Hava Durumu

Perdenin arkasında bir çift göz

Yazının Giriş Tarihi: 15.03.2017 17:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.03.2017 17:09

Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

M.Kemal ATATÜRK

Ahmet Esat Tomruk 1892 de İstanbul’da dünyaya gözlerini açtı. Beş yaşında babasını kaybetti ve annesiyle beraber dayısı Sezai Bey’in himayesine girdiler. Ahmet Esat çalışkandı ve başarılıydı. Galatasaray Lisesini kazanıp, buradaki iyi eğitimi sayesinde hem Fransızca’sını geliştirdi hem de yurtdışından, o dönemlerde “mektup arkadaşlığı” yaparak diğer yabancı dillerini de geliştirdi.

Yurtdışından adına fazlasıyla gelen mektuplar zamanın hafiyelerinin de dikkatine girdi ve 16 yaşındayken bu yüzden tutuklandı, “Jön Türkler” örgütüne üye diye işkence bile edildi. Esat’ı saldıklarında Esat bu ülkeden kaçmak istedi. Dayısı, Esat’ı kaçırmak için bir Yahudi’yle anlaşıp ona para verdi ve Esat’ı İngiltere’ye giden bir İngiliz gemisine kaçak olarak bindirdiler.

Fakat işler planlandığı gibi gitmemiş, Esat’ı kaptan yakalamıştı. Esat’ın cebinde beş kuruş parası olmayışını, gözlerinde de umutsuz bakışları gören kaptan Esat’ı evlatlık edindi. Esat bir İngiliz gibi yetiştirilmeye başladı. Navy College’de okudu, 1914’te buradan mezun oldu.

Bu süre içerisinde İngilizce’sini ortalama bir İngiliz’den daha akıcı konuşabilen farklı bölgelerin İngilizcesini de mükemmel şekilde taklit edebilen hatta boksta birincilikler elde eden biri oldu. Edindiği çevre ve konuşabildiği diller sayesinde Avrupa’nın birçok ülkesini gezdi gezdiği her yerde bir Avrupalı tavrında hareket etti. Esat’ın lalenin sarısından saçları, göğün mavisinden gözleri de onun Avrupalı tavrına katkı sağlıyordu elbet.

Yetiştiği bu süre içerisinde onu evlat edinen manevi babası ona vatanını ve milletinin unutmaması için, bir gün geri dönebileceği bir vatanı olduğunu ona sürekli telkin ediyordu. Esat memleketini unutmamıştı.

Birinci Dünya Savaşı başlayınca 1914’te  İstanbul’a geri döndü, topçu teğmeni olarak askere alındı. İttihatçıların istihbarat kuruluşu Teşkilat-ı Mahsusa’ya girdi. İttihatçı Kara Kemal ve Dramalı Rıza’dan çetecilik dersleri aldı. Çanakkale cephesinde ünlü İngiliz casusu Arabistanlı Lawrence’yi izledi. Bir ara İngiliz görünümü ve ileri düzey İngilizcesi sayesinde bilgi alabilmesi için esirmiş gibi, tutsak olan İngiliz General Towshend’in yanına atıldı. İstanbul’da Beyoğlu’nda boks kulübünde boks maçlarına çıktı, burada İngiliz boksörlerle mücadele etti ve birçok ün kazandı.

Ahmet Esat, ittihatçıları İngiliz hapishanelerinden kurtarmak için girişimlerde bulundu ve yakalanıp hapse atıldı. Buradan firar etse de yakalanıp tekrar hapse atıldı. Burada tanıştığı ünlü Rum yankesici Koçaki’den yankesicilik öğrendi. Bu sayede hayatını birkaç kez kurtardığı bile söylenir. Daha sonra gönderildiği hapishaneden hünerlerini kullanarak kaçmayı başardı. Anadolu’ya kaçtı. Burada Kuvayı Milliye emrinde düşman arasında faaliyet gösterdi. Burada kendisine İngiliz Kemal adı takıldı.

Meclis açıldığında Atatürk’le ve İsmet Paşa’yla görüşmeye gitti. Kur’an, bayrak ve silah üzerine el basarak burada yemin etti. Atatürk’ün emriyle İzmir’e Genelkurmay’ın istihbarat şubesine bağlı olarak göreve gönderildi. Görevi Yunan ordularına sızıp, gerekli bilgileri öğrenmekti .

İngiliz Kemal Antalya’dan Rodos’a geçip, kendini Amerikalı bir gazeteci gibi tanıtıp, gece hayatında hareketli davranıp, kumarda hileyle kazandığı 45,000 frankla İzmir’deki vatani görevine başladı.

Bir Amerikalı gibi bonkör bir hayat yaşayan Kemal kısa sürede edindiği Yunan komutanların dostluklarıyla gece hayatının aranan bir siması haline geldi. Bir Yunan komutanın akrabasının zengin kızına ilan-ı aşk edip, tüm yunan subaylarının toplandığı kulübe giriş bileti elde etmişti.

Yunanlar’ın haberlerini yazacağını anlatıp, bütün cepheleri gezmiş, bu sayede İsmet Paşa’ya bütün bilgileri iletmişti. Daha sonra birgün kordonda yemek yerken Çerkez Ethem’le karşılaştı ve açığa çıktı.

Yakalanıp Yunan hapishanelerine atıldı fakat burada hiç Türkçe konuşmayarak kimliğini açığa çıkardı. Kendi çabası ve hünerleriyle yine kaçtı; bu sefer Ankara, Kemal’i Trakya’ya yolladı ve buradan Ermeni cephesine sızıp bilgileri aktardı. 1924’e kadar istihbaratta çalıştı ve ardından İstanbul da sakin bir hayata geçti.  Boksu bırakmayan Kemal, 1932’ye kadar Türkiye Hafif Sıklet Boks Şampiyonluğu unvanını korudu. Tomruk soyadı buradan gelir.

Güçlü yumruklarını soyadında taşır. İki evlilik yapan Kemal uzun süre sakin bir hayat yaşadı. Kemal 14 Şubat 1966’da 74 yaşında İstanbul’da  mavi gözlerini kapadı.

 Kemal ve daha nice adını bilmediğimiz kahramanlar bir bütünün parçalarıdır. Her biri bu topraklar için ailelerinden kendilerinden vazgeçip, inandıkları şey uğruna ölümü göze alan insanlardır.

İnandılar , yaptılar. Kazandılar. Adı duyulmamış yüzlerce kahraman tek bir amaç uğruna savaştı. Bağımsız bir Türkiye.

İngiliz Kemal ünlü bir Türk casusu olarak tarihe adını yazdırsa da Kemallere ne kadar teşekkür etsek yetiremeyiz.

Boşuna mı çocuklarına Kemal adını koydu bu millet?

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.