Hava Durumu

Osman Kandara ve Ak Yürekli Bacıları...

Yazının Giriş Tarihi: 14.03.2015 18:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.03.2015 18:20
AKP Milletvekili Aday Adayı Osman Kandara... Harbiden nev-i şahsına münhasır bir isim. Televizyon programı yaptığım dönem tanıştım. Daha doğrusu, programa çıkmadan önce tanımak istedim. Her şey bir yana, konuşkan mı, suskun mu? Bakınız bu mevzu çok önemli. Suskunsa hiç gelemem! Hele ki canlı yayın, bir ya da iki kelimelik yanıtlar verip, sonra da elindeki kalemi döndüren konuk kadar ömür törpüsü bir vaziyet olamaz. Hem AKP'li... Hem de, dut yemiş bülbül... Kabil değil çıkmam yayına. Bir de, suratsız konuk yasağım vardı yine kendi kaprisim neticesinde gelişen. Suratsız insana günlük hayatta dahi zor tahammül ederken mümkün değil. Zaten bütün gün çalışmaktan iflahım kesiliyor. Yayın başlıyor teeee akşamın onunda. (Bir kere daha diyeyim de hatırım kalmasın.) Zaten konuk AKP'li! Üzerine bir de suratsız olursa, (Hayatta uğraşmam) ben o stüdyodan çeker giderim! Diye, Osman Hoca ile önceden tanışmak istedim. Olmayacak gibiyse, hiç uğraşmayalım. Ne o hazırlansın, ne de ben koştur koştur yayına yetişeyim. Netekim yayından bir gün önce tanıştık. "Tabi ya... Siz bizim bütün gün 'hu' çektiğimizi sanıyordunuz?" Diyen Hoca dehşet... Konuşkan, nüktedan... Gel gelelim, AKP'li! "Hocam, yapmayın, etmeyin. Bakın ne güzel Amerika'da akademik kariyeriniz var. Dünyanın ilk siyahi üniversitesinde eğitim görevlisisiniz. Yol yakınken dönün AKP'den. Sol bir partiden aday yapalım sizi. Çıkalım, paşa paşa yayına..." Kabul etmeyince, o haliyle yaptık canlı yayınımızı. Ara ara ters köşe yaptım. Aralarda kıyamayıp şık paslar verdim. Sonrası birbirimize nispetler yaparak devam etti. *** Daral gelince yazıyorum: "Hocam... Sizin 400 vekil hayal oldu! Lale devri bitiyor. Hala zaman var, gelin vazgeçin AKP sevdasından." "Özlem Hanım kardeşim... Şu an Okyanus üzerinden yazıyorum. Hamdolsun ki, AK Parti’miz sayesinde uçaktan dahi iletişim kurabiliyoruz." ....!!!!! Uçağa binip, okyanus aşmışlığımız mı var? Alıyor beni bir panik. "Yahu ne şaşkınsın sen!" Diye paylıyorum kendimi. Allah muhafaza, uçak düşer müşer. Mirgün Cabas'tan beter olursun! "Amanın! Uçakta mısınız? Tamam, sustum. Ay çok tehlikeli! Allaisen yazmayın Hocam!" "Yahu Özlem Hanım kardeşim... Endişe yok. Sıkıntı yok. AK Parti sayesinde oluyor bunlar hep. Bakınız uçakta bile internet var." *** Öyle bir muhabbet işte... O, AKP'yi övüyor her fırsatta. Ben, ne zaman tepem atsa, "Fena halde kandınmışlar sizi. Lale Devri bitiyor Hocam!" diye name yapıyorum. Hoca 400 milletvekili hayalinde ısrarcı olunca, işin içine iddialar giriyor. Derken, Osman Kandara, Amerika'daki ders programını tamamlayıp, (Ne yaptıysam nafile) AKP'den aday adayı olmak için ikinciye Türkiye'ye geliyor. Ki, o da ne? İki siyahi kadın meslektaşı da, Hoca'nın ardından, misafiri olarak Türkiye'ye gelmiş. Osman Kandara da ilk iş olarak, "Siyah derili, ak yürekli bacılarım" diye tanıttığı misafirlerini kaptığı gibi, Yeni Şafak Gazetesi'ne götürmüş. Hadi bakalım. Türkiye tanıtımına bakın siz. Hoca AKP'den aday adayı. Gidilen yer, Yeni Şafak Gazetesi. Aldı mı beni bir daral... Mesaj yoluyla fevkalade kibarca rica ettim: "Hocam! O bacılar Lodos'a gelecek..." *** Osman Hoca, nazik davetimizi geri çevirmedi sağ olsun. Amerika'da birlikte görev yaptığı, Prof. Dr. Barbara West Carpenter ve Regina Ann Porter'la birlikte dün Lodos'a geldi. İnanılmaz sıcakkanlı, dünya güzeli iki akademisyen kadın... Görüşmemizle kaynaşmamız bir oldu. Gel gelelim, acınacak haldeki İngilizcem yalnızca ilk aşamayı kurtardı. Sonrasında tercüman farz olunca, pazarlığı sağlam yaptım: "Hocam, ben ne dersem, hiç değiştirmeden çevireceksiniz İngilizce'ye?" "Peki, hay hay..." "Her ne dersem?" "Buyrun Özlem Hanım..." Döndüm, (sol dünya görüşüne sahip olduğunu öğrenip daha bi bağrıma basmak istediğim) misafirlerimize, başladım konuşmaya: "Hani siz Yeni Şafak Gazetesi'ne gittiğinizde, Osman Hoca orada, 'bu ülkenin zencileri bizdik' dedi ya... Külliyen gerçek dışı! 12 yıldır iktidarda oldukları için bu ülkenin gerçek zencileri bizatihi solculardır. Bakın bacım... Asıl biz çok çektik. Hala da çekiyoruz..." Benim çeneme vurdu. Osman Hoca çevirdi. Ben vites yükselttim. Hoca, "aynen" çevirdiğini söyledi??? Bunun üzerine, çok uzak yolları aşıp birbirlerini bulan insanlardaki o malum ifadeyle göz göze geldik Barbara ve Regina ile... Sonra dayanamayıp, "çak" yaptık. 20150313_172342 (1) Hazır hızımı alamamışken, Gezi Direnişi'ne de girecektim ancak, hem Osman Kandara ve misafirlerinin vakti sınırlıydı. Hem de, ne yalan söyleyim, Hoca'dan daha fazla rol çalmak istemedim. İnsanlar kalkmış, okyanusları aşıp meslektaşlarına destek vermek için buralara kadar gelmiş. Ben ne yapar eder, bir ara onlara hakikati teeeek tek anlatırım. Vesileyle, ahdettim. O İngilizce öğrenilecek. Barbara ve Regina ile aracısız görüşülecek...
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.