Bozarsa 6'lı ittifakı küçük partiler bozar!

Küçük partilerin Millet İttifakı kapsamında kullanmaya yeltendiği "orantısız güç"  fiyakası Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Yasası'nda yapılan değişiklikle tamamen yalan oldu ve küçük partiler maraza çıkarmaya başladı.

İlk çıkış, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal'dan geldi.

Uysal bir tweet atarak dedi ki:  

"Türk Milleti'nin Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili 3 ölçüsü var:

1- 20 yıllık AKP döneminde sorumluluğa ortak olmamış olmak

2- Seçilebililirlik 

3- Seçim sonrası 20 yılda AKP tarafından devr-i sabık muamelesine maruz kalan TC Devleti'ni yeni bir ruhla yeniden tesis etme yetkisi."

İlk manidar maddenin muhattapları, 6'lı masanın bileşenlerinden (Uzun yılların eski AK Partilileri) Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu idi. Gerçi her iki ismin de günümüz koşullarında cumhurbaşkanı adaylığı gibi bir ihtimali yok, ancak sonuçta aynı masaya oturup, ülkeyi birlikte kurtarmaya çalıştığınız isimler bunlar.

Demek ki, Gültekin Uysal'ın nazarında siyaseten pek de bir kıymetleri yok. (Muş.)

O vakit, bir arada işiniz ne?

O vakit ülkeyi, "AK Partili geçmişin-dönemin sorumlularından" ilan ettiğiniz bu isimlerle mi "kurtaracaksınız?"

Şimdi nasıl bir araya gelip kurtarıcılığa soyunuyorsunuz? Sonra nasıl yol yürüyeceksiniz?

Üstelik, daha ortada seçim yok, takvimi yok, sandık yok, liste yok, liste pazarlığı-kavgası yok.

Gültekin Uysal, 6'da 2'yi bildiğin harcadı bu çıkışıyla!

Ki, çok düşündürücü?..

Tweet'teki ikinci madde, yani "seçilebilirlik" ise direkt olarak CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu ima ediyor.

Yani ittifakın nicelik olarak en küçük partisi, ittifakın en büyüğü ve ana muhalefet partisi olan ve 6"lı masanın da potansiyel cumhurbaşkanı adayı konumunda olan CHP'nin Genel Başkanı'na diyor ki:
"Senden cumhurbaşkanı adayı olmaz. Çünkü seçilemezsin!"

Bu, ilk maddede hedefe konulan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'a yapılan atıftan da daha düşündürücü bır çıkış.

Daha da vahimi, 6'da 3'ü direkt hedefe konulan 6'lı masa bileşenleri 24 Nisan'daki Demokrat Parti'nin ev sahipliğindeki yemekte bir araya gelecek.

Ya da, gelecek mi?

Gelince ne olacak?

Birlikte yeniden Voltran'ı oluşturabilecekler mi?

***

Siyasi kamuoyu, daha Gültekin Uysal'ın bu nezaketsiz ve yıkıcı çıkışının şokunu üzerinden atamamışken...

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da topa girdi:

"Seçim kanunuyla şartlar değişti. Üçüncü ittifak olabilir. Eski sistemde, ittifak eden partiler önce tek oymuş gibi ittifaklar arasında bölünüyor sonra milletvekilleri çıkıyor ve milletvekilleri kendi aralarında pay ediliyordu.

Şimdi o avantaj kalktı. Yeni yollar aramak icabet eder. Bunu kamuoyuna ilk defa söylüyorum."

Yeni diyor ki Temel Karamollaoğlu:

"Eyyy CHP ve İYİ Parti...

Yarın bir gün, liste pazarlığına oturduğumuzda, yeni yasal düzenlemenin neticesinde bize 'oyun kadar vekil' derseniz. (Ki, diyeceksiniz) biz yokuz arkadaşlar!

Oturup ortak adayınızı kendiniz cumhurbaşkanı seçtirin!"

***

Kamuoyu karşısına, (siyasetin fıtratı gereği son derece de doğaldır) yüreği yalnızca vatan aşkıyla yanan ve asla hesap kitap yapmayan, 6 kurtarıcı pozisyonuyla çıkan liderler, isteselerde de istemeseler de orijinal kimliklerini ortaya koyuyor.

Ve elbette, siyasi çıkar denilen realite devreye giriyor.

Tüm bunlara ek olarak, DEVA Partisi'nin seçime 6'lı ittifaktan bağımsız olarak girme ihtimali de malumunuz olduğu üzere gündemde.

E Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ desen, zaten salvolarıyla Millet İttifakı'nı bir güzel trollüyor!

Hasılı, Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener'in işi gerçekten çok zor.