Hava Durumu

Bursa'da ‘İkinci Badeci Şeyh’ skandalı!

Eski polis Ahmet Şahin Uçar hakkında, Bursa'da açtığı Arifane İlim Derneği'nde eğitim almaya gelen kadınları taciz ettiği iddiasıyla dava açıldı.

Haber Giriş Tarihi: 16.07.2024 10:43
Haber Güncellenme Tarihi: 16.07.2024 10:43
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.lodoshaber.com
Bursa'da ‘İkinci Badeci Şeyh’ skandalı!

Halk TV yazarı İsmail SaymazBursa'da kurulan Arifane İlim Derneği kurucusu eski polis Ahmet Şahin Uçar'ın Derneğe gelen kadınlara sözlü tacizde bulunduğu iddialarını gündeme getirdi.

Saymaz, Muhammed Ticani’nin yolunu ve İbni Arabi’nin ekolünü takip ettiklerini söylüyen Uçar hakkında şikayet dilekçesi veren 3 kadının ifadelerini şöyle aktardı: 

"H.S.Y. adlı kadın geçen 19 Şubat’ta şikayetçi oldu.

İfadesinde, Bursa’da dergaha gittiğini, üç katlı binada eğitim verildiğini görünce maddi yardımda bulunduğunu ileri sürüyor.

Uçar’ın telefon ve Telagram’dan kendisine ulaştığını iddia ederek, şöyle devam ediyor:

‘Bana ‘Hızlıca ilerlemek ister misin? Bunun için bana aşık olacaksın ve her yerde beni hayal edeceksin. Namazda, zikirde ve yatakta bile… Burada misafirhanede seni kollarıma alacağım. Sana hakikate dair sırlar öğreteceğim.’

H.S.Y, bu teklifi kabul etmediğini, topluluktan ayrıldığını ifade etti. Üç kadının daha tacize uğradığını ileri sürdü.

H.S.Y.’nin şikayeti üzerine Uçar’a cinsel taciz suçundan iki yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

‘BANA SEVGİLİM DEMELİSİN’

Üç mağdurdan biri olan G. de şikayetçi oldu.

G., Uçar’la telefonda görüştüğünü belirterek, şu iddialarda bulundu:

‘Hipnoz teknikleri kullanarak, irşad ediyorum görüntüsü altında cinsellik içerikli konuşmalarda bulundu. ‘Aşk dediğin şey önce mürşidine olacak. Sonra resule, daha sonra Allaha’ diyerek kandırdı. ‘Samimi isen rehberine teslim olursun’ dedi. Bir aşamadan sonra açık seçik resimler istedi. ‘Yapmazsan mertebe düşeceksin’ dedi. ‘Video at’ dedi. ‘Bana sevgilim, Ahmedim demelisin’ dedi. Kabul etmeyeceğimi söyledim. Çok kızdı. ‘Toparlan, demlen, sonra konuşuruz’ dedi. Şüphe duydum.’

‘BANA SOYUN, GEL’

G., şeyh Uçar’la yaptığını iddia ettiği kimi görüşmelerin ses kayıtlarını savcılığa sundu.

Bir kayıtta, aralarında şu konuşma geçiyor:

Uçar: Belki utanıyorsun, sıkılıyorsun. Belki ahlaki yapın… Ben de diyorum ki, burası değişim yeri. Bana tamamen şeffaf, açık olman lazım ki, teşbihen yaptığım sözleri iyi anla, yanıma geldiğinde çırılçıplak geleceksin. Soyun. Bana üstünde elbiseyle gelme. Üstünde elbise olursa beni anlayamazsın. Çırılçıplak olmazsan sevişemeyiz. Sevişme nasıl yapılır? İki kişi de çırılçıplak olarak yapılır değil mi? Anlıyor musun beni?

G.: Anlıyorum. Teşbih yapıyorsun.

Uçar: Beni iyi anla. O zaman ‘Senin istediğin gibi geldim, çırılçıplak…’ (de.) Soyun. Soyunduğunu göreyim. Bana ispat et. ‘Bak, elbiselerim yok’ de. ‘Soyundum işte’ de. Gönlündekini ortaya koyduğun zaman soyunduğunu anlarım.

G.: Bunları hangi dille söyleyeceğim peki?

Uçar: Normal, zahir dille söyle, açık açık.

