Hava Durumu

#Aile

Lodoshaber.Com - Aile haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Aile haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Uzmanından ailesinde kalp hastalığı olanlara uyarı  Haber

Uzmanından ailesinde kalp hastalığı olanlara uyarı 

Radyoloji Bölümünden Uzm. Dr. Özgür Kızılca, kalp damarlarında meydana gelebilecek hastalık risklerinin bilgisayarlı tomografi (BT) ile birkaç dakika içerisinde belirlenebildiğini belirterek, "Ailesinde kalp-damar hastalığı varsa zaten hasta risk taşıyor demektir. Ayrıca yüksek tansiyon hastaları, obezite hastaları, yüksek kolesterol ve trigliserit değerine sahip olan hastalar, sigara kullananlar ve diyabet hastalarının da bilgisayarlı tomografi yöntemini tercih etmeleri önemlidir" dedi.    Memorial Antalya Hastanesi Radyoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Özgür Kızılca, Koroner BT Anjiyografi ile kalp taraması hakkında bilgi verdi.    Göğüs ağrısının genellikle kalp ve damar hastalıklarının habercisi olduğunu ve uzmanların karşılaştığı en yaygın teşhis zorluklarından biri olduğunu belirten Kızılca, "Günümüzde teknolojinin ilerlemesiyle her ne kadar tedavi yaklaşımları gelişse de bu hastalıklar hala tüm dünyada en çok yaşam kaybına neden olan sağlık problemleri arasındadır. Bu nedenle kalp sağlığına dikkat edilmesi, gerekli önlemlerin önceden alınması özellikle orta ve yüksek risk grubunda olan hastalar için hayati önem taşımaktadır. Koroner BT Anjiyografi orta riskli hastalarda koroner arter hastalığının tespiti için başvurulan başlıca yöntemlerden biridir" diye konuştu.      "Damarların 3 boyutlu görüntüsü alınabiliyor"    Koroner BT yönteminin noninaziv bir yöntem tetkik ve hasta açısından oldukça konforlu bir işlem olduğunu dile getiren Kızılca, "İlk aşamada koroner damarlarda genişleme sağlanması ve kalp ritminin düzenlenmesi için hastaya dilaltı bir tablet verilir. Kol toplar damarlarından verilen kontrast bir madde sayesinde üç boyutlu görüntüleme sağlayan özel bilgisayar programları ile hastanın değerlendirmeye alınacak olan koroner damarlarının farklı açılardan görüntüleri elde edilir. İki veya üç boyutlu olan bu görüntüleme işlemi için ortalama birkaç dakikalık süre yeterlidir. Koroner BT Anjiografi ile bir kan damarının tıkalı olup olmadığı, tıkanıklığın tam olarak nerede olduğu ve ne kadar önemli olduğu tespit edilebilir. Ayrıca kalbin kan damarlarında bir şişkinlik (anevrizma) veya yağlı madde (plak) birikimi olup olmadığı da anlaşılır" ifadelerini kullandı.      "Koroner BT ile en doğru sonuç"    Hareketli bir organ olan kalpte, radyolojik görüntüleme sırasında her zaman doğru sonuçlar alınamayacağına değinen Kızılca, "Koroner BT tekniğinin yüksek hızda tarama kapasitesi ve ileri bilgisayar yazılımları sayesinde, görüntüleme esnasında kalbin hareketinin neden olabileceği yanıltıcı tanılar ortadan kalkar. Kontrast maddeye bağlı olarak görülebilen hafif yan etkiler ise birkaç saniyede geçer. Koroner BT Anjiyografi akciğer veya beyin tomografisi ile aynı mantıkta yapılır. Bu yöntem ile tıkalı veya daralma olan bir damar olup olmadığı kontrol edilir. Bir tıkanıklık saptanması durumunda ise tedavi yönteminin belirlenmesi ve gerektiğinde uygulanması amacıyla hasta klasik anjiyografiye yönlendirilir. Hastanın eğer bir risk faktörü varsa Koroner BT Anjiyografi yöntemi tercih edilir. Hastanın ailesinde kalp-damar hastalığı varsa zaten hasta risk taşıyor demektir. Ayrıca yüksek tansiyon hastaları, obezite hastaları, yüksek kolesterol ve trigliserit değerine sahip olan hastalar, sigara kullananlar ve diyabet hastalarının da bilgisayarlı tomografi yöntemini tercih etmeleri önerilir. Öte yandan Koroner BT Anjiografi yöntemi, stenti olan ve bypass operasyonu geçirmiş hastaların, gerektiğinde kontrol tetkiki amacıyla da kullanılmaktadır" şeklinde konuştu.

