Hava Durumu

AŞK

Yazının Giriş Tarihi: 15.09.2021 09:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.09.2021 09:59

Yeryüzündeki en büyük mutlulukların belki de birincisi, hiç kaygılanmadan insanın sevdiğiyle beraber olabilmesi sanırım. Sonrasında o birliktelik anne baba yapmışsa sizi, doğan müthiş mutluluğa şahane bir geçiş yaparsınız. Bu mümkün olmamışsa sevdiğinizle olmak zaten her gün yeniden doğmanız gibidir.

Bu kadar güzel bir dünyada bir şekilde yaşayabilmek kadının ve erkeğin elinde değil mi?

Bu hayata bir kez geliyorsun ve sevdiğin, arzuladığın insanla beraber olamadan çekip gidiyorsun. Acı olan zor olan bu.

Bilmek mümkün olsaydı ve öğrenebilseydik kaç kişinin gerçek aşkı dolu dolu yaşayabildiğini.

Yüzlerce yıldır ortak duyguları dile getiren hüzünlü, kırık dökük aşk şarkıları, aşk şiirleri, aşk romanları, filmler, bundan söz eder, içimize işlerler. Milyonlarca kadın, milyonlarca erkek gerçekten sevdiğini bulamamış olmanın ya da bulup kavuşamamanın acısını yaşar. Büyük bir boşluk içinde devam ederler hayatlarına.

Biz çok sevdik ama ana babası vermedi.

Karşılıksız sevdim.

O da çok sevdi ama engelleri aşamayacağını ikimizde biliyorduk.

Onu çok sevdim, ecel ayırdı.

En mutlu zamanımızda ailesi başka şehre taşındı.

Paramız yoktu.

Ailelerimizin arasında çok fark vardı. Aşamadık.

Sevdiğime inandıramadım.

Başkasıyla evlendirdiler.

Korktum, sonra çok pişman oldum.

O başka bir mezheptendi.

  Yüzlerce engel... Ne tuhaf ki engeller hep sevenlerin arasına girer. Korkular baskın gelmiştir çünkü.

   İlk çağdaki insanlar ya da hayvanlar kadar rahat yaşamak mümkün değil.

Masallarda rastladığımız isyanları düşünsenize. Padişah kızları çobanla evlendirilmiştir.

Türk filmlerinde zengin kıza âşık olup nelere göğüs gerer fakir oğlan. Fabrikatör babanın inadını kırsın diye ne dualar etmiştir izleyen güzel seyirciler. Öyle olunca, onlar murada erince biz kerevitine çıkmışızdır.

Hayatın tılsımıdır aşk. Küçümseyen söylemlerin ciddiye alınır bir yanı yoktur.

Defterlerimizin kenarlarını çiçek resimleriyle süsleyip üzerinde minicik anahtarı olan günlüklerimize daha ergenlik çağlarımızın ilk günlerinde hissettiklerimizi nasıl içtenlikli ama yakalanırız korkusuyla nasıl heyecanlanarak yazdığımızı, akrostişli şiirlerimizi hatırlarsınız. En olgun çağımızda yakalamışızdır belki aşkı. Geç kalmanın telaşı ama bulmuş olmanın heyecanı sarıp sarmalamıştır bizi.

İstisnasız herkesin içinde saklı duran bir aşk olduğuna inanırım ben.

Aşk korkar mı peki?

Bence asla korkmaz.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.