Hava Durumu

Ve Bozbey seçim yenilgisiyle ahireti keşfetti!

Yazının Giriş Tarihi: 06.04.2019 15:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.04.2019 15:08

Aslında böyle çok geç yaşanan idraklere alışkınım.

Görülen lüzum üzerine, çok ama çok geç fark edişlere...

Yine görülen lüzum üzerine pozisyon almalara falan hep alışkınım.

Misal...

Bunun en bariz örneğini TMSF Olay Gazetesi'ne el koyduğunda yaşadık.

O dönem bir çok meslektaşımız TMSF ile birlikte İslam'ı keşfetti!

Daha önceleri ateist ve deist takılanların alnı secdeden kalkmaz oldu.

O zamana kadar varlığından haberdar olunmayan mescit ful çekti.

Mescitte (Bak ben geldim ve namaz kıldım. Haberin olsun) alt metniyle düşürülen ehliyetler felan dillere destandı.

Hele bir cuma namazları vardı ki...

Yaldır yaldır...

Ayin gibi...

Hiç unutmam...

Bir gün (Meğer cuma saatiymiş) gazeteye geliyorum. Otaparka girer girmez bir de ne göreyim, otuza yakın meslektaş koştur koştur gazetenin merdivenlerden iniyor.

"Eyvah!" dedim.

"........! Adamlar tenkisat yaptı demek ki!"

Çocuklar da o moral bozukluğu ile "sana da, gazetene de!" diye saydırarak çekip gidiyor.

Arabadan nasıl indiğimi, yanlarına gidip nasıl, "hayırdır arkadaşlar?" dediğimi hatırlamıyorum.

Meğer, cuma namazına gidiyorlarmış!!!

***

Yaaa işte böyle.

Daha bunun gibi yüzlerce ağır drama şahitlik ettik TMSF Yönetimi'ne dalkavukluk yapmak için şekilden şekile girilen o hazin dönemde.

Biz çok az sayıdaki gazeteci, "Ramazan'da da çay ocağıık olacak kardeşim!" diye, kovulmayı göze alıp tavır alırken, o arkadaşlar gerçekte tutmadıkları göstermelik oruçlarla yöneticilerin verdiği iftarlarda "Hamdü senalarla!" oruç açtı. (Bakın mesela bu da enteresandır. Yönetimde oldukları süreyi burunlarından getirmek için yapmadığım hırtlık kalmamasına rağmen TMSF beni kovmadı. Sonra gelenler koydu kapının önüne!)

***

Hasılı...

Bu sonradan idrak mütedeyyinlik hususunda yeterince şerbetli olmama rağmen yine de hayret ediyor insan.

Mesela en çok, Millet İttifakı'nın Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey'e hayret ediyor.

Hele hele yakından tanıdığı için daha da çok hayret ediyor.

Şöyle ki:

Mustafa Bozbey hakketten çok zeki bir insandır. Üstüne üstlük, sayılarla, rakamlarla, oranlarla da arası çok iyidir.

Onun da üstüne üstlük, dehşet bir seçim tecrübesine sahiptir.

Hal böyleyken, o aynı Mustafa Bozbey kimin aklına, fikrine uydu da, 31 Mart gecesi ve hatta 1 Nisan itibarıyla sabahlara kadar canlı yayınlarda "seçimin kazananı benim!" diye diretti?

Oysa Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimi'nin sonucu, en sağlamcı-en kuşkucu insan için bile akşam saat 23.00 itibarıyla nete gelmişti.

Bunu, seçim nedir? Nasıl takip edilir?

Bilen ortalama her insan rahatlıkla çözümler ve sonucu anlarken, Bozbey nasıl böyle bir amatörlük yaptı?

Ya da, şayet amatörlük yapmadıysa neden yaptı?

Amaç neydi?

Kabullenemeyiş mi?

Yoksa bir başka beklenti mi?..

Bakın mesela, sırf Bozbey seçim sonucunun realitesini kabullenmeyip, o gece sabaha kadar yayın yayın, kanal kanal gezip, "Ben kazandım!" dediği...

Yani seçim sonucuna ilişkin gerçeği bizzat evrilttiği için biz gerçeğin peşindeki bir kısım gazetecinin işitmediği hakaret, küfür kalmadı!!!

İnsanlar bir, "Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışını Cumhur İttifakı'nın Adayı Alinur Aktaş kazandı" haberine baktı.

Bir de, aynı anda canlı yayında olup, "Kazanan benim" diye direten Bozbey'e...

Ve olan yine bize oldu!

Biz yine ağır hakaret işittik!

Yine ağza alınmayacak küfürlerin muhattabı olduk!

***

Eeeeee?..

N'olcak şimdi?..

"TMSF ile İslam'ı keşfeden gazeteciler" misali, 31 Mart Seçimi vesilesiyle "ahireti ve ahirette hesap sorma" meselesini ağzından düşürmeyen Bozbey, bize sırf bu yüzden edilen çok ağır hakaretlerin, küfürlerin mahsuplaşma işini öte tarafta nasıl yapacak?

Hoş, hakarete uğrama meselesinde de sayesinde şerbetliyiz!

Ancak, bari finalde bu kadarını yapmasaydı.

***

Lodos Haber özelinden gidecek olursak...

Sadece ve sadece işimizi düzgün yaptığımız için...

Sadece ve sadece doğru habercilik yaptığımız için bana ve Lodos'ta birlikte çalıştığım meslektaşlarıma edilen o ağır küfür ve hakaretler ne olacak şimdi?

Arada kaynayan giden ve çoğunluğu rahmetli insanlardan oluşan yedi ceddimiz n'olcak?..

Hazır Bozbey, şu ahiret ve orada hesaplaşma meselesini dilinden bu denli düşürmezken yazmakta fayda var.

Ki, biz de oraya eli boş gelmiycez!

O ilk büyük hakaretten, finaldeki son hakarete kadar hepsini çatır çatır gündeme getireceğiz.

Ve finalde, biz de hakkımızı asla helal etmeyeceğiz!

***

Bu kadarla da kalmayacak.

İşin toplumsal boyutu ile ilgili de topa gireceğiz orada.

Malum...

KUL HAKKI Ahiret'te açık ara farkla dokunulmazlık konusu...

E kamunun hakkı ona keza!

Bakın bunlar filan hep o dillerden düşmeyen "ahirette" elbet gündeme gelecek.

Bu tarafta nasıl mücadele ettiysek...

Orada da aynen devam...

Üstelik orada koşullar eşit olacak...

İktidardan torpilli "Abi desteği yok!"

Rantçı tayfanın herkeslere hükmeden haşmeti yok...

Adliye desteği yok...

Sümen altı edici tayfa yok

Kolpacılar yok...

Kral yok, krallık yok. Kraldan çok kralcılar yok.

Şartlar ilk kez eşit olacak...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.