Macaristan Parlamento kürsüsünden Bursa'ya davet...

Macaristan'da “Ataları Anma Günü” sloganıyla her yıl düzenlenen ‘Büyük Hun-Türk Kurultayı’nı takip etmek için bir grup gazeteci arkadaşım ile birlikte 3 günlüğüne Macaristan’a gittik.  

Bugac’ta düzenlenen kurultayda; Türk soyundan gelen Macar, Azeri, Avar, Başkurt, Bulgar, Balkar, Buryat, Çuvaş, Gagavuz, Kabardino, Karaçay, Karakalpak, Kazak, Kırgız, Kumuk, Moğol, Nogay, Oğuz, Özbek, Tatar, Tuva, Türkmen, Uygur ve Yakut boyları bir araya geldiler.

AB ülkesi olan Macaristan’ın Türk dünyasına yakınlaşmak için neden bu kadar çok çaba harcadığına ilişkin görüşlerimi ve  kurultayın geneli hakkındaki izlenimlerimi önümüzdeki günlerde ayrıntıları ile anlatmayı planlıyorum.

Bugün ise Bursa’nın Kurultay’da nasıl konumlandığını aktarmak istiyorum.

Bilindiği üzere, Bursa TÜRKSOY tarafından 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edildi.

Açıkça belirteyim ki, bu durum Bursa için tarihi öneme sahiptir.

Zira Osmanlı’nın devletleşmesinde ve devamında İmparatorluğa dönüşmesinde Bursa’nın rolü büyüktür.

Batı’nın medeniyet sahnesinde kabuğuna çekilmeye başladığı, Doğu’nun ise tekrar yıldızının parladığı bir süreç yaşıyoruz.

İşte bu süreçte, Türk Dünyası Kültür Başkenti sıfatı kazanan Bursa, Türk tarihinde yeniden büyük bir misyon üstlenmiş oldu.

Bu unvanının kazanılmasında emeği geçen başta Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş olmak üzere herkese teşekkür etmek istiyorum.

Etkinlikler yeni başladığı için, kentimizde yaşayanların bir kısmı henüz olan bitenin farkında olmasa da, sahip olduğumuz Türk Dünyası Kültür Başkenti unvanın 300 milyona yaklaşan Türk dünyası açısından ne kadar önemli olduğunu Macaristan’a yaptığımız kısa ziyarette anlamış olduk.

Neden mi?

Anlatalım.

Macaristan'da, “Ataları Anma Günü” sloganıyla her yıl düzenlenen Büyük Hun-Türk Kurultayı öncesinde, Bursa’nın tanıtımı için TÜRKSOY, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Yunus Emre Enstitüsü ve Türkiye’nin Macaristan Büyükelçiliği iş birliğinde “Bursa Kültür Günü” programını düzenlendi.

Bu program çok önemli.

Şöyle anlatmaya çalışayım.

Budapeşte’de, ilk kez üstelik Bursa'nın harika şekilde tanıtılmasına olanak veren, muhteşem denilebilecek bir program düzenlenmiş oldu.

Bursa Türk Dünyası Kültür Başkenti sıfatına sahip olmasydı böyle bir etkinlik hayal bile edilmezdi.

Bu programda, 300 milyona ulaşan Türk dünyasının en tepesindeki isim olan TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev Bursa’ya övgü yağdırdı…

Sadece bu bile turizmde atılım yapmak için ciddi bir çaba gösteren Bursa’nın tanıtımı için çok önemlidir.

Nitekim programda konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş kentimizi tüm yönleri ile anlattı ve bu konuşma Türkiye’nin yanı sıra birçok ülkenin medyasında geniş yer buldu.

Böyle bir tanıtım yapmak için Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin tüm bütçesini harcasanız yetmezken bedavaya yapıldı.

O programda, Bursa fotoğrafları sergisi açıldı, folklorumuz ve zengin mutfağımız tanıtıldı.

Ama bununla sınırlı kalmadı Bursa’nın bedavaya yapılan tanıtımı.

Ertesi gün de, Macar Parlamentosu’nda Türk Hun Kurultayı için özel oturum düzenlendi.

İşte bu oturumda da parlamento kürsüne çıkan isimler arasında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da vardı.

Başkan Aktaş burada yaptığı konuşmada Bursa’yı çok güzel tanıttı.

Ardından da 102 ülkeden 3 binin üzerinde sporcunun katılacağı 29 Eylül - 2 Ekim günlerinde İznik’te gerçekleştirilecek 4. Dünya Göçebe Oyunları’na tüm Türk Dünyası heyetini davet etti.

Burası çok önemli.

Zira Macar Parlamento kürsüsünden konuşmak, Bursa’yı dakikalarca anlatmak her faniye nasip olmaz.

Bundan sonra Başka bir Büyükşehir Belediye Başkanı böyle bir fırsat bulbailir mi? onu da bilemem.

Üstelik Alinur Aktaş’tan önce konuşan Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım ve sonrasında konuşan TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev’de Bursa için övgü yağdırdılar.

Sadece bu bile, Bursa’nın dolu dolu tanıtılması demektir.

Ancak bu kadarla da kalmadı.

Ertesi gün de Bugac’ta düzenlenen birbirinden renkli gösterilerin yapıldığı 7. Büyük Türk Hun Kurultayı’nda aynı cümleler tekrar edildi.

Etkinlik alanında kurulan dev Bursa çadırı, her yerden görüldü.

Binlerce ziyaretçi o çadırda ağırlandı.

Yetmedi, Bursa’nın kebabından, kestane şekerine, süt helvasına, tahinli pidesine kadar zengin mutfağı etkinliğe 200 bin kişiye tanıtıldı, insanlar o lezzetleri tadabilmek için metrelerce kuyruğa girdiler.

Özetle, Bursa Türk Dünyası Kültür Başkenti sıfatı ile Macaristan’da çok güzel tanıtıldı.

Eksikler yok muydu?

Daha fazlası yapılamaz mıydı?

Elbette küçük çaplı eksikler de vardı, tabiki çok daha güzel işler de yapılabilirdi.

Sonuçta iyi ve güzelin sınırı yoktur.

Ama şu bir gerçek ki, Bursa Macaristan’da yapılan tüm programlarda katılımcılardan  yüksek notlar almayı başardı.

Buradan hareketle, bu etkinliğe önümüzdeki yıllarda daha organize katılmak gerektiğini, Eylül sonu, Ekim başında İznik’te yapılacak 4. Dünya Göçebe Oyunları Festivali’nde kentimizin tek yürek olması gerektiğini, devamında da Kocayayla’da yapılan festivale de daha çok ağırlık vermek gerektiğini ekleyelim.

Yazımızda bir de dip not koyalım.

Macaristan’daki kurultayı izleyenler arasında Bursa’ndan katılan tanıdık simalar arasında İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bursa Milletvekili Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu ve Bursalı siyasetçi Diş Hekimi Tahsin Bulut’u da gördük ve mutlu olduk.