Hava Durumu

Seçim Yasası Teklifi Siyasi Gündemi Altüst Etti! Bursa'da durum nedir? CHP ve İYİ Parti'den son kulisler

Yazının Giriş Tarihi: 17.03.2022 13:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.03.2022 12:52

Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Yasası'nda değişiklik yapılmasını öngören 15 Maddelik Kanun Teklifi, siyasi gündemin ortasına bomba gibi düştü!
Siyaset sahnesi yangın yerine döndü!


Ama önce özetler:

* Bu yeni teklifle erken seçim talep ve tartışmalarının önüne geçilmiş oldu. Zira, Anayasa’nın 67. maddesi, “Seçim kanunlarında yapılan değişikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanamaz” demekte. Ancak, baskın seçim meselesi (yasal olarak da) olasılık dahilinde. Muhalefet de zaten ilk andan  itibaren bu ihtimali dikkate ve gündeme aldı.
Hasılı seçim 2023 Nisan-Mayıs ayında yapılacak.
* Seçim barajı, yüzde 10'dan  yüzde 7’ye düşürülüyor, (Muhalefetin iddiasına göre baraj, MHP düşünülerek-gözetilerek düzenlendi. Bana göre ise temsilde adelet hedefleniyorsa en fazla yüzde 5 almalıydı.)
* Yeni teklifle, seçime girebilmek için salt Meclis’te grup kurma-bir gecede hülle yapma zorunluluğu kaldırılıyor.
Malum... 
İYİ Parti seçime girebilsin diye, bir gecede, aralarında İYİ Parti Bursa eski Milletvekilleri Nurhayat Altaca Kayışoğlu ve (ağlaya ağlaya gidip, somurta somurta poz veren) Erkan Aydın'ın da bulunduğu 15 vekil, CHP'den istifa ederek İYİ Parti'ye geçmişlerdi. 
O ağır siyasi dramı o gün bugündür eleştiririm. 
Bir insanın iradesine kim bu denli ipotek koyabilir?
Bir insanın hal ve gidişi, nasıl bu denli iradesizlik üzerinden yol alabilir? (Neden? Nasıl? Ne uğruna?..)
Bu arada, bir gecede kendi partinden istifa edip, seçime girebilsin diye koştur koştur üye olduğunda, Türk milliyetçisi bir sağ parti! 
Sol yumruk havada, yalnızca poz kesen ve bana göre sol değerlerle uzaktan yakından ilgisi olmayan Nurhayat Altaca Kayışoğlu misal... 
Kadının, çakma da olsa, bir sol efekti vardı kendisine göre kurguladığı. O dahi bitti. 
Erkan Aydın desen... 
Zaten ağlamaktan perişan olmuş haliyle gündüz kuşağı kadın programlarının dertlilerine dönmüştü. O gün bu gündür kendisini toparlamak mümkün olmadı. 
Erkan Aydın o denli dağıldı ki, Millet İttifakı, o büyük fedakarlığına mukabil, kalktı kendisini Bursa Osmangazi Belediye Başkan Adayı yaptı. Daha seçim yarışının başında küstü, havlu attı. Asla çalışmadı. (Ya da kim bilir küsmedi? Avantaja çevirdi, günahı boynuna?..)

Neyse...
Bu ağır dramaya son veriliyor yeni teklifle. Onun yerine, seçime girmek için 41 ilde, yani Türkiye’nin yarısında örgütlü olmak ve genel kongre yapmak yeterli sayılıyor.

* Yeni teklif, (nitelik değildir bahse konu olan. Niceliktir)  küçük partiler açısından hiç de hoşa gitmeyen bir düzenleme içeriyor.
Ki, o da şöyle: 
İttifaka giren partiler yüzde kaç oy alırsa alsınlar eğer ittifakın genel oyları yüzde 7’yi geçiyorsa barajı aşmış sayılıyor. Ancak bu da yalnızca eşe dosta karşı hava atmaya yarıyor! (O kadar.)
İş milletvekili çıkarmaya gelince, vaziyet vahim!
Yeni düzenlemede, ittifakın havuz oylarından, artık oylarından istifade edip vekil çıkarmak yok. İlgili seçim bölgesinde "oyun kadar konuşacak, oyun kadar vekil çıkaracaksın."
İşte yeni teklifin en can alıcı maddesi bu.
Seçim barajını ittifakın yüzü suyu hürmetine aşıyor, layığınca caka yapıyor, ancak sıra vekil çıkarma meselesine gelince, senin kupon yatabiliyor!
Bir nevi baraj-eleme sorusu gibi.

