
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Suriye’de Arap, Kürt, Türkmen, Alevi, Sünni, Dürzi, Şii, Nusayri bütün hepsini kapsayacak şekilde azınlıkların da asla dışlanmaması, onların da haklarının korunduğu bir temelde tüm grupların güven içerisinde olduğu bir yapının ortaya çıkması gerektiğini söylüyoruz" dedi. Çelik, Adana’da AK Parti İl Başkanlığı binasında son günlerde Suriye’nin Lazkiye Tartus kentinde yaşanan olayları değerlendirdi. Çelik, yaptığı değerlendirmede, "Suriye'de Lazkiye ve Tartus merkezli olarak gerçekleşen olayları yakından takip ediyoruz. En uzun sınırımızın olduğu kardeş Suriye'deki olaylarda bütün bu gelişmelerin istikrar içerisinde güçlü bir Suriye'nin ortaya çıkması sürecine dönük olarak değerlendiriyoruz. Biliyorsunuz Suriye'de Esad rejiminin başlattığı katliamlarla ortaya çıkan tabloya Cumhurbaşkanımız ilkeler temelinde Suriye'nin güvenlik ve istihbarat temelinde bir yaklaşımla ve Suriye halkının tamamına sahip çıkalım yaklaşımıyla yaklaşmış, katliamların uluslararası topluma daha çok duyurulması konusunda en kararlı en yüksek ses Türkiye'den Cumhurbaşkanımızdan gelmiştir. Esad rejiminin yıkılmasından sonra Suriye'den güvenlik politikaları konusunda en hassas ülkenin Türkiye olduğunu Cumhurbaşkanımızın mesajlarının bu çerçevede uluslararası toplumla paylaşıldığını hepimiz biliyoruz. Bu çerçevede Lazkiye’de ortaya çıkan Suriye güvenlik güçlerine saldırının Suriye'nin birliğine dönük terörist saldırı olduğunu biliyoruz" diye konuştu. Suriye’nin tüm Suriyelilerin olduğuna dikkat çeken Çelik, şöyle devam etti: "O çerçevede herhangi bir odağın, herhangi bir devletin vekil güçleri vasıtasıyla Suriye'yi herhangi bir uydu devlet haline getirmeye çalışmasına ya da istilasına karşıyız. İki tane hassasiyetimiz var. Suriye’nin toprak bütünlüğünü sonuna kadar savunuyoruz. Suriye halkını kucaklayacak bir tablonun ortaya çıkması son derece önemlidir. Cumhurbaşkanımızın vurguladığı üzere kapsayıcı bir yönetimin ortaya çıkması önemlidir. Kapsayıcı yönetimden kastımız da Suriye halkının tamamının temsil edildiği bir yönetimdir. Suriye halkı özgür bir hayat istiyor. Normal bir hayat istiyor. Medeni bir hayat istiyor. Ve burada uluslararası toplumun, Suriye yönetiminin, Suriye halkının yanında olması gerekiyor. Suriye'de uydu devletlerin bir takım vekil güçler vasıtasıyla orayı istikrarsızlaştırmak istediğini biliyoruz. Bu nedenle maalesef mezhep provakasyonu, etnik provakasyonlar çıkabilir. Dolayısıyla bizim burada Suriye Suriyelilerin derken Arap, Kürt, Türkmen, Alevi, Sünni, Dürzi, Şii, Nusayri bütün hepsini kapsayacak şekilde azınlıkların da asla dışlanmaması, onların da haklarının korunduğu bir temelde tüm grupların güven içerisinde olduğu bir yapının ortaya çıkması gerektiğini söylüyoruz. Dil son derece özenli olmalıdır. Örneğin bu terörist saldırıyı gerçekleştirenlerle ilgili olarak bir dil kullanılırken 'bu bir Nusayri isyanıdır' gibisinden bir dilim kullanılması son derece yanlıştır." Çelik, mazluma sahip çıkmak için onun mezhebine meşrebine bakmadıklarını belirterek, "Etnik kökenine bakmayız, dinine bakmayız. Zalime karşı çıkmak için de onun mezhebine meşrebine, etnik kökenine herhangi bir şekilde bakmayız. Mazluma ne olursa olsun sahip çıkılmalıdır. Zalim de zalimdir kim olursa olsun ona karşı çıkılmalıdır" dedi. Suriye’yi parçalamaya çalışan birtakım gruplarla mücadele ederken sivillerin hayatlarının korunması konusunda geliştirilen yeni denetimlerin son derece kıymetli olduğunun da altını çizen Çelik, şöyle konuştu: