Hava Durumu

Hepsi İçin, Her Şey İçin ÜZGÜNÜM...

Yazının Giriş Tarihi: 03.04.2015 15:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.04.2015 15:01
"Öldürülen savcı için üzüldün mü?" "Soruya bak! Nasıl üzülmem? Bir insan öldürüldü!" "Üzüldün de n'aaptın?" "Nasıl?.."

"Öldürülen savcı için üzüldüğünü söylüyorsun." "Evet..." "Bunun için, bu durumda ne yaptın?" "...??? Bilmem ki, ne yapabilirim? Geride, evlatlarını, eşini bırakıp gitti. Hayatını okudum, üzüldüm. Cenazesinde çocuğunu gördüm, üzüldüm. Ne bileyim... Öyle kendi kendime üzüldüm." *** Bu da bir başka insanlık testi sorgulaması: "Savcıyı öldüren teröristleri gördün mü? "Gördüm. Çok yazık..." "Ne demek yazık? Teröristlere mi üzülüyorsun?" "Bu teröriste üzülmek mi? Yaşlarına bakıyorsun, çok genç. Yaptıkları şeye bakıyorsun, korkunç! Sonuca bakıyorsun, felaket!" Niye böyle bir yola girdiklerini düşünüyor insan... O yaşta, ellerinde silah! Hele sonuç..." "Ne olsaydı sonuç?" "Kimse ölmeseydi..." "Terörist ölmeseydi demektir bu!" "Onlar terörist olmasaydı. Ellerine silah almasaydı. Kimse ölmeseydi diyorum." *** "Hala mı üzülüyorsun Berkin için?" "Ne demek hala mı?.. Çocuğa ikinci bir yaşam hakkı mı tanındı?" "Bak hala çocuk diyorsun onun için!" "14 yaşında ölene ne diyeceğim?" "Bırak yaaa! Yok ekmek almaya gitmiş! Yok bilmem neymiş! Senin çocuk dediğin teröristti! Asıl ekmeği için giden Rahmetli Savcı'ydı..." *** "Gördün mü? Cenazesinde teröristin evini taşladılar!" "Gördüm... Anası ne haldedir şimdi..." "Sana ne be anasından! O da ölsün!" "Ölmüştür ki zaten..." *** Bunlar, bu ülkeye son bir kaç gündür çöken felaketler sonucunda yaşanan diyaloglar içinde, buraya aktarılabilecek gibi olanlardan kısa bir kesit. Dediğim gibi... Bunlar, buraya aktarılabilecek gibi olanların bir bölümü yalnızca. Esas gönül yarası, aktarılamayacak gibi olanlarda saklı. Muhteviyatı tahmin edilmiştir diye, detaya girmeye gerek görmüyorum. Hoş, sadede gelebilmem için o muhteviyata çok da ihtiyaç yok zaten. *** Mesele şu: Savcı Mehmet Selim Kiraz için çok üzgünüm... Yalnızca ve yalnızca, yaşama hakkı elinden alınmış bir insan olduğunu, yani sadece bu kadarını bilirken dahi çok üzüldüm. Ve sonrasında... Zorluklarla geçen hayatına dair öğrendiklerim karşısında daha çok üzüldüm. Ve ondan sonra... Cenazesinde evlatlarını görünce... Yani öldürülen savcı, bir daha geri gelmeyecek olan babaya dönüşünce daha da çok üzüldüm. Sonra... Savcıyı öldüren "terörist" çocuklara baktım... Hem terörist, hem de çocuk kelimelerini bilerek kullanıyorum aynı cümlede. Hiç istemeden, ama bilerek! İstemeyişimin sebebi, terör eylemine, terör eylemi demekten imtina ettiğim için değil. O "Teröristler" çok genç oldukları için. O yaşta ellerine silah aldıkları için... Çocuk yaşta katil oldukları... Çocuk yaşta öldükleri için... İnsanlığa yakıştıramadığım terör kelimesini, içinde çocukların olduğu bir hakikat karşısında algılarken dahi zihnim tutulduğu için. *** Ve evet... Savcı Kiraz öldürüldüğü için çok üzgünüm. O "terörist" çocuklar, Savcı'yı rehin aldığı ve öldürdüğü için çok üzgünüm! Aynı zamanda, o çocuklar terörist olduğu için üzgünüm! Ve hiçbiri bir diğerini etkilemeden, tamamen bağımsız olarak... O çocuklar terörist olduğu, savcıyı öldürdüğü ve öldükleri için üzgünüm. Savcı Kiraz'ın, başta evlatları olmak üzere, geride bıraktığı tüm sevdikleri için üzgünüm. Aynı zamanda, o "terörist" çocukların ana babaları da için de üzgünüm. Daha da önemlisi... Bütün bunların hepsinin... Tamamen gerçek olarak, samimiyetle hissedilebileceğini anlayamayanlar adına gerçekten üzgünüm.
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.