Zaten bana göre de, (siyasi tabirdir) pazarlık partileri oy anlamında boyunun ölçüsünü alsın da, elensin diye üzerinde epey bir çalışılarak gündeme alınmış bir madde.
Ortalığı esas yıkıp geçiren madde... 
Tam bir siyasi mühendislik işi...

2018'de yürürlükte olan kanuna göre, bir ittifak ne kadar geniş ise, ne kadar çok genleşmiş ise küçük partiler de büyük partiler de o oranda avantaj elde ediyordu. 
Misal, A  partisinin aldığı oy o bölgede milletvekili çıkarmak için yetmese bile, ortak oy havuzundan istifade edip milletvekili çıkarabiliyordu.
Artık ortak oy havuzu yok. O havuzdan istifade etmek yok. 
Bu hikayede yanan elbette ve en çok, Saadet Partisi, DEVA, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi oluyor. 
Diyelim ki, Millet İttifakı ile yol almaya devam ettiler. Ve bu yüzden yüzde 7'ye indirilen seçim barajını rahatlıkla aştılar. 
Gel gelelim. Vekil yok. Meclis'te sandalye yok.
O derece yok ki,  bu partilerin genel başkanları Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu ve Temel Karamollaoğlu’nun CHP listelerinden seçimlere girmeleri gerekecek.
Ya da, İYİ parti...

İl teşkilatları içinden vekil olsun istedikleri ona keza...
Bu yeni teklifle, Meclis'e temsilci gönderme anlamında ne kendine faydan olacak, ne de ittifaka... 
Dediğim gibi Cumhur İttifakı, tam bir siyasi mühendislik işi çıkararak, tek bir cümle ile Millet İttifakı'nın bütün kimyasını bozdu.

***
Şimdi sıra Millet İttifakı bileşenlerinde. Onların siyaset mühendislerinde...
Bu durumda, Cumhurbaşkanlığı seçiminin aşırı önemi sebebiyle, partiler seçime yine hala ittifakla mı girmeli? Yoksa başka formüller mi üretmeli?
Oturup bakacaklar... İnanıyorum ki, onlar da kendi rasyonel ve işlerliği olan formüllerini geliştirecekler. 
En kötü senaryo üzerinden getirilen eleştrileri baz alırsak, Millet İttifakı'nın küçük partileri büyük partilerin listesine hücum edecek.
Ki, bu da kaotik bir ortam anlamına geliyor.

***
Hal böyleyken yerele, Bursa'ya gelelim.
Öncelik CHP...
CHP'nin önceliği ise (erken seçim olur-olacak) diye ertelediği ötelediği kongre takvimine odaklandı. Zira yeni teklif bu noktada epey muğlak. Hem bir koşul öne sürüyor. Hem de bunu tane tane nete getirmiyor.
Bir görüşe göre, CHP ötelediği kongre sürecini başlatmak ve seçime kadar yetiştirmek zorunda. (Aksi halde seçime giremiyor.)
Bir diğer görüşe göre ise sal gitsin! Yapmasak da olur. (Her şartta seçime gireriz.)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçime giden süreçte partisinin içe dönük bir mücadele içine girmesini istemiyor haklı olarak. 

CHP'nin Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, hiç (dert) istemiyor çok haklı olarak.
Şu an için tam olarak kimse bilmiyor. Hukukçular enine boyuna inceliyor.
Bu esnada, CHP 25 Mart'ta Antalya'da epey geniş katılımlı bir örgüt toplantısı düzenleyecek. O toplantıda da gözler CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nda olacak. 
Bakalım, ne diyecek? 
Şayet, Kılıçdaroğlu seçim takviminin işletilmesi gerektiğine karar verir ve bunu da o toplantıda açıklarsa, CHP'yi olağanüstü hareketli günler bekliyor.
Zira, o vakit CHP örgütleri partiyi seçime götürecek yönetimleri belirleyecek. Bu demektir ki, milletvekili listeleri üzerinde söz hakkı olacak isimler belirlenecek. 
CHP içinde böyle bir seçim öncesinde, böyle bir sürecin siyaseten kansız olabilmesine imkan ihtimal yok. (Denen o ki, tam 450 ilçede bariz sorun var.)

