Sevgili anne babalar ve eğitimciler... Şu korkunç ortamda sıkışıp kalmış çocukları ne yapın edin, GUHEM'e götürün.

Bundan aylar önce, karlı bir kış günü gittim Bursa'daki Gökmen Uzay, Havacılık Eğitim Merkezi'ne
Gönülsüz, hevessiz, neredeyse ayağımı sürüye sürüye... 
Tüm mazeretlerim bittiğinde, bu kez de kara kış yetişmişti imdadıma:
"Osmancım... Bak şu Allah'ın işine, ki, şimdi de hava koşulları sebebiple gelemiycem. Ben karda araç kullanımıyorum da, o bakımdan hani..."
BTSO Basın Danışmanı Osman Tüysüz, inatla o bahanemi de kadük etti. Evimden alındım, evime bırakıldım. 
Hasılı, yıllar önce ilk gündeme geldiğinde çok fena mavra yaptığım, çok ama çok fena dalga geçtiğim GUHEM'e, bu koşullar altında, uyuz mu uyuz, "mıy mıy mıy" bir ruh haliyle gittim. 
İyi ki gitmişim.
İyi ki, Osman Tüysüz ahdetmiş, inat etmiş ve beni GUHEM'den içeri sokmayı başarmış.
Aylar önce gezdiğim GUHEM'i neden şimdi yazdığıma gelince... Pandemi sınırlamalarının bitmesini bekledim. Bitsin ki, o merkez kapılarını çocuklara, gençlere açabilsin. 
Şimdi vaktidir. 
Sevgili anne babalar...
Sevgili eğitimciler... 
Ve hatta tüm Bursa... Tüm Türkiye...
Ne yapın edin, çocukları ve gençleri GUHEM'le buluşturun. 
Buluşturun ki, Kurtlar Vadisi gibi bir nesli baştan aşağı heder etmiş o berbat dizilerin üzerlerinde bıraktığı-bırakacağı korkunç etkilerin yerine, bilime aşina olsunlar.
Olsunlar ki, "Devlet otoritesinin sağlayamadığı adaletin, illegal yapılarca sağlanacağına inandıran ve böylece toplumda şiddeti-illegaliteyi meşrulaştıran" o dangalak işi dizilerin yarattığı tahribattan bari bir sonraki nesli kurtarabilelim.
Kurtlar Vadisi, Çukur, Arıza... Ve benzeri tüm diğerleri... Canına okudu çocukların, gençlerin. Adalet duygularını yerle yeksan etti! Suç ve ceza denklemini koparıp attı! Şiddet pompaladı. Şiddet güzellemesi yaptı. 
En vahimi de, hem şiddete karşı duyarsızlaştırdı, hem de şiddeti yüceltti!
Herkes mafya, herkes bitirim olmak istiyor. Herkes, adaleti o dizilerdeki tipler gibi sağlamak ve dağıtmak istiyor.  
Hepsinin itirazı var, yaş itibarıyla alayı atarlı. Ve bu "adaletsiz dünya" karşısında onlar da yenilgiye uğramak istemiyor. Devreye, fırsat eşitsizliği gibi bu ülkenin ne yazık ki temel gerçeklerinden olan kavramlar da tetikleyici unsur olarak girince... Medyanın en temel hedef kitlesi olan çocuklar ve gençler ne yazık ki yalan oluyor.
***
Tabii işin bir de bambaşka bir boyutu var. 
Medya yalnızca bu atarlı giderli, mafyöz dizilerle avlamıyor çocukları. Daha naif tabiyatlı olanlar ve en çok da kız çocukları için İnstagram icat ediliyor. (Okan Bayülgen'in dediği gibi, bir nev-i gerizekalı mabedi olan İnstagram...)
Burası, atarlı giderli yaradılışta olmayıp, konformist takılanları, kısa yoldan zengin olmak isteyenleri avlama hedefinde!
Orada herkes potansiyel ünlü, herkes potansiyel zengin. Orada kısa yoldan zengin olmak, çalışmadan, emek harcamadan lüks içinde yaşamak ana tema.
Ve temel ileti hep aynı, rol modeller zaten klişe!
"Senin diğerlerinden, faraza bir Şeyma Subaşı'ndan neyin eksik?"
Çoluk çocuk hepsi, o tek tip "android güzel"e benzemek için estetik kliniklerinin kapısında. 
