Hava Durumu

Sena Kaleli'den Fevkalade Manidar Veda! Aslında Giden Değil, Kalandır Terk Eden!

Yazının Giriş Tarihi: 04.03.2015 15:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.03.2015 15:46

CHP Milletvekili Sena Kaleli'nin adaylıktan çekilebileceği dillendiriliyordu bir kaç gündür.

Kimi çekilmeli diyordu.

Kimi (ön seçim kararına atıfla) çekilmek zorunda kalacağına vurgu yapıyordu.

"Ön seçimden çıkamayacağını biliyor. Önünde sonunda çekilecek!"

Netekim, dün akşam saatlerinde Sena Kaleli'nin aday adaylığından çekildiği haberi Bursa kulislerine düştü. Ve hakikatli bir bomba etkisi yarattı.

Kaleli ve yeniden aday olmayacağını ilan eden diğer CHP milletvekillerinin neden böyle bir karar aldığına ilişkin analizim bir başka yazının konusu olsun.

Bu gün için yalnızca ve yalnızca Sena Kaleli'nin hem duygusal hem de fevkalade manidar açıklamasıyla ilgili kısa bir yorum yapmak istiyorum.

Sebebi... Sebep sonuç ilişkisi her ne olursa olsun.

Kim ne düşünürse düşünsün.

Ne hissederse hissetsin.

Kaleli, Murathan Mungan'ın o eşsiz kelimeleriyle, son derece duygusal bir final yaptı.

Deyip, sözü Kaleli'nin, aday adaylığından çekilirken yaptığı açıklamaya bırakalım:

***

"Yolculuk her şeye ve herkese rağmen, farklı süreçlerle, farklı alanlarda devam eder.

Bazen kazanırken kendimizi, varlığımızı tüketiriz, bazen de kaybederken kendimizi bulabiliriz.

Umuduna sahip çıkan yenilenir, hep yürüyecek yolu, söyleyecek sözü olur.

Alışılagelmişin dışına çıkmayı başarabildiğimizde, açılmış nefesimizle her şeye yeniden başlayabiliriz, kimsenin bizi yok etmesine izin vermeyiz.

Her seçim kendimize aittir ve çözümünü kendisi üretir. İçsel güven bizi kontrol etme ihtiyacından kurtarır, serbest bıraktığımızda doğru bizi bulur.

Sadece kendi iç yasalarımıza uymak, kendimize özgülüğün içerdiği anlama itaat etmek, özgür birey olmamızı ve kişiliğimize sahip çıkmamızı sağlar.

Düzene uyduğunuzda, bütünleştiğinizde, genel kabul gören anlayışta olduğunuzda, beklenti ve kaygılarınıza göre hareket ettiğinizde kendinize yabancılaşmaya başlarsınız.

Tekrar deneyimlenen hiçbir şey eski tadında olmaz. İçten, dıştan ne kadar uğraşılsa, yeniden üretilen özgürlükçü ilişkilerin olduğu kurumlar, köklü, sürekli olur ve nitelikli bireyler üretirler.

Kaçmak, gitmek, vazgeçmek, terk etmek her zaman olumsuz değer atfettiğimiz bir gerçekliktir. Oysa talebi duyumsamak, yer değiştirmek olarak da algılayabileceğimiz kaçış; olgunlaşma, özgürleşme, yıpratılmaya karşı farklılaşma, deneyimleme, sahicileşme, gerçekle yüzleşme, keşfetme, ön açmak, sabır içeren olumlu bir süreçtir. Mucize yaratmasa da değer yaratır.

Her şey bilinen değerler, bildirilen gerçeklerle sınırlı kalmazsa insanlığımızı da geliştirebiliriz.

Yerimizde kaldığımızda ise, kendimizi anlamakta, anlatmakta, fark etmekte, bütünü görmekte zorlanabiliriz.

Aydınlanma anlarında her şeyi arkanızda bırakıp gitme isteğimizin nedeni, bireyin zayıflığından, korkusundan, mücadele azminin yetersiz olmasından çok, içinde geçirilen yaşam alanının başkalarıyla paylaşımının gerekliliğinden, fırsat tanıma arzusundan gelir.

