Hava Durumu

Taraça'da 'Temiz Gıda' devri...

null

Haber Giriş Tarihi: 10.06.2016 18:16
Haber Güncellenme Tarihi: 10.06.2016 18:16
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.lodoshaber.com
Taraça'da 'Temiz Gıda' devri...

Taraça Lezzet Kulübü'nün işletmecisi Müberra Akgün, topluluk bahçesi olması amacıyla Taraça'nın arka bahçesini, Permakültür Kollektifi'ne verdi. Toprağın ve suyun incelenmesinin ardından temiz gıda için uygun raporu alınanan bahçeye ata tohumlarının bulunması, ekilmesi ve artık verim alınmaya başlanmasına ilişkin süreç, Hürriyet Bursa yazarlarından Demet Çoraklı'nın köşesine taşındı.



Çoraklı'nın, 'Temiz Gıda' sürecine ilişkin "Tüm çaba %100 temiz gıda için" başlıklı röportajı şu şekilde:

Taraça’nın bahçesinin arkasına doğru uzanan alan dikkatimi çekiyordu ne zamandır. Müberra Akgün’e merakla orada ne var diye sorunca. Gel bak neler var? dedi. Durur muyum fırladım oturduğum yerden. Bildiğiniz bostan çıktı karşıma! Çocukluğumuzdaki bostanlardan diye düşünürken sıradan bir bostan olmadığını öğrendim. İlkeli bir sosyal sorumluluk projesi halini almış bir senaryo çıktı karşıma; adı permakültür...

Permakültür doğadaki insan yerleşimlerini, doğal ekosistemlerden örneklenen ziraat uygulamaları ve sürdürülebilirlik amacı ile uygulanan bir ekolojik tasarım anlayışı. Bu farkındalığın dünyadaki kurucusu ise: Bill Mollison...

Kolektif bir çalışmanın hazzına, bilimsel bir alt yapıya ve doğayı seven bir duruşa sahip bir proje bu. İnsanda “Ben de yapabilirim!” duygusu uyandırıyor. Öğrenince bir avuç verimli toprak için saksı aramaya koyulacağınız bu bakış açısını; bilincinize almaya hazırsanız ben başlıyorum...

İşletmesinin arka bahçesini; Ayla Çobaner, Nihan Gencer ve arkadaşlarından oluşan permakültür ekibinin üretim uygulama alanı haline getiren Müberra Akgün bu yaklaşımı ile doğaya saygı duymakla kalmıyor sosyal sorumluluk projesi üstleniyor. Bursa Permakültür Kolektifi’nin deneyim ve çabası ile “tarımsal üretime sürdürülebilirlik kazandırmak” amacını güden proje hayata geçmiş durumda.

Permakültür ile nasıl tanıştınız?

Müberra Akgün: Yakın arkadaşım Ayla Çobaner sayesinde keşfettim bu sistemi. Verimsiz toprağı verimli hale getirip o toprakla üretim yapma fikri işletmemizin arkasında yer alan araziyi kaderine bırakmaktansa bu güzel gönüllü insanlara açalım istedim. Doğaya saygılı bir işletme olarak bu sosyal sorumluluk projesini çok benimsedik. Altı aydır süren bu çaba ile Taraça lezzetlerine de katkı koyuyorlar. Kullandığımız maydanoz, soğan, marul bahçemizin permakültür ürünleri...

Bu standartlarda topluluk bahçesi Bursa’da ilk ve tek...

Müberra Akgün: Belentepe Çiftliği modelinde Taner Aksel’den alınan “permakültür tasarım eğitimleri” sonrasında yaratılan sinerjinin yansımasıdır bu oluşum. Bu, insana değerli bir katkı, doğaya da saygıdır. Ticari kaygı yok. Sadece öğrenme kaygısı var! Tıpkı bir okul, bir model aslında. Projeye dışardan katılım mümkün mü?

Müberra Akgün: Taraça’nın arka bahçesindeki ekilebilir alanı güzel bir amaç için sunmuş olmaktan çok mutluyum. Umudum daha çok insanın bu bilgi birikimden faydalanması ve toplumsal farkındalık oluşturulması. Düzenli gelenler de var, zaman zaman destek verenler de, yeni katılanlar da. Topluluk bahçesinde yüzde yüz temiz gıda üretmek önemli bir çaba.

