31 Mart Seçimi'yle "Tanrısal" başkanlık dönemi bitti!

Şimdi faniler zamanı...

Ne demek bu?

Şu demek:

Kendisini çok ama çok matah ve dahi vazgeçilmez zannetmek çok fena bir şey demek.

Yenilmez zannetmek ondan da fena bir şey demek.

Kibir desen, zaten illet...

Şişik ego hadsizlik...

Şımarıklık çok ayıp...

Ne oldum zannetmek acınası...

Ve daha neler nelerin sonucu şu ki:

Seçmen...

Fani olduğunu unutup, Tanrısal iradeyi kullanıyormuşçasına şişinip şişinip gezen, şımaran, mahiyetinin goygoyuyla kibirlenen başkan modelinden hazzetmiyor!

"Senin deniz seviyesinden yüksekliğin ne ki, oralarda dolanmaya kalkıyorsun!" Diyor.

Ve farazi gökten alıp...

Çaaat diye indiriveriyor!

Ki, 31 Mart Seçimi'nin en büyük kazanımlarından biri de bana göre budur.

Çarpışan egolara epey bi ayar verilmiş olmasıdır.

Yine bu seçimin bir diğer kazanımı ise seçmenin çalışmayana ya da PARTİSİ için yeteri kadar çalışmayana dirseği çekmiş olmasıdır.

Bursa özelinden gidecek olursak...

AK Parti Nilüfer Belediye Başkan Adayı Necati Şahin misal...

Yine AK Parti'nin Mudanya Belediye Başkan Adayı Murat Ünal bir başka misal...

Bu isimler ve güzide ekipleri oturup...

"Bir seçim nasıl kazanılmaz..."

Hatta ve hatta...

"Bir seçim nasıl kaybedilir..."

Diye kitap yazmalıdır. (Bu arada, AK Parti İl Başkanı Ayhan Salman'ı seçim sürecinde Eyüp mertebesine erişen sabrından ötürü hasseten kutlarım. Kendisinin yerinde olsam her iki adayı da manen rendelerdim.)

Her ikisi de birbirinden kıymetli olan bu iki siyasi (Bakın bana göre diyorum. Subjektif yorum yapıyorum şurada) kat-i surette yeterli oranda çalışmadı.

Çalışıyormuş efekti verdi!

O kadar.

Netekim sonuç tam da tahmin edildiği gibi oldu.

CHP hem Nilüfer'de hem de Mudanya'da tarihi farkla zafer kazandı.

***

Nilüfer demişken...

Mustafa Bozbey'den görevi devralan Turgay Erdem ve ekibinin işi harbiden zor.

Hem de çok zor!

Tonla yolsuzluk iddiası...

Adliye dolusu dosya...

RANT olmuş kardeş şehir...

Rantiyeler göz nuru...

Şantiyeler ana vatan...

Diye, tüm gözler retinadan itibaren üzerlerinde.

Nasıl desem...

Ciddi bir arınmaya ihtiyaç var.

Hem madden, hem de manen...

Sonra...

Bir önceki dönemin uçuran mürid tayfası var.

Mürid tayfası demişken gıybet faslına da geçelim.

Denen o ki, Nilüfer Belediyesi'nin yeni Başkanı Turgay Erdem, eski dönemin uçuş uçuş yapılanmasının üzerine kalın bir sünger çekmeye hazırlanıyormuş.

Hatta ve hatta, Polit Büro üyesi kılıklı kibirli kim var kim yoksa kendilerine teşekkür edecekmiş. Kimine göre ise çoktan etmiş.

Zira bu yapı içerisinde kimileri, bir kamu kurumunda kamu görevi yaptığını unutup haddini ziyadesiyle aşan kişilermiş.

Bir nev-i hadsiz yani...

Hele ki, işlerine gelmeyenleri yazan basın emekçilerine karşı çirkinleşmekte beis görmemektelermiş,

Ki, işte bu affedilmez! Affedilmesi teklif dahi edilemez!

Sonuçta bana göre de, Mustafa Bozbey'in Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışını kaybetmesinin hatırı sayılır orandaki müsebbibi de zaten bu "ne oldum" zanneden tayfanın izah edilemez hal ve gidişidir.

Dolayısıyla...

Şayet Turgay Erdem, iddia edildiği gibi Nilüfer'de temiz bir sayfa açmak istiyorsa işe Has Bahçe'nin kadrolularından başlamalıdır.

***

Şimdi de gelelim, Bozbey'in mağlubiyetiyle nihayetlenen seçim yarışının bedel ödeme faslına...

Bozbey bu bedeli CHP İl Başkanı Hüseyin Akkuş'un ödemesini istiyor.

Hatta, yalnızca istemekle kalmayıp, CHP Bursa Örgütü'nün başındaki isim olan Hüseyin Akkuş'a bilfiil ağır hakaret ediyor. (Ki, o ne hakaret öyle? Ne kadar ayıplı bir hakaret?)

Şu noktada tıpkı Bozbey gibi düşünenlere sormak farz oldu.

Yerel seçim sürecinde Bursa'yı baştan aşağı şekillendiren kim?

Bozbey...

En başından beri (İl Yönetimi ve Başkanı gelişmeleri basından takip edecek kadar Fransız bırakılırken...) İYİ Parti ile yapılan ittifak görüşmelerinin içinde olan kim?

Bozbey...

Bursa'daki ilçe paylaşımının fikir babalarından biri olan kim?

Bozbey...

O ilçelerde kimin aday gösterilip, kimin gösterilmeyeceğine karar veren kim?

Bozbey...

Meclis üye aday listelerinden kim atılacak, kim yerinde duracak diye karar veren kim?

Bozbey...

Nerede mitingi yapılacak, kim nerede konuşacak, kim yerinde duracak diye karar veren kim?

Bozbey...

Gaza gelip Bursa'yı kesin aldığı sanrısıyla coşulan o seçim sathında partisinin örgütünü seçim çalışmalarından uzak tutan kim?

Bozbey...

Eeeeee?...

Hal böyleyken şimdi seçim yenilgisinin faturası niye dış kapının mandalı pozisyonunda tutulan İl Başkanı Akkuş'a kesiliyor?

Nasıl yani?

Ne alaka?

Hadi Bozbey seçim yenilgisinin verdiği derin teessürle ne dediğini bilmiyor.

...da!

Diğerlerine n'oluyor?

"Kazansaydı Bozbey farkı ve çok bilmiş ekibinin başarısı???"

Kaybedince, "senden ötürü!"

Süreci bilmeyenlere, takip etmeyenlere, etse bile anlayamayanlara yapın bu mavrayı.

Lakin, CHP örgütü yemez!

Netekim, yemeyecektir de....