Varoluşunun sorumluluğunu üstlenen, başkasının çağrısına kulak veren, boşluğa atlayabilen, boşluğun bilgisini deneyimleyen insanlar yol ayrımında tereddüt etmezler, duruma, gelişen olaylara ve şartlara göre gereğini yaparlar.

Her hal ve durum bir fırsattır, bizi düşünerek yaratılmıştır. Asıl olan iktidarı almak değil, gündelik hayat devrimleridir. Zira yaşanacak bir hayatımız vardır. (Abdülgaffar El Hayati)

Siyasi güç peşinde değilim, insani gücün önemine inanıyorum.

Kendime vardım, gidiyorum.

Nöbet değişimi isteyen örgütümüzün bu eğilimi ve istemi karşısında örgütün, halkın göreceli talep ve kararlarına inanıyor, güveniyor, kadınlar ve gençlere ön açmak isteyen diğer Milletvekili arkadaşlarımın davranışını benimsiyor ve önemsiyor, siyasi nezaketlerine ben de katılıyorum.

Kamuoyu ölçümlemelerinde, çalışmalarım sonucunda halkta bilinirlik ve desteklenebilirlik kazanmış, halkın takdiriyle Milletvekili, örgütün takdiriyle Parti Meclisi Üyeliğine seçilmiş, CHP adına Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığını üstlenmiş bir Türkiye siyasetçisi olarak; değerlerim ve insani ölçümle kendi anlayışımla var olmayı seçiyorum.

Bursa’daki danışma kurulu toplantısında söylenenleri, önseçim taleplerini PM toplantısında dile getirdim. Mevcut MYK kararına rağmen PM’den önseçim kararı çıktı.

Zaten aday olmayacak, başka ilden olacak iddialarının yanı sıra, kontenjan spekülasyonları rahatsız edici boyuta ulaştı. Aday adayı oldum.

Gelinen süreçte tecrübeli arkadaşlarımız ise aday adayı olmadı.

Başvuranlar arasında kadınların ve gençlerin az olması düşündürücüdür. Baştan beri kadınlar ve gençler diyen biri olarak, kadınlar ve gençlerle değişim için partim adına sorumluluk duygum gereği aday adaylığımı geri çekiyor, hakkımı helal ediyorum.

Tüm aday adayı arkadaşlarıma partiyi ve birbirini yıpratmadan başarılar diliyor, demokratik nezaket içerisindeki yarışlarını destekliyorum.

Bu aşamadan sonra speküle edilen, olası tüm gelişmelere karşı kendimi bağlayıcı olmak üzere aday adaylığından çekilme kararı aldım. Üzerimden yapılan tüm yorumlara, partimi önceleyerek kendimi kapatıyorum.

Kimdi giden, kimdi kalan?

Aslında giden değil,

Kalandır terk eden,

Giden de bu yüzden gitmiştir zaten! (Murathan Mungan)"

***

Dediğim gibi, analiz bir başka güne kalsın.

Ve fakat, hiç bir şartta bir başka güne bırakmak istemediğim bir şey var ki...

Sena Kaleli'yi kim bilir kaç kere çatır çatır eleştirmiş bir gazeteci olarak, onu bugün burada dile getirmemem büyük eksiklik olur.

Şu ziyadesiyle beyaz Türk tayfanın, her fırsatta, utanç verici bir kibir ve faşizan bir tavırla Sena Kaleli'ye yönlendirdiği linç kampanyası, Bursa ve hatta ülke siyasetinin en ağır lekelerinden biri olarak tarihe geçecektir.

Ne çokları bu uğurda kıymetli kaidelerini zerre kadar kaldırmazken...

Barışa giden yolda tek bir adım atmazken...

Kimi gölgesinden korktuğu...

Kimi de, bilinç altındaki faşistle başa çıkamadığı için barış çabalarının tümüne karşı edepsiz bir atarla karşı dururken...

Sena Kaleli, CHP'nin bu konudaki en samimi, namuslu ve yürekli siyasetçilerinden biri olmuştur.

Mitingine katılarak elini tuttuğu Sebahat Tuncel karesi var ya...

Hani kimi savaşan şahinlerin bunun üzerinden Kaleli'ye vatan haini muamelesi yapmaya kalkıştığı o kare!

Nazarımda Bursa siyasetinin yüz akıdır!

 

 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.