Şehir dışındaki ailesinin yanına gidecekken depreme yakalandı Haber

Şehir dışındaki ailesinin yanına gidecekken depreme yakalandı

Depremin merkezi Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde yıkılan evinin enkazından kurtulan Muhammed Maral, deprem sırasında yaşadıklarını anlattı. Ailesiyle birlikte çadır kentte yaşayan Maral, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 yaşındaki oğlu Umut Can ile kayın babasının enkaz altında kalarak hayatını kaybettiklerini belirtti. Maral, depremden önce eşi ve iki küçük çocuğunun da Gaziantep'e misafirliğe gittiğini söyledi. Kaldıkları binanın komple yıkıldığını ifade eden Maral, "Evin komple yıkıldığını gördüm. Herkes canının derdine telaşına düştü. Elektrikler de birden gitti. Yıkılan binaların aralarında kalanlar, arabaların içinde kalanları gördük. Köprüler yıkıldı köylere yetişemedik. Bina komple oturdu aşağıya. Çocuklar Gaziantep'e gitmişti. Oğlum da 'Dedemin yanında kalacağım' demişti okul tatildi. Buradaydım ben de çocuğu da alıp Gaziantep'e gidecektim. Sabahı göremedi çocuk. Köy evinde kayınbabamla enkaz altında kaldı. Yattığım odadan çıktım kendi imkanlarımla" diye konuştu. Devletin her türlü yardımı kendilerine sağladığını belirten Maral, "Allah razı olsun devletimizden de milletimizden de. Kimse nankörlük etmesin. 'Koşmadı' diyen de 'Yardım gelmedi' diyen de yalan söyler. Devlet de olsun askeriye de olsun 'Gelmedi' diyen yalan söyler. Biz kendi gözümüzle gördük, yaşadık. Allah razı olsun Cumhurbaşkanımdan da evimizi yapıp verecek bize" dedi.

Hatay'daki depremde 4 kişilik aileyi ek kolonlar kurtardı! Haber

Hatay'daki depremde 4 kişilik aileyi ek kolonlar kurtardı!

Kahramanmaraş merkezli depremlerin büyük yıkıma neden olduğu Hatay’da, 4 kişilik aileyi evlerinin ön bölümüne yaptıkları ek iki kolon kurtardı. O kolonlar sayesinde ev arkaya yıkılırken aile, şans eseri ön bölümden kendilerini dışarı atarak kurtulabildi.      6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremlerde 11 il içinde en büyük yıkımı Hatay’da oldu. Özellikle Antakya’dan sonra en büyük yıkımın meydana geldiği Defne ilçesinde yeni sayılabilecek bir çok bina ya ağır hasar aldı yada yıkıldı. Subaşı Mahallesi’nde 4 kişilik İbrahim Göbelek ailesinin yaşadığı 2 katlı müstakil ev ise depremle birlikte arka bölümüne çöktü ve birinci kat yok oldu. Bina ön bölüme yıkılsaydı, Göbelek ailesi enkaz altında ezilecekti. Binanın ön tarafa yıkılmasını ise İbrahim Göbelek’in kısa süre yaptırdığı iki kolon engelledi. Evin büyük bölümü birinci katla birleşirken aile kurtulmalarını o iki kolonun sağladığına dikkat çekti.    "Kıyamet geldi zannettim"    Üniversiteden dönen çocuklarıyla o gece geç saatlere kadar oturduklarını anlatan anne Gülhan Göbelek, “Sabaha karşı dolapların sesini hissettim. Çocuklarıma seslendim, 'deprem oluyor' diye. Uykulu şekilde girişe geldik kapı zor açıldı. Arkamızdan molozlar düşmeye başlamıştı. Ev üzerimize gelmeye başladı, dışarı çıkar çıkmaz ev arka bölüme düştü. Dışarıda yağmur vardı, karanlıktı aklıma kıyamet geldi” dedi.    "Kurtulamazdık"    En büyük şanslarının evin arkaya doğru yıkılması olduğunu niteleyen Göbelek, “ Ev öne doğru yıkılsaydı kurtulamazdık. Bizi yeni yapılan kolon ve demir kapı korudu. Hiç bir eşyamızı evden alamadık. İki gün önce geri geldik evimizden bir şey kurtarabilir miyiz diye?35 yıllık emeğimiz gitti. Ne kıyafet eşya hiçbir şey alamadık. Hepsi pres gibi ezildi. Hatay’ın kısa sürede düzeleceğine inanmıyorum. Hayatta olduğumuza çok şükür Allah’ım bana ailemi bağışladı” diye konuştu.    "Ev öne gelseydi enkaz altında kalacaktık"    Ailesini önce Allah daha sonra öndeki iki kolonun koruduğunu ifade eden İbrahim Göbelek, “ Herhalde zemin gevşek olduğu için ev arkaya doğru gitti. Eğer öne gelseydi enkaz altında kalacaktık. Bu kolonları ve merdiven direklerini iyileştirme yapmıştım. Buda ailemi kurtardı. Yurt dışında çalışarak bu evi yapmıştım. Üniversiteye giden iki çocuğum var onların kiralarını ödüyorum. Biz devletimize güveniyoruz, evlerimizi yapacaktır” dedi.

