Hava Durumu

Bu Kirlilik İçin Deterjan Bulunamadı

null

Haber Giriş Tarihi: 21.12.2014 15:06
Haber Güncellenme Tarihi: 21.12.2014 15:06
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.lodoshaber.com

Türkiye’deki büyük kirlenmenin ortaya çıkmasının birinci yıldönümündeyiz. Bakanların, bakan çocuklarının ve İranlı bir işadamının kirli ilişkilerinin deşifre olduğu tarih; 17 Aralık 2013…

Geçen yıl, Maliye Bakanlığı Mali Suçlar Araştırma Kurulu ile İstanbul Emniyeti ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na İranlı işadamı Rıza Zarrab’ın kara para akladığı, Türkiye üzerinden yasa dışı altın transferi yaptığına ilişkin ulaşan bilgiler ve çeşitli ihbarlar sonucunda araştırma başlatıldı.

29 yaşındaki İranlı İşadamı Rıza Zarrab’ın astronomik harcamaları, sanat ve iş dünyasıyla kurduğu bağlantılar dikkat çekerken, kamu kurumlarının ilettiği bilgiler doğrultusunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’nin talimatıyla soruşturma başlatıldı.

BAKANLARA RÜŞVET

Yaklaşık iki yıl süren soruşturma çerçevesinde; ünlü sanatçımız Ebru Gündeş’in kocası Rıza Zarrab’ın, 4 bakana 100 milyon doları aşkın rüşvet verdiği, rüşvet trafiğini bakan çocukları üzerinden yürüttüğü, bunun karşılığında dokunulmazlık elde ettiği ve Halkbank üzerinden Türk Bankacılık sistemini riske sokacak kara para transferleri yaptığı, tonlarca altını Türk hava sahasını ve Türk havalimanlarını kullanarak transfer ettiği, tüm bu işlemler sırasında vergi vermedikleri tespit edildi.

Rıza Zarrab’ın bakanlara, çocuklarına, TÜRGEV’e gönderdiği çantalar, bu çantaların içindeki paralar görüntülü ve fotoğraflı biçimde tespit edildi.

İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, ve Rıza Zarrab gözaltına alındı.

AYAKKABI KUTULARINDAKİ PARALAR

Halkbank’ın o dönem Genel Müdürü olan Aslan’ın evinden ayakkabı kutularına doldurulmuş milyonlarca dolar ve euro çıktı. Kriminal incelemesinde ayakkabı kutularının üzerinde Rıza Zarrab’ın adamlarının parmak izleri tespit edildi.

YATAK ODASINDA 8 KASA VE İÇİNDE 1 TRİLYON PARA

İçişleri Bakanı Güler’in oğlu Barış Güler’in yatak odasında 8 çelik kasa, para sayma makinesi ve yine ayakkabı kutularıyla milyonlarca lira para çıktı.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlunun evi aranamadı. Oğul, Bakan Çağlayan’ın üstüne kayıtlı bir evde ikamet ettiği ve bu evin milletvekili dokunulmazlığı olduğu için ev aranamadı.

ZAFER ÇAĞLAYAN'A 700 BİN LİRALIK SAAT

Zafer Çağlayan’ın tek başına 90 milyondan fazla rüşvet aldığı iddia edildi. Çağlayan’a Zarrab’ın verdiği 700 bin liralık rüşvet kol saatine ilişkin tüm süreç görüntülü olarak kamuoyunun önüne çıktı.

Rıza Zarrab’a ait Atatürk Havalimanı’nda içinde 1.5 ton altın bulunan bir uçak durduruldu. Uçakta değerli taş beyanı bulunmasına rağmen 1.5 ton altın olduğu görüntülü olarak tespit edildi. Ancak siyasilerin devreye girmesiyle mahkeme kararına rağmen uçak havalanarak Türkiye’yi terketti. Terketti terketmesine de içinden 292 kilogram eksik altınla!

İMAR OYUNLARI

Aynı anda yine imar için rüşvet çerçevesinde işadamları Ali Ağaoğlu, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ile o dönemin Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar gözaltına alındı.

Şehircilik Bakanı'nın oğlunun garajı lüks otomobillerle doluydu, İstanbul’un en kıymetli arazilerine yasalara aykırı olarak imar izni verme, emsallerle oynama ve bunun karşılığında milyonlarca dolar rüşvet temini iddiası vardı.

Erdoğan Bayraktar, bir televizyon kanalındaki programda “Ne yaptıysam Başbakan’ın (Recep Tayyip Erdoğan) emriyle yaptım. Vatanı rahatlatmak için Başbakan da istifa etmelidir” dedi.

