Hava Durumu

CHP Bursa'daki korkunç taciz iddiası karşısında vicdanını kuma gömen sefiller..

Yazının Giriş Tarihi: 17.12.2020 22:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.12.2020 22:07

Bi kere, şu çağda hala "taciz" gibi aşağılık bir insanlık suçunu konuşuyor ve yazıyor olmak ne hazin...

Ne büyük bir utanç...

Yazıya başlarken, tüm okurlarımı samimiyetle ve topluca utanmaya davet ediyorum.

En sağlamından, vicdan dolusu utanalım.

Tüm utanmazların gıyabında, onlar için de utanalım.

Zira, utanmayı da bırakırsak bittik demektir.

***

CHP Osmangazi İlçe Başkanı Mete Akyolcular'la ilgili korkunç "taciz iddiası" haberini okuduğum an maziye gitti zihnim.

Bundan epey bi yıl önce...

O zamanlar, Olay Gazetesi'nde dirsek çürütüyorum. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, (Şimdi detayını unuttuğum) bir organizasyon için Bursa'ya gelmiş. Geniş katılımlı toplantı Almira Otel'de yapılıyor. Gece de, Kılıçdaroğlu ve beraberindekilerin katılımıyla Almira Otel'de dönemin tüm ilçe başkanlarının da yer aldığı bir yemek organize edilmiş.

Yenilmiş, içilmiş, edilmiş falan...

****

Ertesi gün korkunç bir iddia ortaya atıldı!

Üstelik iddiayı ortaya atan, olaya şahit olduğunu söyleyen CHP'lilerdi. (Sonradan, o esnada CHP'den bağımsız olarak orada olan ve olayı gören başka görgü tanıkları da şahitlik etti tabii.)

İddia ile denen şuydu:

"CHP'nin o dönemki falanca ilçe başkanı (İsmi de, ilçesi de lazım değil. Bilen bilir...) alkolü de fazla almanın etkisiyle, otel çalışanı olan bir garson kızı "sözle taciz etti! Bunu yazar mısın Özlem Hanım?"

"Elbette yazarım..."

Asla korkak alıştırmadım elimi. Asla suskunlardan olmadım. Asla pısmadım.

Ve yazdım...

O gün Bursa'da ilk ve tek olarak ben yazdım...

Ortalık yıkıldı!

Konu Genel Merkez'e intikal etti. Genel Merkez karıştı.

Bursa örgütü hop oturup hop kalktı.

Almira Otel önce çalkalandı, sonra darlandı.

O geceye ve olaya dair ilgili görüntüler bir anda güvenlik kamerası kayıtlarından nur olup uçmalara kalktı.

Bahse konu etmediğim ilçe başkanı beni arayıp:

"Oğlum da ben de silahlıyız. Ayrılma sakın gazeteden. Yanına geliyoruz!"

Diye tehditler etti.

Ayrılmayıp bekledik. Gelen giden olmadı ve daha bir sürü sefillik...

Yalnız, tüm bu sefaletin içinde doğru ve düzgün bir tavır vardı.

Ki o da, dönemin İl Başkanı Gürhan Akdoğan'ın fevkalade insani ve vicdani tavrı...

Yazıyı okur okumaz aradı. Olayın detaylarını bir de benden dinledi. Ve bir daha da işin peşini bırakmadı.

Taaa ki, o ilçe başkanı önce görevden alınıp, ardından da partiden atılıncaya kadar mücadele etti Gürhan Akdoğan.

Ölü taklidi yapmadı!

Olayın üzerini örtmeye kalkışmadı!

Evriltilmesine izin vermedi!

"Partimin itibarıydı, hedesiydi, hödüsüydü..." diye gündemi değiştirme çabasına girmedi!

"Ben bir genç kıza yapılan çirkinliği asla affettmem!"

Dedi ve sonrasında da en az benim kadar mücadele etti.

Bu vesileyle önemli insandır benim için Gürhan Akdoğan. Bu vesileyle kıymetlidir.

****

Şimdi düşünüyorum da, her şeye rağmen güzel zamanlarmış.

Nitelikli insanların da siyasetin içinde olduğu, ahlaklı zamanlarmış.

Bu noktada, olayın patlak vermesinin ardından yazdığı yazıyla bana ilk destek çıkan isimlerden biri olan Sevgili Meslektaşım İbrahim Çoban mesela...

"Özlem yazdıysa, o iş doğrudur" dediği yazısıyla, hem bana, hem de o kız çocuğuna verdiği destek tüm zamanlarda kıymetlidir.

Bir diğer meslektaşım, Sevgili Mustafa Özdal ona keza...

Ve bu olayda kafasını ve vicdanını kuma gömmemiş olan tüm diğerleri...

****

Geldik bugüne...

Bu kez de, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Mete Akyolcular benzer bir iddiayla gündemde.

Korkunç iddianın birinci haline göre:

"17 yaşında bir kız çocuğuna sözle taciz bahse konu!"

Şayet kızın yaşı gerçekten 17 ise bir pedofili iddiasıyla karşı karşıyayız. Ki çok korkunç. Felaket derecede korkunç!

Aynı iddianın ikinci haline göre ise:

"Tacize uğradığı iddia edilen kız, 17 yaşında değil de reşit..."

E yine korkunç. Yine çok korkunç. Yine felaket derecede korkunç!

İddianın üçüncü hali:
"Bu olay yeni yaşanmadı. Bilmem ne kadar zaman önce oldu. CHP Genel Merkez Yönetimi de dahil olmak üzere herkesler biliyordu. Ancak, olayı örtbas etmeye kalktılar! Partinin itibarı heder olmasın diye vicdan altı ettiler!"