Ailesinden 12 kişiyi depreme kurban verdi Haber

Ailesinden 12 kişiyi depreme kurban verdi

Merkez üssü Kahramanmaraş olan 2 büyük deprem 10 ilde yıkıma neden olurken binlerce insan hayatını kaybetti ve yaralandı. Malatya’da çocuklarıyla birlikte depremden sağ kurtulan Filiz Deniz’in annesi Hafure Hancı Adıyaman'da 3 saat sonra enkaz altından çıkarıldı. Belden aşağısı kırık olan anne Hancı, helikopterle önce Malatya'ya ardından Elazığ'a sevk edildi. Fırat Üniversitesi Hastanesinde tedavi altına alınan Hancı ameliyat olmayı beklerken kızı Filiz ise başından bir an olsun ayrılmıyor.    Adıyaman’da bulunan köylerinde 56 kişinin hayatını kaybettiğini ve bu kişilerden 12’sinin aileden olduğunu aktaran Filiz Deniz, yaşanan o anları anlattı. Filiz Deniz, “Depremi anlatmaya tarif yetmez. Şu ana kadar görmediğim ve duymadığım bir şeydi. Çok kötüydü. Ben ameliyatlıydım ve eşim evde yoktu. Çocuklarla ilk deprem durana kadar balkonda bekledik. Daha sonra yavaş yavaş aşağı indik. Kendimizi dışarı attık yağmur ve kar vardı. Çok şükür yardımcı olmaya çalıştılar. Ama sadece biz değiliz herkes öyle. Allah herkesin yardımcısı olsun ve şifa versin. Yakınları ölenlere sabır versin” diye konuştu.  Ev komple yıkıldı   Annesini enkazdan çıktığını aktaran Deniz, “Evi komple yıkıldı ve duvarların altında kaldı. Ardından annemi çıkardılar. Ameliyat olacak, onu bekliyoruz. Belden aşağısı hep kırık. Kalbi de zarar görmüş. Adıyaman’dan enkaz altından çıkardılar ve Elazığ’a sevk edildi. 3 saat sonra kurtarılmış. 3 gün boyunca da orada dışarda kalmış. Soğukta beklemişler. Helikopterle Malatya’ya oradan da Elazığ’a sevk edildi. Dayımlar ve teyzemler ailecek öldü. Teyzemin oğlu ve kardeşimin oğlu da ailecek vefat etti. Toplam ailemden 12 kişi vefat etti. Köyümüzde ise toplam 56 ölü sayısı var sadece 12 tanesi bizim aile.” şeklinde konuştu.