OPERASYONU YAPAN POLİSLER GÖZALTINA ALINDI

Zamanın başbakanı Erdoğan’ın talimatıyla operasyonda görev alan emniyet müdürleri ve amirlerinin tamamı ile polis memurları görevden alındı. İstanbul Başsavcısı Turan Çolakkadı 17 Aralık yolsuzluk dosyasına doğrudan müdahil oldu ve ek savcılar atadı.

25 Aralık 2013’de Savcılık yeni bir soruşturma başlattı. Havuz Soruşturması olarak bilinen soruşturmada, doğrudan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Türkiye’nin 5 büyük müteahhidine rüşvet havuzu oluşturulduğu, bu havuzda toplanacak 650 milyon dolarla Sabah ve ATV grubunun satın alınmasının amaçlandığı iddia ediliyordu.

Çalık Holding’e siyah zırhlı bir Mercedes minibüsle para transferi görüntü altına alınmıştı. Halka açık şirketler yöneten müteahhitler, tamamen kayıt dışı paralar transfer ediyorlardı.

Havuza aktardıkları para karşılığında müteahhitlere İstanbul’a yapılacak 3. Havalimanı dahil çok sayıda iş verileceğine ilişkin taahhütler telefon kayıtlarına yansıdı.

Müteahhitlerin Başbakan Erdoğan’la yaptıkları görüşme sonrasında havuza koymaları istenen yüz milyonlarca dolar para nedeniyle çok sıkıntılı oldukları ve kendi aralarında yaptıkları konuşmalar dinleme kayıtlarına yansıdı.

Müteahhitler bunun çok büyük bir suç olduğunu kendilerini ipe götüreceklerini belirtiyorlardı.

25 Aralık operasyonundan sonra çok sayıda ses kaydı ortaya çıktı. Bakan çocuklarına yapılan operasyondan sonra Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen konuşma bunların en çarpıcısıydı.

OĞUL BİLAL ERDOĞAN ÇOK YORULDU

Erdoğan, kızı Sümeyye’yi İstanbul’a gönderdiğini evdeki her şeyi sıfırlaması gerektiğini belirtiyordu. Oğlu Bilal ise ‘evde senin parandan başka bir şey yok’ diyordu.

Babası ise “tamam onu diyorum, tamamen sıfırlamanızda fayda var” diyordu.  Akşam yapılan görüşmede Bilal Erdoğan tüm paraları sıfırladığını, son kalan 30 milyon Euro ile Şehrizar Konakları’nda ev alacağını ve Çalık’ın kalan parasını ödeyeceğini belirtiyordu.

Ses kaydının montaj olduğu iddia edildi. Ancak Sümeyye Erdoğan’ın uçuş bilgileri gibi tüm bilgiler konuşma kaydını doğruladı. Bilal Erdoğan’ın sözünü ettiği Şehrizar Konaklarındaki evlerin de alındığına ilişkin belgeler ortaya çıktı.

Ayakkabı kutularında, yatak odalarındaki çelik kasalarda, adli fotoğraf ve videolu tespitlerde yer alan on milyonlarca dolar ve euro rüşvet kaydına; tonlarca altın transferine ilişkin kayıt ve belgelere, MASAK, Emniyet, MİT gibi devletin kilit kurumlarının doğrulayıcı nitelikli raporlarına, zırhlı Mercedeslerle 5 müteahhitten havuza 650 milyon dolar aktarılmasına ilişkin görüntülere, telefon kayıtlarında tüm bu rüşvet trafiğinin açık açık konuşulmasına rağmen 17 ve 25 Aralık Operasyonları, Hükümetin bir dizi yasal değişiklik yapması ve tüm savcı ve hakimleri, emniyet amirleri ve polisleri görevden almasıyla durdu.

MEMUR ATAMALARI

Toplamda 10 bini aşkın kamu görevlisinin görev yeri değiştirildi. 500’e yakını açığa alındı. Hükümet Meclis’e gönderilen yolsuzluk fezlekesinin Meclis gündemine alınmasını aylarca engelledi ve sonunda soruşturma yapımayacağı açıklandı.

17-25 Aralık operasyonlarını yürüten Emniyet Görevlilerinin gözaltına alınmasıyla birlikte fezlekelerin bir daha hiç Meclis gündemine getirilemeyeceği ifade ediliyor.