Uçar, ikinci kayıtta ise G.’ye şunları söylüyor:

‘Düşün ki birlikteyiz. Yalnız başımıza ortamdayız. Sen benimle bu birlikteliği yaşamak biter misin? Yoksa ‘Böyle şeyler yaşamam’ deyip…’

UÇAR: ASLI OLMAYAN ŞEYLER, GEREĞİ YAPILACAK

Bu şikayet dilekçeleri ve ses kayıtları üzerine soru sormak için Uçar’ı aradım.

Uçar, yanıt vermek istemedi.

Aramızdaki diyalog şöyle:

Eski polissiniz. Arifiye İlim Derneği’nin başındasınız, cemaat faaliyeti yürütüyorsunuz değil mi?

Arifane İlim Derneği'ni başkanıyım. Tasavvufi sohbetler yapıyoruz.

Sizinle ilgili bana iki şikayet ulaştı. Birinde, ‘Bana aşık olacaksın, her yerde ben hayal edeceksin’ dediğiniz…

İsmail Bey, o şikayetlerden bilgim var. Böyle bir şey söz konusu değil. Hukuki işlem başlattık. Avukatım ilgileniyor. Aslı olmayan şeyler. Gereği yapılacak.

Bir ses kaydında sizinle görüşen hanımefendiye, ‘Bana geleceksen…’

İsmail Bey, bunları ifade etmenizin bir anlamı yok, bilgi almak istiyorsanız avukatımla görüşebilirsiniz. Mahkemeye intikal etmiş bir durum.

Böyle bir görüşme yaptınız mı?

İsmail Bey, avukatımı arayın, konuşun

Dini bir eğitiminiz var mı?

Bu sizi alakadar eden bir konu değil. Sorunuza cevap vermekle yükümlü değilim. Hakim değilsiniz, savcı değilsiniz.

Bir soru daha sorabilir miyim?

Soramazsın.

‘Uçar, aramadı’

Uçar’ın avukatı, H.S.Y.’nin şikayeti üzerine bir dava açıldığını, T.G.’nin şikayetine ilişkin ise soruşturmanın devam ettiğini söyledi. Avukatı, ‘H.S.Y., müvekkilimiz tarafından aranmadı. Bir kere toplum içerisinde telefonla görüşmüşler. Yüz yüze temas yok’ diyor. Uçar’ın avukatı, iki şikayetçi kadının birlikte hareket ettiğini ileri sürüyor.

'İKİNCİ BADECİ ŞEYH' 

Birgün'den Timur Soykan'ın aktardığına göre savcılığa suç duyurusunda bulunan H.S.Y., Ahmet Şahin Uçar’dan şikayetçi olan 3 kadın müridin ismini verdi. Kendisiyle konuşmasında Ahmet Şahin Uçar’ın nur çeşmesinden bahsettiğini ve "vitamin vereceğim" diyerek kadın ve erkek müritlerini badelediğini iddia ettiğini aktaran Soykan'ın yazısından ilgili bölüm şöyle:

"İkinci bir Badeci Şeyh vakasının yaşandığını savunan H.S.Y. şöyle konuştu: Bana temasta bulunamadı. Dergahta sahte şeyhin odası var. Kadın müritlerini yalnız bir şekilde buraya çağırıyor. Bunu kabul eden ve devam eden müritler var. Bunu yaşayıp tarikattan ayrılan kadınlar ise konuşmak istemiyor. Çünkü eşlerinin, akrabalarının bunu duymasını istemiyorlar. Hollanda, Almanya gibi ülkelerden dergaha gelen kadınlar var. Ayrıca erkeklerle ve kadınlarla fiili livata yoluyla birlikte olduğunu anlattılar. Kadın ve erkek müritlerine, normalde yapmadıkları her şeyi dergahta, kendisiyle yapabileceklerini söylüyor. Dergaha kızlarını, kız kardeşlerini getirmelerini istiyor...

Bu iddiaların Badeci Şeyh olayıyla benzerliği dikkat çekiyor. Bursa’da 2003 yılında dergah kuran Uğur Korunmaz, erkek ve kadın müritlerine cinsel istismarda bulunmuştu. Cinsel organına ‘Nur Çeşmesi’ diyen Uğur Korunmaz, buradan Allah’ın nurunun geldiğini ve bunu içen ya da içine alan müritlerinin cennete gideceğini söylüyordu. Çok sayıda müridini badelemiş ve fiili livata yoluyla onlarla birlikte olmuştu. 2013 yılında 188 yıl hapis cezası almıştı. Badeci Şeyh’in dergahında da ‘Edep Yahu’ yazan bir pankart bulunmuştu.

