Abidin Dino... O, mutluluğun resmini hiç bir zaman yapmadı!

null

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.lodoshaber.com

Türk resim sanatının öncülerinden, yazar, siyasetçi ve fikir insanı

Çizdikleriyle, yazdıklarıyla, söyledikleriyle kocaman bir dünya

Abidin Dino...

O, mutluluğun resmini hiç bir zaman yapmadı!

[dropcap type="3"]1[/dropcap]913 yılında İstanbul'da doğan Abidin Dino’nun yaşamı,  çoğunlukla yurt dışında geçti. Dino altı aylıkken ailesi İstanbul’dan ayrılarak İsviçre’nin Cenevre kentine yerleşti.

Dino yıllar sonra İsviçre günlerini şöyle anlattı:

“İsviçre’nin kışı başka, yazı başka güzel. Kışın bembeyaz, gıcır gıcır bir kar dünyayı kaplamış. Yazın her tarafta alabildiğine yemyeşil otlar, rengarenk çiçekler fışkırır. Leman Gölü ise yaz kış mavi ile yeşil arası.”

Altı yıl İsviçre’de yaşayan Dino'nun ailesi, 1. Dünya Savaşı çıkınca buradan Paris'e geçti. Cumhuriyet’in ilanından iki yıl sonra da Türkiye'ye döndü.

Abidin Dino'nun eğitim hayatı, Robert Koleji ile başladı ve yine burada bitti. Kendi deyişiyle, resimden başka hiçbir şeye ilgisi yoktu. Bunu anladığı gibi de okulu bıraktı.

Babıali’de çizimleri ile dikkat çeken Dino henüz çok genç bir delikanlıydı. ‘Halkın Dostu’ gazetesi için yaptığı röportaj büyük ilgi gördü. Atatürk’le çizgilerle yapılan bu röportaj, Atatürk‘ün de gözünden kaçmadı. Dino bu röportaj vesilesiyle Atatürk'le tanıştı.

Ressam Dino Ve Nazım

Dino, 1930’lu yılların başında, bir yandan çizimlerine devam ediyor, bir yandan da Artist Dergisi’ne yazılar yazıyordu. Bu dönemde Nazım Hikmet’in kitaplarına kapak resimleri çizdi. Resimleri çok beğenildi ve Abidin Dino ‘ressam’ olarak anılmaya başladı. Bu resimler sayesinde Nazım Hikmet'le tanışan Dino o günleri şöyle anlatır:

“Nazım’ı tanıdığımda, ben çiçeği burnunda bir karikatürist olarak çalışıyorum bir gazetede. Nazım ise aynı gazetede düzeltmen... İkimiz de hayatımızı kazanmak için bu işleri yapıyorduk. Nazım, Moskova’da fütürist ve konstrüktivist ressamların yapıtlarını görmüştü. Benim çizdiklerimi ilginç bulduğunu söylüyordu.”

Abidin Dino'nun İlk resimleri, 1933 yılında arkadaşlarıyla kurduğu “D Grubu” adlı sanat grubunun sergisinde yer aldı. D Grubu’nun amacı, düşünce yanı ağır basan resimler yapmaktı.

Sosyalist ve Antifaşist Dino

Bu çalışmaları izleyen dönemde, Lenfilm Film Stüdyoları’ndan bir davet alan Dino, Atatürk’ün önerisini dinledi ve bir süre sonra kendini Odessa’ya gidecek bir Sovyet gemisinde buldu.

Odessa’da geçirdiği yıllar Dino’nun siyasi fikirlerini hem etkiledi, hem de olgunlaşmasını sağladı.

Ancak  Sovyetler Birliği, II. Dünya Savaşı nedeniyle tüm yabancı öğrencileri ülkeden gönderince, Dino da buradan ayrılmak zorunda kaldı.

Dino, Sovyetler Birliği’nin ardından Paris’e gitti. Picasso, Gertrude Stein gibi isimlerle arkadaş oldu. Kendini sosyalist ve antifaşist olarak tanımlayan Dino, İspanya İç Savaşı’na gitmek için gönüllüler listesine adını yazdırdı. Ancak savaş bitince İspanya’ya gidemedi.