Her biri bir diğerinin aynı, tuhaf bir nesil tepişiyor o mecralarda. Makyaj videoları çekip yayınlayanların yaş ortalaması neredeyse 6-7...
Hepsi birer ünlü ve zengin adayı, hepsi potansiyel Şeyma...
Ortak payda net:
"Çalışıp çabalayacan da ne olacak? Tırım tırım uğraşıp okusan neye yarayacak? Buradakilerden hangi birine o yöntemle erişebilirsin?.."
Örnekler böyle bir dünya uzar gider.
Bu konu öyle tek bir yazıyla falan anlatılabilecek gibi değil. İletişim fakülteleri işin içinden çıkabilmiş değil. Çıkılabilecek gibi de değil.
Hoş, benim de zaten bu yazıdaki temel hedefim bu meseleyi irdelemek değil. Durumun vahametine bir kuplecik değinip GUHEM'e gelmek...
GUHEM'e gelirken, orayı uzun uzadıya betimlemek de istemiyorum. 
Ya da, layığınca betimleyememekten korkuyorum. 
O yüzden, mutlaka götürün çocukları ve gençleri diyorum. 
AVM'ye gideceğiniz bir seferinde mesala, pas geçin AVM'yi GUHEM'e gidin. 
Çocuğunuzun, sosyal medyaya yine çok fazla yapıştığını düşündüğünüzde, tutun elinden ve GUHEM'e götürün.
Pandemi sürecindeki kısıtlamalardan süngere döndü çocukların zihni. Bu sizi de üzüyorsa, alın onları GUHEM'e götürün. 
Yalnızca kendi çocuklarınızı da götürmeyin. Erişebileceğiniz tüm çocukları toplayıp götürün hatta. Anne-babası çalışanları, aracı olmayan çocukları, parası olmayan çocukları...
Eşin dostun, hısım akrabanın, konu komşunun çocuğunu alın götürün.
***
Elbette her çocuk bilim insanı olmayacak. Olmasın da zaten...
Elbette, her çocuk pozitif bilimlerle ilgilenmek istemeyecek. İlgilenmesin de zaten...
O kapıdan her giren çocuk, elbette bir mühendis adayı olarak çıkmayacak. (Ki, çıkma ihtimali de kuvvetle muhtemeldir. Bu yaşımda, istemeye istemeye gitmiş beni bile benden aldıysa...)
Her şey bir yana, çocuklarınızı oraya şu hazin, "sürüden ayrılma" ihtimalinin hatırına götürün. O ihtimale bir şans tanımak için götürün. 
Mademki dönem onlara, mafya olmayı, bitirim olmayı, suça teşvik ederek adalet dağıtan olmayı empoze ediyor.
Madem ki süreç onlara, sürekli olarak, "okuyacan da ne olacak? Ne kadar tırmalarsan tırmala, sen asla Şeyma gibi jetlere binemeyeceksin" diyor. 
Siz de çocuklarınıza, o pespaye sürüden ayrılma ihtimalinin kapısını açın. 
Bilim denilen bir hakikaten olduğunu gösterin.
İnsanoğlu'nun çabasına, azmine ve başarısına şahit olsunlar.  
Muhtemelleri ve mümkünleri bilsinler.
Neden ve nasıl sorularıyla tanışsınlar. 
Bursa gibi (üzgünüm, ancak durum bu...) çoğu açıdan taşra kimliğini aşamamış bir kentte, faraza Şeyma'nın mankafa bir zenginin jetine biniyor olmasına özenmek yerine... O jeti tasarlamayı, o jeti kullanmayı hayal etmek mümkün...

Yazarın notu 1:
BTSO, bu kez gerçekten muhteşem bir projeyi hayata geçirmiş. Sizden beklemezdim. Harbiden şaşırttınız beni. GUHEM'i Bursa ve hatta Türkiye'deki tüm çocuklar görene, gezene kadar sizden büyük çaba bekliyorum. 
Yazarın notu 2: 
Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı... Müfredata koyun GUHEM gezisini. Olanak sağlayın tüm çocukların gezmesi için.
Yazarın notu 3: 
Ve tabii ki, siz sevgili okurlar... 
Zaman ayırın çocuklarınıza, erişemeyecek tüm diğer çocukları da alın ve gidin oraya... Tüm dayatmaların dışındaki ihtimalleri görsünler.