Uğur Korunmaz, kendisinin Şeyh Hasan Burkay’ın yolundan gittiğini ve onun tarafından badelenerek Allah’ın nurunu aldığını söylüyordu. Ahmet Şahin Uçar’ın da Hasan Burkay’ın mezarını ziyaret ederek orada çektirdiği fotoğrafı paylaşması dikkat çekti."

HEP AYNI RÜYA, HEP AYNI TEZGAH

Ahmet Şahin Uçar, eski bir özel harekat polisi. 15 yıl polislik yaptıktan sonra mesleği bırakıp tarikat yoluna girdiğini anlatıyor. Şeyhliğini ilan ettiği hikaye çok tanıdık. Nitekim; şeyh enflasyonu yaşanan Türkiye’de kendine müritler oluşturmak isteyen herkes kendisine ‘kutsallık’ atfettiği bir hikaye uyduruyor. Onun Youtube kanalına anlattığına göre; 2005 yılında iki çocuğu henüz küçük yaştayken bir rüya görmüş. Bu rüyada Peygambere sarılıp ağlamış. Türkiye’de rüyayı yorumlatacak kimse bulamayınca Hacca gitmiş. Mekke’de, Medine’de kendisinin karşısına çıkıp rüyasını tabir edecek kişiyi beklemiş. Medine’de bulmuş, yaşlı bir dede ona Ticani Tarikatı’nın şeyhliğini vermiş. Üstelik bu yaşlı adam, Kurtuluş Savaşı’nda emperyalistlerle işbirliği yapan İskilipli Atıf’ın akrabasıymış. Ahmet Şahin Uçar, Türkiye’ye dönüp bir süre polisliğe devam ettikten sonra dergah kurmuş. Sakal bırakıp takkesini takmış, cübbesini de giyerek şeyh kılığına bürünmüş.  Arapça öğrenmek için Sudan’a gittiğini de anlatıyor.

SAVCILIĞA ŞİKAYET ETTİ

Son dönemde Ahmet Şahin Uçar hakkında savcılıklara suç duyuruları yapıldı ve Cimer’e şikayetler ulaştı.

İstanbul’da Savcılığa suç duyurusunda bulunan kadın müritlerden biri H.S.Y. Emekli lise matematik öğretmeni, aynı zamanda ilahiyat fakültesi mezunu olan H.S.Y., 65 yaşında.

İbn Arabi’yi araştırdığını anlatan H.S.Y., bu konuda internette incelemeler yaparken Arifane İlim Derneği adına açılan Youtube kanalını bulduğunu anlatıyor. Burada kendisinin Şeyh olduğunu iddia eden Ahmet Şahin Uçar’ın vaazlarını dinledikten sonra tarikat ile bağlantıya geçmiş. Telefon ile tarikattan ilk konuştuğu kişi olan Halime E. “Şeyhimiz kamil insandır, seni öyle bir eğitecek ki sen miracını yapacaksın” demiş.

‘BENİ DERGAHA ÇAĞIRDI’

Telefonla görüştüğüm H. Y. bundan sonra yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“Ben eğitimli bir aileden geliyorum. Babam ağır ceza hakimiydi. Telefonla konuştuğum kadın, bana tarikat kurallarını anlattı. Sigara içilmemesi, günlük kaza namazının 10’u geçmemesi, tesettürlü olmak gibi kurallar vardı. Ben kabul ettim. Ahmet Şahin Uçar beni aradı, internetten 120 video gönderdi. Yapacağım zikirleri, virdleri söyledi. Konuşmalarından çok etkilenmiştim, cennet yolunun bana açıldığını, aydınlandığımı düşünüyordum. Ahmet Şahin Uçar’ı mürşit olarak kabul ettim. Beni Bursa’daki dergaha çağırdı. Heyecanlanmıştım, Hocama hediyelerimi aldım ve yola çıktım.”

H.S.Y.  29 Ekim 2023 günü Bursa’daki 3 katlı dergaha gitti. 2 bin TL bağış yaptı. Ahmet Şahin Uçar, ona dergaha çok yakın olan misafirhanede kalabileceğini söyledi. Bu misafirhanede kadın müritler ve bazı karı koca müritler kalıyordu. Misafirhanenin anahtarı Ahmet Şahin Uçar’daydı. H.S.Y., babası hakim olduğu için hakimevinde kaldığını ve tarikatın misafirhanesine gitmediğini anlattı. Ancak Ahmet Şahin Uçar’ın “Özel soruların varsa odama gel” diyerek dergahın üçüncü katındaki odaya kendisini çağırdığını ama gitmediğini söyledi.

