İnsanlık tarihinin en bariz pzvnginin rezil gerçeği!

Ve evet...

Bu ülke...

Bu ülkedeki biz, hepimiz yaşadık bu akıl almaz kepazeliği!

İnsanlık tarihinin en bariz, en utanmaz, en arlanmaz, en azılı pzvngi...

Yıllar yılı (sözde) muhafazakar yapının hakimiyetindeki bir ülkede, alabildiğine hür, alabildiğine özgür, alabildiğine pervasız ve alabildiğine pişkin bir şekilde gözümüzün içine baka baka, olabilecek en yvşk, en yılışık haliyle et pazarladı.

Fuhuş pazarladı!

Üstelik başının önüne kondurduğu "HOCA" sıfatıyla...

İnşallahla, maaşallahla, duayla...

Ne idüğü belirsiz ve dahi sıfatsız tayfasıyla, insanların çocuklarını zorla alıkoyarak kurduğu şantaj çetesiyle, tehditle, zorbalıkla et pazarladı yıllar boyunca.

Hasılı gözümüzün içine baka baka canlı yayınlarda insanlık suçu işledi!

***

Ve tüm bu kepazelik karşılığında Adnan Oktar denilen o manyak, tirilyonlara hükmettiği haram zıkkım hayatında (Şimdi çok daha bariz bir şekilde nete geldi ki) Cartier'den başka saat takmadı. Armani ve Ferre dışında gömlek giymedi. Cherookee ve Mercedes otomobillere bindi.

Sabahtan bu yana basına yansıyan duruma bakıyorum da...

Başka hiçbir işi, mesleği, geliri olmayan bu pzvng...

Kandilli'de 180 derece Boğaz manzarası olan 30 dönüm orman arazisine kurulmuş bir saray yavrusunda yaşayıp (tam bir hasta ruh olduğu için) altın varaklı tahtlarda oturmuş.

Yazları Silivri'deki, çifte yüzme havuzlu, göletli çiftlikte, sosyetenin katıldığı partiler vermiş.  (Bu arada, o partilere katılan insanları da şahsen bilmek, tanımak isterim. Kim o haysiyetsizler? Tüm kayıt ve belgelerle o güruhün kimlerden oluştuğu da toplumla paylaşılmalı.)

Pzvngin yazlık sarayı daha da büyük bir utanç vesilesi.

Fevkalade büyük arazisinden geçilerek ulaşılabilen camekanlı villası 2 katlıymış.

Birisi büyük iki yapay göl, atların koşturulduğu bir alan, yüzme havuzu, heykeller, fıskiyeler, büyüklü küçüklü çardaklar, padişah tahtlarını andıran işlemeli koltuklar falan varmış.

Kullanılan tüm mobilyalar ve yemek takımları altın zımbırtılıymış.

Bu suç örgütünün kullandığı saray kılıklı tüm evler, kale gibi korunuyormuş. Evlerin içi, dışı, bilgisayarlı, televizyonlu güvenlik sistemiyle gözetleniyormuş.

Aramalarda ortaya çıkan silah ve mühimmat ise akıllara zarar!

Adam bir nevi ordu kurmuş kendisine.

Pzvngin ordusu!

***

Ve şu satırları yazarken aklımda kahreden sorular...

Kanına girdiği, tehditle, şantajla alıkoyduğu, sermaye yapıp sattığı gençlerle, aynı yollarla bugüne kadar susturulan o gençlerin aileleri geliyor aklıma.

O insanlar yıllarca işin iç yüzünü anlatmaya, ortaya çıkarmaya çalıştı.

Yıllarca, "evladımı zorla alıkoyuyor" diye feryat etti!

Hoş zaten herkes neyin ne olduğunu biliyordu.

Koskaca toplum, sistem ve hatta erk oturdu, bu ağır insanlık suçunu, bu fuhuş çetesinin sebep olduğu korkunç trajediyi izledi.

Daha da vahimi, yıllar boyunca (izahı asla mümkün olmayan bir şekilde) dokunulmaz durumda olan bu manyak ve çetesi ile işledikleri suçlar normalleştirildi!

Fuhuş normalleştirildi!

Kadın kimliğinin heder edilmesi normalleştirildi!

Tehdit ve şantaj normalleştirildi!

***

Pekii ya bundan sonrası?

Bundan sonrası için umudum var mı?

Bu suç çetesine yapılan operasyonla ilgili sosyal medyada dönen geyikleri gördükten sonra yok.

Kalmadı...

Ortada gerçek bir insanlık suçu, gerçek bir suç örgütü var, ancak, ekseriyet hala "kedicik" geyiği derdinde...

Diye...

Bugün Adnan Oktar...

Yarın bir başka manyak çıkıp benzer bir suç krallığı kurabilir ve bahsi geçen kesimin geyik ağırlıklı yapısı o yenisini de içine sindirir!