İddianın dördüncü hali:

"Hayır efendim... Eski dediğiniz olay başka. O başka kızdı! Hani şu babasız olan kız. Sonradan psikolojik destek almak zorunda kalan kız... Bu taciz ise başka ve yeni..."

***

Ve daha bunlara benzer tonla kepaze iddia...

Umarım ki, tek bir tanesi dahi doğru olmasın.
Umarım ki, hiç bir kız çocuğu tacize uğramamış olsun.

Hiç bir çocuk-kadın bu travmayı yaşamamış olsun.

Ve tabii hiç bir insan da, böyle korkunç bir iddia altında kalmasın.

***

Ancaaakkk...

Burada geliştirilen tavır çok önemli.

Faraza, ben şu satırları yazdığım ana kadar, korkunç iddialarla suçlanan CHP İlçe Başkanı Mete Akyolcular'dan, "yahu siz aklınızı mı kaçırdınız? Ne tacizi? Ne münasebet!

Böyle bir şey olabilir mi?

Mümkün mü? İhtimal var mı?

Delirdiniz mi? Kendinize gelin!"

Diyen bir açıklama bekledim.

Gelmedi.

Hatta ve hatta düpedüz, "HÖSSTT..."

Demesini bekledim. Demedi.

İl Başkanı İsmet Karaca'dan (Geçmiş olsun bu arada, kendisine şifa diliyorum.) Corona olduğu paylaşımının dışında bir ses, bir tepki bekledim.

Gelmedi.

"İlçe başkanımız korkunç bir komploya, iftiraya kurban edilmeye çalışılıyor.

Bu iddiaların asla gerçeklik değeri yoktur. CHP'de siyaset yapan insanlar dürüst ve temiz karakterdedir" demesini bekledim.

Yok... Demedi.

Onun yerine, "Hasta oldum ben" dedi ve sustu...

İsmet Karaca susarken, başka konuşan oldu mu?

CHP'den yetkin bir Allah'ın kulu çıkıp, şu ana kadar bir açıklama yaptı mı?
Hayır.

İsmet Karaca'nın telefonu kapalı.

Partinin Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, telefona yanıt vermiyor.

"Kadın hakları" diye her fırsatta, "car car car" ortalığı yıkan...

"Oy verin gideyim. Meclis'i inleteyim" diye örgütten inim inim oy isteyen partinin kadın Milletvekili Nurhayat Altaca'dan "TIK" yok...

Ama hakikaten, "TIK" yok...

Mesela ben bu noktada en büyük tepkiyi, CHP'nin fena halde solcu-devrimci Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu'nun vermesini beklerdim.

"Benim böyle bir kepazeliğin iddiasına dahi tahammülüm yok!

Bu arkadaşımız aklanana kadar, derhal ilçe başkanlığı görevinden istifa etmelidir!"

Diye ortalığı inletmesini beklerdim misal...

Bırakın inletmeyi... Ses var mı? Ses?..

Yok... (E yazıklar olsun... Gerçekten utanılacak bir vaziyettir bu.)

Diğer milletvekillerinden var mı?

Yok.

Olur mu?

Asla!

Bu minvaldekilerin ekserisi, bu korkunç iddia karşısında ya ölü taklidi yapıyor. (Sonra bir ara, kaldıkları yerden ucuz solculuk taslamaya devam edecekler hiç sıkılmadan!) ya da, "o iddia çok eskiydi. Hem kız da 17 yaşından büyüktü. Dolayısıyla ne gerek vardı şimdi ortalığı bulandırmaya?"

Türünden ayıplı lobi faaliyeti yürütüyor.

Kardeşim çıkıp, "Ne münasebet!" Desenize.

"Bu korkunç iftirayı atanlara dünyayı dar edicez."

Diye ortalığı inletsenize?

Bak... Bir kız çocuğu, bir kız evlat var işin içinde.

"Başlarım partisine de, koltuğuna da, siyasi ikbal hesabına da!"

Diye posta koyarak, solun evrensel değerleri uyarınca tepkinizi, tavrınızı ortaya koysanıza?

O kız çocuğunun yanında yer alsanıza?

Sol ne zamandır, böyle rezil iddialar bahse konu olduğunda fareler gibi yer altına kaçışır oldu?

Sol ahlakınızı, sol vicdanınızı nerenizde istifliyorsunuz?

O, "ulusalcı" diye kendinize oranla daha az muteber addettiğiniz Gürhan Akdoğan, tek bir saniye dahi tereddüt etmedi bir başka kız çocuğunun yanında yer alırken.

Benzer bir korkunç iddia varken, ölü taklidi yapmadı.

Edepsiz işi hafifletici sebepler bulmaya çalışmadı.

Eeeeee...

Siz en solcu tayfa...

Siz neredesiniz?

Ne zaman öğrendiniz bu iddiaları?

Biz sıradan faniler gibi bugün öğrenmediniz haliyle...

Peki öğrenince n'aaptınız?..

Sahi ya...

Büyük bir merakla soruyorum bu soruyu. Bu iddialar sizin gündeminize gelince ne yaptınız?

Nasıl tepki verdiniz?

Mesela birbirinizle konuşurken ne dediniz?

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na nasıl anlattınız?

Anlattınız mı?

Biliyorsa şayet, Kılıçdaroğlu ne dedi?

Tam olarak ne dedi?..

Daha da önemlisi...

İnsan bir tek kendisine yalan söyleyemez, ya...

Siz kendinize ne dediniz?

Bu acıklı suskunluğunuzu kendinize nasıl izah ettiniz?

..................???

***

Bir kadın ve bir anne netliğinde gelsin son söz:

Bu iddialar gerçekse, yapana yazıklar olsun!

Ve bu iddialar gerçekse, bilip de örtbas etmeye kalkışanlanların alayına hepten yazıklar olsun.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.