İsmail Tatlıoğlu ve İYİ Parti ve CHP ve Bursa kulisleri...

Herkes gibi, her birimiz gibi hiç ama hiç tadım yok. Üzgünüm, mutsuzum, umutsuzum. 
Çaresizlik hissi dip yaptırıyor. Kifayetsizlik hasta ediyor.
Buralardan, oturduğumuz yerden "içim kurudu" demek bile ayıp elbette.
Ama kurudu...
En çok da, bir işe yaramamak kurutuyor insanın içini. 
Ekran karşısında dövüne dövüne izlediğin o korkunç yangın felaketinin orta yerindeki bahtsız insanlar için hiç bir şey yapamamak...
Hiç bir işe yaramamak...
Yetkin olamamak...
Tarifsiz sefillik!
Salak salak, yangın söndürme helikopterlerinin sortilerinde boşa giden, ziyan olan suyun miktarını hesaplamaya çalışıyorum. 
Rüzgar çok, sebet sallanıyor, sular dökülüp azalıyor.
Rüzgar çok, sepetteki suyu savuruyor, daha baştan epey bi su ziyan oluyor!
Rüzgar çok, suyu aşağıdaki ateşin üzerine değil de, olmayacak bir yere gönderiyor.
Rus uçağı sanırım... Laf olsun diye atmosferin neredeyse dışından laf olsun diye su boşaltıp, güya işini yapıyor. 
Jet sikide bir salak... (Her kimsin bilmiyorum ama en iyi ihtimalle salak olduğunu düşünmek istiyorum) su almak için denize inen yangın uçağının önüne çıkıyor!
Uçak o salağı biçmemek için suyu alıp yeniden havalanamıyor. Orman yanıyor. Söndürme uçağı bir salak yüzünden hayati ölçekte zaman kaybediyor!
Her birine saydırıyorum!
Her seferinde deliye dönüyorum!

***
Derken İYİ Parti Meclis Grup Başkanı ve Bursa Milletvekili Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu geliyor Lodos'a...
İsmail Hoca'yı 1999 Yerel Seçimi'nde DYP'den Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olduğu zamandan bu yana tanırım. 
Bir de, yetiştiğim ortam, eğitimi olmazsa olmaz şart olarak ileri sürdüğünden... Ve okumuş insan neredeyse kutsandığından... İsmail Hoca'ya daima bir öğrenci saygısı ile yaklaşır, sever, sayarım.
Hoca ile sohbet ilaç gibi geliyor.
Haliyle, önce ülkenin haline dertleniyoruz.
"Orman yangını var. Uçak yok demek...
Savaş var, barut yok!" 
Demekle aynı minvaldedir diyor İsmail Hoca...
Ve, "Türkiye'de iş yapmamayı tercih eden bir bürokrasiyle, karar almamayı tercih eden bir siyasi yapı var" diye devamını getiriyor.
Ve hararetle eleştirmeye devam ediyor. 
Sonra sıra, seçim senaryolarına geliyor.
Ben döne döne, "Hocam, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olacak mısınız?" Diye soruyorum. 
O da ısrarla, "bunları konuşmak için çok erken" deyip duruyor. (Kibarca...)
Ben soruyorum, Hoca geçiştiriyor. 
Onun yerine, İYİ Parti'nin Bursa'daki oy oranının Haziran ayı sonu itibarıyla yüzde 18.4 olarak belirlendiğini anlatıyor. 
İYİ Parti'nin yine Haziran sonu itibarıyla Türkiye genelindeki oy oranı yüzde 15.7 imiş.
Hoca anlatıyor, ben not alıyorum. 

