Hava Durumu

Taciz Karşısında Susan-Susturan da Ahlaksızdır! Taciz

Yazının Giriş Tarihi: 09.06.2022 00:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.06.2022 12:35

Şu meslekte geçirdiğim uzun yıllar bana, beni döve döve  gösterdi ki, taciz denilen korkunç travmaya eş değer bir travmayı da toplum olarak biz yaşatıyoruz (en çok da çocuk) kurbanlara!
Doğru ya da yanlış olmasıyla hiç ilgilenmeden, çok uzun zamandır böyle düşünüyorum. 
Marazi bir acımasızlıkla umuyor ve istiyoruz ki, tacize uğrayan sesini çıkarmasın, taaaa ki sıfır noktasına gelip yok olana kadar sussun!
Her şey olunurken, rezil olmanın çok zor olduğu bu toplumda, "el aleme rezil olmak" gibi devasa da bir hapishanemiz var, hemen herkesin-hepimizin müebbet hapse mahkum olduğu.
İşin fenası...
Bu toplumda hakkı verilmiş rezilliklerin mazharı olmak çok ama çok zorken...
Kimin rezil ya da neyin rezillik olduğu sarpa sarmışken...

"El alem hapishanesi"nin birinci derecedeki potansiyel mahkumlarının ekserisini çocuk ve kadınlar oluşturur. 
En çok da cinsel istismara uğramış kadın ve çocuklar...
Onlar, hem tacizin korkunç travmasını yaşar, hem de toplumun gönüllü gardiyanlarının yaşattığı korku ikliminin müebbet esiri olur.

***
Sayfalarca böyle yazasım var.
Olaydan ziyade olgu bazında saydırasım var, sövesim var!
Ancak, o vakit de esas konuya gelene kadar yorgun düşüyorum. Bu kez yapmıycam.
Sefil iddia şu ki:
Bursa'daki Setbaşı İlköğretim Okulu'nda bir taciz cinayeti yaşanıyor! (Her taciz cinayettir zira! Neyin öldüğünü yalnızca maktül bilir.)
(Bu arada, meslek etiğine hürmeten yapmak gerekirken her cümlenin başına, "iddia o ki, bu ki, şu ki" yazmak canım istemiyor. Öyle kabul  etsin sevgili okur.) 
Bana da ulaşan pek çok velinin anlattığı üzere, "daha önce de, benzer sebeplerle öğretmenler tarafından uyarıldığı vurgulanan bir temizlik personeli (bu arada bahse konu personelin 17 yaşında olduğu söyleniyor ki, bu daha da büyük bir garabet) iki 5. sınıf öğrencisini iki çocuğu ediyor!" (Sözle, bakışla falan değil. Fiili olarak!)
Çocuklar konuyu ailelerine aktarıyor. (Ki susmayın... Allah aşkına susmayın çocukar. Anlatın en yakınlarınıza.) Aileler haliyle ayaklanıyor ve konu yargıya intikal ediyor.
Bahse konu personelin okulla ilişiği de 6  Haziran tarihinde kesiliyor. (Zaten o personel okulun daimi çalışanı değil. İŞ-KUR'a "şu lazım" denilmiş, bir eğitim kurumunda çalışma yeterliliği olup olmadığına bakılmaksızın o gönderilmiş.)
Bursa Valiliği vaziyete el koymuş durumda.
Soruşturma devam ediyor.
Buraya kadar olanında standart sistem devam ediyor. 
Yalnız, velilerin dile getirdiği iddialar çok vahim!
Çok akıl almaz! 
Zira, veliler der ki, "bu personel benzer hal ve hareketleri ya da bu hareketlere meyilli oluşu gözlendiğinden, daha önce de uyarı aldı! Uyarmakla kalınmadı, konu okul müdürüne iletildi!"
Yine velilerden sorduğumuz ve duyduğumuz kadarıyla, okul müdürü ne yapmış?
Yanıt, "tolere edin" şeklinde olmuş!
Ki, işin en az taciz kadar vahim boyutu da bu iddiadır!
Zira, nasıl yani?
"Tolere edin" derken?..
Kim, neyi tolere ediyor?
Gerçekten denilmiş midir?
Denilmiş olma ihtimali var mıdır?
Böyle bir ifade bir eğitimcinin ağzından çıkabilir mi?
Bir eğitimci, o kuruma ve kendisine emanet edilmiş çocuklar söz konusu iken böyle korkunç bir yaklaşım içerisinde olabilir mi?

Olabilir mi?..

***
Tüm bu soruların ve çok daha fazlasının yanıtını arayıp bulmak ve gereğini yapmak kurumların görevi!
Eminim ki, başlatılan soruşturma kapsamında tüm bu iddialar da nazarı dikkate alınacaktır. Her bir iddianın peşine düşülecektir.
Ve gerçek ortaya çıkarılacaktır. 
Ancak ben bu yazıyı, tıpkı bugüne kadar yazdığım milyonlarca yazı gibi kendi fikrimi ortaya koymak için kaleme alıyorum. 
Üstelik de, "El alem hapishanesinden" epey bir süre önce firar etmeyi başarmış eski bir mahkum olarak, son derece subjektif bir yaklaşımla yazıyorum.
Yürütülen soruşturmanın en vahim bam teli, ne yazık ki bu iddialardır. 
Umarım ki, her biri yalan yanlış olsun.
Umarım ki, veliler yanılmış olsun.
Şu satırları yazan beni de yanıltmış olsun.
Yeter ki, doğru olmasın. 
Zira, İddia üzerine dile getirilen "tolere edin" cümlesi, en az  taciz kadar büyük ve hatta daha büyük bir cinayettir!
Şu ana kadar başaramadıysam, tekrar ederek bunu sağlamaya çalışayım.
Ki, 5. sınıf öğrencilerinden bahsediyoruz.
11-12 yaşındaki çocukların uğradığı taciz vakasıdır söz konusu olan.

Önlenilebilir miydi? Tedbir alınabilir miydi? İhtimal ortadan tamamen kaldırılabilir miydi?
İddia edildiği üzere, bir gözardı etme ya da kollama durumu var mıydı?
Şunca yıldır taciz cinayetleri üzerine yazarım.
"Tolere" gibi iğrenç bir ifade ilk kez bu büyük yara dahilinde literatürüme girdi.

Ve finali de, bu olaydan, iddialardan tamamen bağımsız olarak yazıyorum. 
Kimse bir başka insanın, hele hele bir çocuğun maruz kaldığı istismarı tolere edemez.
Ne hakla? Ne mümkün?..

Yazarın notu:
Son söz, o güzel kuzuların ailelerine gelsin...
Susmayın, pısmayın, korkmayın.
Sadece ve sadece çocuklarınızın yanında olun.
Kanatlarının kırılmasına, koparılmasına, hayatın daimi kısa çöplerinden biri olmalarına izin vermeyin
Lütfen ama lütfen mücadele edin.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.