
8 Ocak akşamı özel aracıyla yaptığı kaza sonucunda 48 yaşındaki Hasan Karayılan'ın ölümüne sebep olan İşadamı Sami Bilge suskunluğunu Lodoshaber.com'a bozdu.
Bursa kamuoyunun günlerdir merakla beklediği her şeyi Lodoshaber'e açıklayan Sami Bilge, "İlaçlarla ayakta duruyorum. Bu vallahi de billahi de kader. Allah şahidimdir ki, bu olayda Sami Bilge'nin suçu yok. Kazadan sonra, kimseyi arayıp en ufak bir torpil talebim olmuşsa dünyanın en şerefsiz adamıyım!" Diye konuştu.
"Adam sanki bana vur der gibi durdu"Hasan Karayılan'ın ölümüyle sonuçlanan kazanın ardından tutuksuz yargılanması tartışmaya sebep olan Sami Bilge, bu kazayı her kim yapmış olursa olsun yargılama sürecinde bir değişiklik olmayacağını öne sürerek şunları anlattı:
"Bakın bu bir kader! Kaderde varmış! Allah şahit ki Sami Bilge'nin bu olayda suçu yok. Üç araba arka arkaya gidiyorduk. Benim hızım saatte 10 kilometreyı aşmayacak şekildeydi. Adam akşamın karanlığında birden bire önüme çıktı. Aramızda 5-6 metre mesafe vardı. Korna çaldım, sellektör yaptım. Hiç etki etmedi. Sanki bana vur der gibi çekilmeden oradan öylece durdu. Araç jilet gibi kaydı ve ne yazık ki kaza gerçekleşti."
"Ölüm sebebi araba çarpması değil. Başını direğe vurması!"Açıklamasında, Karayılan'ın hayatını araba çarpması sonucunda değil, kazanın ardından başını araçla arasında sıkışıp kaldığı direğe çarptığı için kaybettiğini öne süren Sami Bilge, "Araba vurduğu için her hangi bir kırık çıkık dahi oluşmadı adamda. Yani çarpmadan ötürü ölmedi. Başını direğin kenarına çarptığı için hayatını kaybetti. Bakın bu tüm raporlarda var."
"Trafik raporu da ortada""Orada ölen rahmetli yüzde 75 oranında suçlu bulundu. Yüzde 25 kusurun da olumsuz hava koşullarından kaynaklandığı belirtildi. Sami Bilge sıfır suçlu bulundu."
"Bir Allah'ın kulundan torpil istediysem dünyanın en şerefsiz adamıyım"Kazanın ardından büyük bir şok yaşadığını ve avukat aramayı dahi aklına getiremediğini anlatan Bilge, kaza anından serbest kaldığı ana kadar hiç kimseyi aramadığını ve kesinlikle torpil istemediğini vurguladı:
"O an o kadar perişandım ki bir avukata ihtiyacım olduğu dahi aklıma gelmedi. Bir süre sonra ticari davalara bakan avukatım olan Suat Liman'ın hukuk bürosundan bir bayan avukat geldi. Şu an o bayan avukatın adını dahi hatırlıyorsam şerefsizim. Daha sonra da ceza davalarına bakan Şenol isminde bir avukat geldi. Daha sonra ismini paylaşmak istemediğim avukat dostlarım geldi. Onlar bana bu şartlarda tutuklanma ihtimalimin sıfır olduğunu söyledi. Bense sadece cezaevinin nasıl bir yer olduğunu düşünüyordum."
"Avukat arkadaşlar 'Eyvah' dedi. En sert hakime düştün""Dostum olan avukat arkadaşlarım beni, çok sert bir hakime denk geldiğim için uyardı. Ama inanın bu bile umurumda değildi. Keşke 40 tane jaguar paramparça olsaydı da o adam yaşıyor olsaydı. Ya da keşke ben aylarca hapis yatsaydım ama o adam ölmeseydi. Hakim gerçekten de çok sertti. Ben konuşurken yüzüme bile bakmadı. Hatta tersledi. Ardından da tutuksuz yargılanmama karar verdi."
"Hakim şunu dedi: 50 gram alkol alsaydınız sizi şu an ceza evine gönderirdim."Sami Bilge açıklamasının devamında şunları söyledi:
" O kadar perişandım ki, hakimin tutuksuz yargılanmama karar verdiğini bile en son ben anladım. Hakim kararı okudu ve ondan sonra aynen şunu söyledi: "50 gram alkol çıkmış olsaydı. Sizi şu an cezaevine gönderirdim. Son olarak şunu tekrar söylemek istiyorum. Emin olun ki Sami Bilge zerre kadar ekonomik ya da sosyal bir yardım ya da torpil talebinde bulunmadı. Eğer yaptıysam Hitler'den bile şerefsizim."