***
Notlardan alıntılar buraya kadar olsun.
İzlenimlere geçelim.
Bence İsmail Tatlıoğlu, (tabii o dönemki Meclis aritmatiği ne gerektirir şu an için bilinmez ancak) İYİ Parti'nin potansiyel Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı.
Bu durumda, Millet İttifakı'nın da potansiyel adayı...
E pekii, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun kitleme adayı Mustafa Bozbey n'olacak?
Kuvvetle muhtemeldir ki, Millet İttifakı'nın pazarlık payı olacak.
Seçim vakti geldiğinde, Kemal Kılıçdaroğlu büyük bir özveri örneği sergileyerek, teeee seçime 3 koca yıl varken ilan ettiği Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey'den vazgeçecek...
O'nun yerine bir başka yer için İYİ Parti ile sıkı bir pazarlığa oturacak. ( Yazın bir kenara...)
Asla ve asla, bu konuda tek bir kelime etmese dahi, İsmail Tatlıoğlu, İYİ Parti'nin ve dahi Millet İttifakı'nın Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı...
Bozbey ise pazarlık unsuru-kozu! 
Bozbey ismi, büyük bir fedakarlık kabilinden geri çekilecek. Yerine bir başka pazarlık için masaya oturulacak. (Bursa'daki oyu, yüzde 19, hatta 20'ye dayanan İYİ Parti, Millet İttifakı'nın Bursa adayını bir kez daha CHP'ye bırakmayacak gibi duruyor.)
Keza, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için de benzer bir durum var. 
İYİ Parti Lideri Meral Akşener'in hedefi malum. Devleti yönetmek...
Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş, zaten CHP'nin iç dinamikleri hasebiyle aday yapılmayacak büyük bir ihtimalle. "Sizden çok memnunuz. Belediyelerde şahane iş çıkarıyorsunuz. Aman diyim bozmadan devam..." denilecek. (Bu noktada, Canan Kaftancıoğlu'nu kim, nasıl tutacak? Bakın orası muğlak...)
Kuvvetle muhtemeldir ki, İYİ Parti artan oyları oranında, Cumhurbaşkanı adaylığı için Meral Akşener isminde diretecek.
Unutmadan...
İsmail Tatlıoğlu'nun Bursa'da Millet İttifakı içindeki en dişli rakibi Mustafa Bozbey falan değil. Dediğim gibi, Bozbey bir pazarlık kozu!
Tatlıoğlu'nun en dişli rakibi İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu...
Zira, denen o ki, Selçuk Türkoğlu'nun da hedefi, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı...
Burada da son sözü Meral Akşener söyleyecek!

***
Gelelim CHP'ye...
Mustafa Bozbey, yerel seçimde aday olacakmış gibi çalışıyor.
Aday olacakmış gibi tanzim yapıyor.
"Nilüfer'de Turgay Erdem gidecek, yerine Deniz Baykal aday olacak" diye planlama yapıyor.
Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz'la ilgili ekarte planlarına devam ediyor!
Gemlik'le ilgili ayrı dizayn yapıyor. (Hoş, Gemlik dizaynına epey önceden başlamıştı. Bilen biliyor.)
AK Partili (!) egemen tayfa ve finansör müteahhit tayfa ile ayrı flört ediyor.
Şimdiden muhtelif sloganlar belirliyor. O sloganları tedavüle sunuyor. Algıyı yönlendiriyor. (Gözlerden kaçmıyor. Kaçıran da safcanadır ayrı konu...)
Gel gelelim, CHP örgütlerinde çok önemli bir tartışma yaşanıyor.
Ki, o da şu ki:
CHP, Siyasi Partiler Kanunu uyarınca da yapmak durumunda olduğu yasal, rutin kongre sürecini başlatmıyor. Başlatmayacak!
Daha da nete getireyim.
CHP seçime kadar, yasal süreç dahilinde olan kongre takvimini işletmeyecek, kongreleri toplamayacak, böyle bu kadrolarla devam edecek. (Çok kesin bilgi...)
Gerekçe ise "2021'in Kasım ayında seçim var!"
Seçim var mı?
Yok.
Alınmış seçim kararı var mı?
Yok.
Olsun...
CHP, bu gerekçe ile kongre takvimi ilan etmiyor. Etmeyecek!
Bu, bizzat CHP Genel Merkez Yönetimi tarafından örgütlere deklare edildi.
Örgütler de aldı kabul etti. (Etmeyenler ise homur homur... Bakalım ne olacak?)
İster misiniz, CHP'de "Olağan kongre takvimi işlesin" diye imza kampanyası başlatılsın?
Olur mu olur!
CHP İl Başkanı Antalyalı İsmet Karaca, Bursa'da zaten alan üstünlüğünü İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu'na kaptırmış. Antalya ve çevresi yanarken, en gamsız kabilinden Bodrum'daki yazlığında sinmiş, pısmış... (Oturduğu yerden , ilçe başkanlarına pover banklı yardım siparişleri veriyor!)

Hoş, umurunda da değil! "Seçim olsa da, milletvekili listesine yazılsam da kurtulsam" diye bakıyor!

Yazarın notu:

Yangın bölgesinde, yangın felaketinin hüküm sürdüğü alandda CHP'den bir tek Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal var.

Diğerleri ne ile meşgul?

O ağır ve büyük solcular... En hakiki halkçılar...

Sol yumruk havadaki abla misal... 

Halkın evi barkı yanıyor!

Neredesiniz?

E ben diyim.

Sol, mol hikaye!

Mevzu Meclis... Vekillik maaşı, artı iç tüzüğe aykırı danışmanlık gelirleri...

Belediyelere kesilen faturalar...

Hepsi tek cebe!

Kim bunlar? 

Solcu!

Hadi len ordan!