Ve Sürgün Yılları

1938 yılının sonunda İstanbul’a döndü. Selim Turan, Avni Arbaş ve birkaç ressam arkadaşı ile birlikte Liman Grubu’nu kurdu. İmecenin egemen olduğu bu grubun resimlerinde, balıkçılar, limanda çalışan insanlar yer aldı. Dino politik olarak zaten mimliydi. Yaptığı resimler da dönemin yönetimini rahatsız edince, ilk sürgün yeri Çorum’a gönderildi.

Abidin Dino olmasa, Yaşar Kemal Olmazdı

Dino Çorum'da köy temalı resimler yapmaya başladı. Ardından, Çorum bölgesindeki köylüleri anlatan “Kel” adlı bir piyes yazdı. Ancak piyesin basılmasıyla toplatılması bir oldu. Sürgünün yeni adresi Adana'ydı.  Burada Çukurova insanını gözlemledi, onları resmetti.

O yıllarda köy köy dolaşarak ağıt toplayan Yaşar Kemal ile tanıştı. O dönem için Yaşar Kemal, yıllar sonra, “Abidin Dino olmasa, Yaşar Kemal olmazdı” diyecek, sürgünün bazen işe yaradığını söyleyecekti.

Bana Mutluluğun Resmini Yapabilir misin Abidin

Abidin Dino ve Yazar Güzin Dikel, 1943 yılında evlendi ve Dino’nun ölümüne kadar da ayrılmadılar. Güzin Dino onun için ‘her şey’ demekti.

Siyasi görüşleri ve yazdıkları nedeniyle yaşadığı baskılar üzerine Dino Türkiye'den ayrılmaya karar verdi ve Paris’in yolunu tuttu. Burada eski dostları Tristan Tzara ve Picasso ile görüştü. Picasso’nun önerisiyle aynı atölyede seramik ve resim yapmaya başladı. Ama aklı ve yüreği Türkiye’deydi. “Burada, Fransa’da yaşadığımı söyleyemem. Burada, Türkiye’yi yaşıyoruz” diyecek kadar özlemişti ülkesini.

Eşi ile beraber oturdukları ev, Paris’e yolu düşen dostların uğrak yeri olmuştu. Bunlardan biri de Nazım Hikmet’ti. Nazım, Paris’e geldiğinde dostları Abidin ve Güzin Dino’yla buluşup hasret giderirdi. Her ikisi de ülkesinden uzaktaydı. Birbirlerini iyi anlıyorlardı.

1960’lı yıllarda Nâzım, Vera’ya ithafen yazdığı gelmiş geçmiş en güzel şiirlerden biri olan ‘Saman Sarısı’nda Abidin’e de sesleniyor ve mutluluğun resmini yapıp yapamayacağını soruyordu. “İşin kolayına kaçmadan ama” diye de ekliyordu.

Abidin Dino da Nâzım’ın bu sorusunu yine bir şiirle cevapladı: "Bağrımıza bassaydık seni, yapardım mutluluğun resmini…”

Ve o günlerden sonra, mutluğun resmini yapıp yapmadığı, Abidin Dino'ya en çok sorulan soru oldu. Bunlardan birinde Dino şunları söyledi:

“Mutluluğun değil ama sevincin resmini zaman zaman yaptım. Mutluluk süreklilik gerektiren bir şey. Resim tarihinde pek de yapabilen olmadı. Korkunun, çirkinliğin, sefaletin, mutsuzluğun yapıldı da, mutluluğun hayır.

Büyük sevinçler yaşadım. Evet, tekrar tekrar yaşadım. Bir ömür boyu Güzin’le yaşamak mutluluğun eşiğinde yaşamak demek. Güzin olmasaydı, çoktan yok olmuştum.”

1990 yılında kansere yakalanan Abidin Dino, 7 Aralık 1993 tarihinde Paris’te yaşamını yitirdi. Ölümünden sonra Dino’nun cenazesi İstanbul’a getirilerek Aşiyan’daki aile mezarlığında toprağa verildi.

Dino Mutluluğun Resmini Hiç Yapmadı

Tuhaf, aynı zamanda da fena halde yanıltıcı olan, internette dolaşan bu bilgi, Dianne Dengel'in "Mutluluğun Resmi tablosunun" Abidin Dino tarafından yapılan "Mutluluğun Resmi" olduğunun sanılmasıdır.

Gerçekte Abidin Dino da Mutluluğun resmini hiç bir zaman çizmemiştir...