Bir aile yok oldu: 10 aylık bebekleriyle enkazda cesetleri çıkarıldı Haber

Bir aile yok oldu: 10 aylık bebekleriyle enkazda cesetleri çıkarıldı

Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin vurduğu illerden biri de Hatay olurken, kentte çok sayıda insan hayatını kaybetti. Depremde kahreden bir haber de Alkan ailesinden geldi. Çöken bir binada bulunan avukat Bestami Uğur Alkan, eşi Özge Alkan ve 10 aylık bebekleri Arven hayatını kaybetti. Tekirdağ'dan Hatay'a yerleşmişti 3 yıl önce Tekirdağ'da görev yapan avukat Bestami Uğur Alkan, daha sonra Hatay'a yerleşip, mesleğini orada sürdürmeye başladı. Bölgede meydana gelen depremde Alkan, eşi Özge, 10 aylık bebekleri Arven ve annesi Nalan Alkan'ın birlikte kaldıkları ev depremde yıkılarak enkaz haline geldi. Enkazda yapılan arama faaliyetlerinde Bestami Uğur Alkan, eşi Özge ve bebekleri Arven'in cansız bedenlerine ulaşılırken, yaralı olarak kurtarılan Nalan Alkan ise hastaneye sevk edildi. Tekirdağ Barosundan yapılan açıklamada "Acımız çok büyük, sabaha karşı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde meydana gelen depremde çok sayıda yurttaşımızın hayatını kaybetmesinin acısını yaşıyoruz. Depremde, Tekirdağ Barosundan Hatay Barosuna nakil olan meslektaşımız Av. Bestami Uğur Alkan, eşi Özge Alkan ve bebeklerinin de hayatlarını kaybettiğini öğrendik. Bu büyük felakette hayatlarını kaybeden tüm yurttaşlarımıza, meslektaşlarımıza, eşine ve bebeğine Allah'tan rahmet, yakınlarına ve camiamıza başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun" denildi.

Sinan Ateş'in ailesinden açıklama: Çocuklar üzerinden duygu sömürüsü yapmayın! Haber

Sinan Ateş'in ailesinden açıklama: Çocuklar üzerinden duygu sömürüsü yapmayın!

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş 30 Aralık günü cuma namazı çıkışı uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Sinan Ateş'in ailesi yeni bir açıklama yaptı. Ateş ailesi tarafından yapılan açıklama şu şekilde: "Şehit eşim Sinan Ateş'in tertemiz adını ağzına almadığı için memnun olduğum bir siyasetçi, dün yaptığı açıklama ile sabrımızın sınırlarını zorlamaktadır. Eşimin Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı görevinden ayrılmasından şehit edildiği güne kadar yaşanan süreçlerden dolayı öncelikle kendisini temize çıkarması gereken bu beyefendi, yaşadığımız tüm acılara rağmen soruşturmanın sağlıklı yürümesi adına biz konuşmazken hangi ihtiyaca binaen masum çocuklar üzerinden duygu sömürüsü yapmaya çalışmaktadır? Bütün çocuklar elbette ki masumdur ancak bu beyefendi iki yetim evladın hayatları boyunca yaşayacakları travmayı görmezden gelip suçsuz oldukları sabit görüldüğü takdirde serbest kalacak olan isimlerin çocuklarını mı düşünmektedir? En azından biz bunu inandırıcı bulmadık. Acıları deşmek istemem ancak bu beyefendi madem ki bizim acımız üzerinden siyaset yapmak, bir yerlere mesaj vermek hadsizliğini gösterdi birkaç cümle etmek mecburiyeti hasıl oldu. Bu beyefendinin oğlu (Allah rahmet eylesin) vefat ettiğinde beyefendinin koluna giren ve kendisini yalnız bırakmayan benim eşimdi. Beyefendi, rahmetli oğlunun muhterem eşine merhumun yetim bıraktığı evladının yaşadıklarını sorsa idi hakkını araması gereken çocukların hangisi olduğunu daha iyi kavrayacaktı. Maksadım, satır satır şerh düşebileceğim talihsiz açıklamaya dair cevap vermek değildir. Ülkücü Şehit Sinan Ateş'in evlatları bu siyasetçinin iğreti bir şekilde kullandığı gibi mazlum değildir, aksine mağrurdur. Çünkü benim evlatlarım; hayatı boyunca tertemiz yaşamış ve evlatlarına şerefli bir miras bırakarak şehit düşmüş bir babanın çocuklarıdır. Bizi herhangi partinin iç meselesi, diğer partilerle meseleleri ilgilendirmemektedir. Şehidimiz ile adalet arasına kim girmeye çalışıyor, bu vicdanları yaralayan suikasti kim aydınlatmaya çalışıyor biz ona bakıyoruz. Gerisi bizim için lafügüzaf. Kör değiliz, sağır değiliz, dilsiz değiliz. Duam ve beklentim odur ki şehidimizin kırkı çıkmadan gerçekler ortaya çıksın. Tüm gerçekler belgeleriyle ortaya çıktığında bugünlerde yapılan bu ve benzeri açıklamaların mahiyeti daha iyi anlaşılacaktır. Dua ile..."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.