‘BENİ HAYAL EDECEKSİN YATAKTA BİLE…’

Evinde döndükten sonra tarikatın 32 kadın müridinin bulunduğu Bacıyan isimli WhatsApp grubuna eklendi. Burada dini sohbetler yapılıyordu. Ahmet Şahin Uçar’ın Telegram uygulaması üzerinden ve cep telefonundan her gün kendisine ulaştığını anlatan H.Y.S. şunları söylüyor:

“Ben 65 yaşındayım. Sahte şeyh bana ‘İlmen iyisin ancak yaşın seyri geç bu yüzden hızlıca ilerlemek ister misin?’ dedi. Bana ‘Hiç aşık oldun mu’ diye sordu. Daha sonra ‘Bana aşık olacaksın ve her yerde beni hayal edeceksin, namazda, zikirde ve yatakta bile. Çünkü fenafişşeyh olmalısın, yani şeyhte fahri olacaksın. Her hayalinde hem de buraya gelip misafirhanede ben seni kollarıma alacağım. Sana hakikate dair sırları öğreteceğim. Kimseye söyleme; maddi ve manevi yanımda olacaksın’ diye konuştu. Benim ‘Gassalim’ yani ölümü yıkayacak kişi olduğunu söyledi. Ona bir ölü gibi teslim olmamı anlattı. Ben kendisinin evli olduğunu, böyle bir şeyin mümkün olmadığını söyledim. Ama ısrar ediyordu. ‘Seninle beraber olacağız, hakikatin sırlarına vakıf olacaksın’ diyordu.”

Bu sırada tarikatın Bacıyan WhatsApp grubundan 4 kadın mürit ayrıldı. Onlarla konuşan H.S.Y. gerçekleri öğrendi. Şöyle konuşuyor:

“WhatsApp grubundaki diğer kadın müritlerle konuştuğumda onları da cinsel içerikli sözlerle taciz ettiğini öğrendim. Diğer kadın müritler, 35-40 yaşlarındaydı. Onun planına göre; ben tarikatın misafirhanesindeki yaşlı cariyesi olacaktım. Bunların ortaya çıkmasından sonra WhatsApp gurubu dağıldı.”

H.S.Y., “Bu tarikatların çok korkunç yapılar olduğunu yaşayarak gördüm. Kimse bu yapılara bulaşmasın” diyor.

Ahmet Şahin Uçar, özel harekat polisiydi.

‘MÜRİTLERİNİ BADELİYORDU’

Savcılığa suç duyurusunda bulunan H.S.Y., Ahmet Şahin Uçar’dan şikayetçi olan 3 kadın müridin ismini verdi. Benimle konuşmasında Ahmet Şahin Uçar’ın nur çeşmesinden bahsettiğini ve vitamin vereceğim diyerek kadın ve erkek müritlerini badelediğini iddia etti. İkinci bir Badeci Şeyh vakasının yaşandığını savunan H.S.Y. şöyle konuştu:

“Bana temasta bulunamadı. Dergahta sahte şeyhin odası var. Kadın müritlerini yalnız bir şekilde buraya çağırıyor. Bunu kabul eden ve devam eden müritler var. Bunu yaşayıp tarikattan ayrılan kadınlar ise konuşmak istemiyor. Çünkü eşlerinin, akrabalarının bunu duymasını istemiyorlar. Hollanda, Almanya gibi ülkelerden dergaha gelen kadınlar var. Ayrıca erkeklerle ve kadınlarla fiili livata yoluyla birlikte olduğunu anlattılar. Kadın ve erkek müritlerine, normalde yapmadıkları her şeyi dergahta, kendisiyle yapabileceklerini söylüyor. Dergaha kızlarını, kız kardeşlerini getirmelerini istiyor.”

H.S.Y. dergahta ‘Edep Yahu’ yazan bir tabela olduğunu anlatıyor.

Mesleği bırakıp tarikat kurdu.

BADECİ ŞEYH UĞUR KORUNMAZ

Bu iddiaların Badeci Şeyh olayıyla benzerliği dikkat çekiyor. Bursa’da 2003 yılında dergah kuran Uğur Korunmaz, erkek ve kadın müritlerine cinsel istismarda bulunmuştu. Cinsel organına ‘Nur Çeşmesi’ diyen Uğur Korunmaz, buradan Allah’ın nurunun geldiğini ve bunu içen ya da içine alan müritlerinin cennete gideceğini söylüyordu. Çok sayıda müridini badelemiş ve fiili livata yoluyla onlarla birlikte olmuştu. 2013 yılında 188 yıl hapis cezası almıştı. Badeci Şeyh’in dergahında da ‘Edep Yahu’ yazan bir pankart bulunmuştu.