Bursa'dan örnekle gidelim...
Delege ve kongre hesapları şimdiden başladı.

İl Başkanı İsmet Karaca farklı bir ekibi istiyor. İl Başkanı Turgut Özkan olsun istiyor. Mustafa Bozbey, farklı bir ekibi destekliyor. Orhan Sarıbal farklı bir ekibi destekliyor. Eski İl Başkanı Hüseyin Akkuş, Ankara'ya gidip Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmüş. Ne görüşmüş? Neler oluyor? 
Bırakın ili, ilçe başkanlıkları için bile şimdiden dehşet bir yarış başladı.
İddia o ki, Bozbey'in gönlü CHP Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz'dan geçti çoktan. (Hoş hiç de sevmedi gerçi...)  Fırat yerine, (yerel) Deniz Baykal gelsin istiyor. (Bozbey bizim Fırat'la yol yürümek istemiyor.) Oysa CHP'li Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Fırat Yılmaz'ı destekliyor.
Pekii Turgay Erdem ne kadar yetkin?..

Nasıl karmaşık ve kaotik bir süreç!
Şu an için izah edilebilir gibi değil.

***
Şu aşamada, en konforlu zihin yapısını İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu'nda gördüm. 
Bursa'da oy oranlarının yüzde 21 olduğunu söyleyen Selçuk Türkoğlu, "hangi yasa teklifi, hangi değişimle gelirsen gel..." Modunda...
Yeter ki, bir an önce seçim yap.
Artık orijinal ruh hali mi, taktik mi? Bilemeyeceğim o kadarını ancak, fena rahat.
Yalnız, O da, kendisine sitem eden AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan'a takmış. 
"Davut Gürkan o anketi neden yaptırdı?
Madem yaptırdı, neden sızdı?
Madem AK Parti İl Başkanı sızdırmadı ama bir şekilde deforme edilerek sızdırıldı-lansman yapıldı ya Ankara'ya! 
Hesaplar hesaplar hesaplar... 
O vakit, neden gerçek sonucu açıklamıyor?"

***
Ve sonuç...
Ne sağı, ne solda olduğunu iddia edeni...
Hiç biri milletvekili aday listelerini tabana, örgüte falan sormuyor!
İYİ Parti milletvekili listesini sonuçta Meral Akşener...
CHP Milletvekili aday listesini de Kemal Kılaçdaroğlu belirleyecek. (Bu ülkede en yüksek perdeden demokrasi isteyenler dahi parti içi demokrasi kurullarını işletmez!)

İşin fenası, o listelere Bursa'da seçmen nezdinde zerre kadar karşılığı olmayan DEVA Partisi'de müdahil olacak, Gelecek Partisi de ve hatta Saadet Partisi de...
Üzgünüm arkadaşlar...
DEVA Partisi'nin Bursa'da karşılığı yok!
Gelecek Partisi, tüm çabasına rağmen ona keza!
CHP ve İYİ Parti genel merkezlerine benden tüyo olsun.

Gelecek Partisi bir şekilde emek ağırlıklı olarak yola koyuldu. DEVA Partisi Bursa'da mesnetsiz şımardı! O kadar. 
Bu partiler için kendi tabanınızı tarumar etmeyin.
Havaya cakaya kanmayın. Listelerinizi boş yere kevgire döndürmeyin. 

Yok, "DEVA Partisi İnegöl'de coşmuş?" Yalan!

Yok, "Bursa'da yüzde 5'i aşmış?" Külliyen yalan!

DEVA Partisi mesnetsiz yere Bursa'da bi şımardı.

Ancak karşılığı yok!

Bursa'dan, Ali Babacan ya da Ahmet Davutoğlu aday gösterilmeyecekse şayet, bu iki partinin şu anda Bursa'da seçmen nezdinde vekil çıkaracak bir ağırlığı yok.
Genel başkanlarınıza deyin ki.
"Bizim listelere elleşmeyin! Zaten bizim iç mücadelemiz bize yeter!"

Nitekim seçim sonucunda bu yazdıklarım nete gelecektir.

Kibirli, yeknasak, ağır aksak, seçmende karşılığı olmayan  bir grup isim Bursa'da CHP'ye DEVA Pazarlıyor!

Yemeyin...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.