ve etiği merkeze alma çağrısında bulundu. Musk, Twitter'ı 28 Ekim 2022'de 44 milyar dolara satın almıştı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.