ÖZETLEMEK GEREKİRSE…

Bu olaylar ülkemizin ne durumlara düşürüldüğünün en somut göstergesi. Bir operasyon yapılıyor ama sayın Cumhurbaşkanı (o zaman başbakan) Recep Tayyip Erdoğan’ın haberi yok. Sabah televizyondan öğreniyor, şaşkın vaziyete düşüyor. Operasyonu yapan polis müdürleri anında görevden alınıyor. Savcıların üzerinde yoğun siyasi baskı kuruluyor. Halkbank Genel Müdürü’nün evinde ayakkabı kutularından 4.5 milyon dolar nakit para çıkıyor… Bakan çocukları gözaltında. Bazıları bu olanlar için bazı sosyal medya organlarında ve gazetelerde “Lağım patladı” deniyor. Rezaletin ortaya çıktığı önceki gün Tayyip bey Konya’da, çıktı kürsüye, yine bar bar bağırıyor, sağa sola posta koyuyordu: “Birilerinin topu tüfeği, birilerinin her türlü hilesi hurdası varsa, bizim de Allah’ımız var! (Çünkü ondan başkasının Allah’ı yok!) Hiç kimse benim ülkemde çirkin tuzaklar kuramaz. Hiçbir tehdide boyun eğmeyeceğiz…” Yine aynı palavralar, Allah deyip kendini acındırması… Zamanında işbirliği yaptığı, “Ne istediniz de vermedik” dediği Fethullah ekibiyle şimdi düşman oldu… Ve Fethullah ekibi ona dişlerini gösterdi.

Şimdi siz seyreyleyin cümbüşü!...

İnlerine bile girdik sözleri havada uçuşuyor.

GAZETELERİN BÜYÜK SINAVI

O tarihteki yandaş gazetelerin manşetlerini hatırlayalım…. Gazeteciliğin ne durumlara düşürüldüğünün somut örnekleri her biri…

Yeni Şafak: “Hiçbir güce (Fethullah’a) boyun eğmeyiz. Allah bes baki heves… Nöbetçi savcı iş başında. Hakim ayarlayıp karar çıkarttı. Gözaltı kararları uygun hakimin nöbetine denk getirildi. Gözaltılar için 18. Sulh Ceza hakimi beklendi.” Akit: “Bize Allah yeter.” Sabah: “Kaset olmadı, dosya verelim. Operasyonun amacı siyaseti itibarsızlaştırmak. Amaç 30 Mart seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde siyaseti yeniden dizayn etmek.” Star: “Seçim ayarlı operasyon. Yerel seçimler arefesinde düğmeye basıldı.” Türkiye: “Hiçbir tehdide boyun eğmeyiz.” Takvim: “Vaiz lobisi.” (Fethullah’la dalga geçiyor.)

KAVGA HENÜZ BİTMEDİ

Şimdi o kavganın devamını izliyoruz hep birlikte. Ne zaman ve nasıl biter, filmin sonunda neler olur, şu anda bilinen bir şey yok. Türkiye bu iktidar döneminde gaddarca soyuluyor. En büyüm yolsuzluklar, vurgunlar ve hırsızlıklar bu dönemde yapılıyor. Hiç kuşkunuz olmasın, açılan her ihalede, yapılan her alımda, vurulan her kazmada, değiştirilen her imar planında avanta, rüşvet, vurgun, yandaşlara aktarılan rant var. Dış dünya da bu gerçeği biliyor. Geçmişte dışarının baskısıyla Kamu İhale Kurumu kurdular. Bu Kurum güya ihaleleri denetleyecek, devletin soyulmasına engel olacaktı. AKP iktidarı bu yasayı tam 156 kez değiştirdi dersem belki bana inanırsınız. Muhalefet partileri aylardır bastırıyor… “Şu Sayıştay raporlarını Meclis’e gönderin de, yolsuzlukları görelim.” Sayıştay raporlarını Meclis’ten bile gizliyorlar çünkü yolsuzluğun, vurgunun her çeşidi orada. Muhalefet milletvekilleri bir sürü belgeli yolsuzluğu Meclis gündemine taşıyor, hepsi AKP oylarıyla reddediliyor. Reddedenler arasında Fethullah tayfasından futbolcu Hakan Şükür de vardı. Sonra bir telefonla istifa etti.

Türkiye Cumhuriyeti’ni ele geçirdiler, babalarının çiftliği gibi tepe tepe kullandılar, Allah peygamber diye diye sömürdüler. Kuzu postuna bürünüp muhafazakar insanların tepesine bindiler, acımadan soydular. Şimdi aralarında rant kavgası var. Günün birinde hesap vakti geleceğini akıllarına hiç getirmediler. Fütursuzca, hiç çekinmeden, diledikleri gibi davrandılar. Şimdi oğulları, genel müdürleri vesaireleri biliniyor. Ya belediyelerde olan bitenler… Yazılamayanlar…

Yer değiştiren önemli ve büyük yatırımlar… Batı OSB… Oto Test Merkezi… Tarım AŞ… Atatürk Kent Ormanı… Liman inşaatı… Uludağ’da yeni köyler… Yeni açılacak yollar… TOKİ inşaatları… Büyükşehir sınırları içinde kalan köylerdeki meralar, otlaklar, sular, göller, deniz kenarları, esnaf sanayi siteleri, ihtisas sanayi bölgeleri… Hızlı tren istasyonları…

Daha da bir şey demiyorum…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.