Uğur Korunmaz, kendisinin Şeyh Hasan Burkay’ın yolundan gittiğini ve onun tarafından badelenerek Allah’ın nurunu aldığını söylüyordu. Ahmet Şahin Uçar’ın da Hasan Burkay’ın mezarını ziyaret ederek orada çektirdiği fotoğrafı paylaşması dikkat çekti.

Ahmet Şahin Uçar, Badeci Şeyh’in kendisini badelediğini söylediği Hasan Burkay’ın mezarını ziyaret etmiş.

H.S.Y. tarikatta ilk görüştüğü kişi olan Halime E.’den de şikayetçi oldu. Bu kişi savcılıkta cinsel taciz iddialarından haberinin olmadığını söyledi. Ancak H.S.Y., Halime E. ile yaptığı telefon görüşme kayıtlarını savcılığa sundu. Bu kayıtlarda Halime E.’nin taciz iddiaları nedeniyle tarikattan ayrıldığını söylediği iddia edildi.

‘ÇIPLAK VİDEOLARIMI İSTEDİ’

Hollanda’da yaşayan Türk vatandaşı G. de Ahmet Şahin Uçar’dan şikayetçi oldu. Youtube’da İbn Arabi öğretisi konusundaki videolardan etkilenerek tarikata katıldığını anlatan G. şöyle devam etti:

“Ben dergaha hiç gitmedim. Bu şahısla görüşmelerimiz telefon üzerinden oldu. İrşad ettiğim görüntüsü altında cinsel içerikli konuşmalarda bulundu. ‘Aşk’ dediğin şey önce mürşidine sonra Peygambere sonra da Allah’a diyerek kandırıyordu… Her Cumartesi ‘Hakikat’ adlı sohbetlerinde aynı sözleri kullanıp bizi manipülasyonda bulunup yönlendirdi. Bundan sonra benden açık saçık resimler istedi. ‘Yapmazsan mertebe düşüreceğim’ dedi. Daha sonra da ‘Video kayıtları at’ dedi. Bana ‘Sevgilim, Ahmedim’ demelisin diyordu. Bunları kabul etmedim ve çok kızdı. ‘Toparlan-demlen sonra konuşuruz’ dedi.

Bu süreçte G., Ahmet Şahin Uçar ile konuşmalarını kaydetmeye başladı. G.’nin kaydettiği bir konuşmada Ahmet Şahin Uçar şöyle diyor:

“Ben de diyorum ki burası değişim yeri. Bana tamamen şeffaf, açık olman lazım ki teşbihen yaptığım sözleri iyi anla, yanıma geldiğinde çırılçıplak geleceksin. Soyun. Bana üstünde elbiseyle gelme. Üstünde elbise olursa beni anlayamazsın. Çırılçıplak olmazsan sevişemeyiz. Sevişme nasıl yapılır? İki kişi de çırılçıplak olarak yapılır değil mi?”

Ahmet Şahin Uçar bu sözlerin teşbih olduğunu savunuyor, ancak kadın müritler tacizin sesli kanıtı olduğunu ifade ediyor.

‘BU BİRLİKTELİĞİ YAŞAMAK İSTER MİSİN’

G.’nin sunduğu bir başka kayıtta ise Ahmet Şahin Uçar, “Düşün ki birlikteyiz. Yalnız başımıza ortamdayız. Sen benimle bu birlikteliği yaşamak ister misin…” diyor.

Hollanda’da yaşayan G., eğitimli bir insan olduğunu anlattıktan sonra şöyle devam ediyor:

“Babam Atatürkçü bir insandı, Cumhuriyet değerlerine çok bağlıydı. Eğitim hayatımıza da önem verdi. Ama biz onu anlayamamışız. Şimdi babamı çok daha iyi anlıyorum.”

Öte yandan Ahmet Şahin Uçar’ın tarikat binasının heybeti dikkat çekerken bazı kadın müritlerin mallarına çöküldüğü öne sürülüyor. Ahmet Şahin Uçar’ın mali işlerini yürüten Yunus S. isimli kişiye H.E. isimli kadın müridin Konya’daki evinin tapusunun devredildiği iddia ediliyor. H.S.Y.’nin iddiaları üzerinde açılan dava devam ederken diğer kadın müritlerin suç duyurularıyla soruşturma açıldı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.