Hayatımızın en karmaşık günleri…

null

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.lodoshaber.com
Ne doğru ne yanlış ayıramıyoruz. Ses kayıtları, iddialar, demeçler, gazete başlıkları… Eski dostlar düşman, düşmanlar dost. Her bilgi değersiz ve yalama oldu. Artık ne çıksa, ne duysak bizi şaşırtmıyor. En tehlikelisi, yaşanan her rezillik bize artık “normal” görünüyor. Hırsız var, diyorlar. Bazıları “çalsın kardeşim, çalışıyor. Bal tutan parmağını yalar” diyor. Hukuksuzluk var, deniliyor. “Eskiden yok muydu?” diyorlar. Otoriter bir devlet oluyoruz, diyorlar. “Seçim var”, diyorlar. Seçim hukuksuzlukları, yolsuzlukları, rüşvetleri aklar mı? diye soruyorlar. “Sandıkta görüşürüz”, diyorlar. Saddam, Kaddafi, Esat ve dahi tüm diktatörlerde yüzde 80 – 90 oy ile seçilirdi, diyorsun. “O başka”, diyorlar. Bu ses kayıtlarının biri bile doğruysa medeni memleketlerde hükümet düşer, deniliyor. “Orası medeni memleket, burası Türkiye” demeye getiriyorlar. Vatandaştır. Düşünür, beğenir, inanır, inanmaz, seçer, seçmez nihayetinde herkesin bir oy kadar hükmü var. Bunca hukuksuzluk karşısında adalet sisteminde kimsenin kılı kıpırdamıyor ya en çok ona şaşırıyorum. Televizyon, gazeteler, internet yolsuzluk, rüşvet ve ihaleye fesat karıştırma bilgi ve belgeleri ile dolu, ne harekete geçen var, ne de soruşturma. Çık sokağa “hırsız var” diye bağır. 5 dakika sonra adliyede, ertesi gün mahkemedesin. 1 kilo baklava çal, 5 yıl hapis ananın ak sütü gibi helal… Yolsuzluk yap, hırsızlık yap, rüşvet al keyfine bak. Protesto et, doğru hâkim karşısına… Gerçekten;hayaldi, gerçek oldu.