Ayla Çobaner: Burası herkese ait olsun istiyoruz. Sürdürülebilirlik önemli, kimse kişiselleştirmiyor buradaki çalışmaları, böylece ana felsefeden uzaklaşmıyoruz. Ziyaretimize gelen ve bunun yapılabilirliğini görenlere eğitim vermek, uygulama yapmasına destek olmak istiyoruz. Dünyada özellikle Almanya’da bunun örneği çok var. Türkiye’de bu tür projeler yok ve bu ilk.

Çevreci bir duruş var bu projenin zemininde!

Müberra Akgün: Oldum olası doğayı severim, doğa sporlarından trekking ile ilgilendim uzun yıllar. Salt doğa değil, insan da gerek insana. İkisi birden olursa şahane. Şehir hayatı bunaltıyor, yeşilde nefes almayı bilmek gerek. Kapitalizmin bize dayattığı “Doğayı öldür kimyasal ile tekrar oluştur, o kimyasallar satılsın ve birileri para kazansın!” yaptırımından hızla uzaklaşmamız gerektiğine inanıyorum. Çünkü sonuçları insan sağlığını tehdit edici! Hayatı dengeli bir hale getirerek; sağlık ve huzur ile doğaya zarar vermeden birlikte yaşayabilmeli, tıpkı doğanın yaptığı gibi.

Ayla Çobaner: Temiz gıda ile ilgili hedeflerimiz uzun vadede daha büyük. Şehir insanının yüzde yüz temiz gıda tüketimini öncelikli tutacağı yaygın bir bilinç düzeyi çok değerli. Çünkü hastalıkların, mutsuzlukların, travmaların en büyük sebebi tabiata bütüncül bir bakış açısı ile bakamamaktan kaynaklanıyor. İşte Bursa Permakültür Kolektifi bu bilinci yaygınlaştırmak için oluşturuldu. Ne yiyorsak oyuz! Atalık, yöresel tohumlardan uzaklaştıkça özümüzden uzaklaşıyoruz. Gıdamızı atalarımızın yediğine çevirebilirsek özümüzü yakalamış olacağız.

Neden permakültür?

Nihan Gencer: Permakültür; toprağa, havaya, suya sahip çıkan, çok parametreli sorunlara çözüm üretebilmeyi gösteren, nöronları bambaşka bir boyutta çalıştıran bir bakış açısı sağlıyor insana. Aramızda şirket patronu, dernek başkanı, işçi emeklisi, veteriner, yoga eğitmeni de var ki biz buna permakültürde “kenar etkisi” diyoruz. Birbiriyle ortak özelliği olmayan partiküllerin toprakta birlikte verim oluşturması gibi. Yani bu topluluk bireyleri bir araya geldiğinde çok güçlü bir bağ çıkıyor ortaya. Kenar etkisi yaratabilecek 120 kişiyiz. Taraça’nın bize tahsis edilen arka bahçesi buluşma noktamız.

Ayla Çobaner: Bursa Permakültür Kolektifi’ndeki arkadaşlarımla Belentepe Çiftliği’nde aldığımız permakültür tasarım eğitimleri bizde yeni bir ufuk açarak bir yaşam biçimi oluşturdu. Permakültür uygulamalarını tamamen gönüllülük usulü ile hayata geçiriyoruz ki bu da kendini aşmak, başkaları için bir şeyler yapmak demek!

Permakültür ile hedeflenen somut anlamda nedir?

Nihan Gencer: Ortak amaç çok net, temiz toprak, temiz hava, temiz su ile temiz gıda! Öncelikle toprağa sahip çıkıyoruz! Sonbaharda dökülen yaprakları, ağaç dallarını hatta mutfağımızdaki yeşil atıkları, bulabilirsek canlı, kırmızı California solucanlarını bir araya getirip kompost dediğimiz çok değerli bir gübre yapıyoruz. O gübre toprakla karışınca verimli bir toprağa dönüşüyor. O toprakta ilaç kullanılmaksızın organik ötesi atalık tohum kullanılarak küçük bir ekosistem yaratılıyor. Tohum veren “Atalık” tohum kullanarak endüstriyel, hibrit tohumları hayatımızdan çıkarmayı hedefliyoruz.

Ayla Çobaner: Denize atılan küçük bir denizyıldızı gibi küçük bir farkındalık yaratmak istiyoruz. Toprak zaten çok bereketli ve tabiat kendi işini kendi bizden çok daha iyi yapıyor. Ona tabi olabilirsek kolaylıkla verim alabilir ve kendi ürünlerimizi üretebiliriz şehir ortamında bile.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.