Hava Durumu

En sevmediğim insan tipi: Babet çorabı kılıklı kaçak güreşenler!

Yazının Giriş Tarihi: 29.08.2018 18:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.08.2018 18:00

Gerçekte ne olduğu, ne hissettiği, neyi neden, ne kadar hissettiği...

Ne istediği, neden istediği...

Ya da neden istemediği asla anlaşılamayan insan türüdür bunlar.

Neyi sever?

Sevdiğini iddia ettiği şeyi gerçekten sever mi?

Sevebilir mi?..

Sevmediğini neden sevmez?

Ne kadar sevmez?

***

Totalde neden asla net olmaz? Nete gelmez?

...De,

Daima yapış yapış bir iki yüzlülük sergiler?

***

Babet çorabı kılıklı insanlar onlar.

Varla, yok arası...

Bakarsın, yok.

Kendisi yok, izi yok, eseri yok, emaresi yok!

Şu hayata elle tutulur tek bir tane katkısı yok.

Bir tek üretim anına ucundan kenarından ilişmişliği yok.

Havayı, suyu, nefesi, insanı, duyguyu sömürmeye ve tüketmeye gelmiş.

Basbayağı görevli gelmiş.

Sonra bir bakarsın...

Var (mış) meğer...

Meğer, var (mış)?

***

Bu cenahtakilerin ennnn temel ortak özelliği ise müzmin bir şekilde kaçak güreşmeleridir.

Olabilecek en hasmane kontenjana doluştukları gibi, en sahte, en yapış yapış halleriyle daima kaçak güreşirler!

Ki, bizim coğrafyanın tarifeli insan tipidir kendileri.

Adım başı...

Saat başı...

Hatta ek seferli tarifeleriyle daima hayatın içinde...

İçine etmek üzere!!!

İşin hazini, insan bunlar karşısında tam olarak ne hissedeceğini bulduramaz bir türlü.

Bu türden insanları sevmek elbette kabil değil, de...

Çoğu zaman bunlara ifrit bile olamaz.

İfrit olmak için bile aradığında bulunamayan...

Kavga etmek için dahi karşına çıkamayan...

Daima kaçak güreşen...

Daima korkak...

Daima iki yüzlü.

Bazen üç... Dört, hatta beş yüzlü...

***

Tatil dönüşü böyle ne güzel kaptırmışken kendimi...

Bu minvalde daha da yazacakken, bik bik bik...

CHP Bursa Örgütü'nde de hatların karıştığını öğrenince durdum, titredim ve kendime geldim.

Caaanım aforizmam sekteye uğradı.

Ve fakat, sıksam...

Üst yazıyı bu kulise de bağlar-uyarlarım gibi...

Babet çorap meselesi olmaz-uymaz belki ama, kaçak güreşme mevkisi siyasetçinin karakteristik ana vatanıdır.

En bereketli iklimidir.

Ne kadar kaçak güreşirsen o kadar iyidir.

(Vallahi oluyor gibi?) Siyaset tayfasının besin zincirinin en tepesi kaçak güreşenlere rezervedir.

Ve ondan o denli semiriktirler.

Alın misal, CHP Bursa Örgütü'nde olağanüstü kongre toplanması için başlatıldığı öne sürülen imza kampanyası meselesi...

Var mı gerçekten böyle bir süreç?

Kuvvetle muhtemeldir ki var.

Birileri birilerine, "o iş sende" demiş ve start verilmiş.

Gel gelelim, startı verenler ortada yok.

Startı alıp yola çıkan belli değil.

İlk imzayı kim attı?

İkinci nereden geldi?

Azmettiriciler fıymış!

İmza toplama sürecinin hamileri olarak adı ve bahsi geçenler, "Allah seni inandırsın, hiç bir şeyden haberim yok" modunda...

Hedef kallavi!

İnsanlar kaçak, süreç muğlak...

Ortam pısık...

***

Mevcut koşullar altında fikrim nettir.

Bu kadar kaçak güreşilen, bu kadar tırsık, bu kadar pısık bir süreçten olağanüstü kongre filan çıkmaz.

CHP İl Örgütü yerel seçime (hem de tıpış tıpış) İl Başkanı Hüseyin Akkuş ve ekibiyle gider.

Olan, mihmandarları bu kadar kaçak güreşirken gaza gelen imzacılara olur.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.