Hava Durumu

Toplum mühendisleri

Yazının Giriş Tarihi: 26.07.2019 15:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.07.2019 15:22

Türk, Altay ve Kırgız efsanelerinde mankurt denilen bir çeşit köleden bahsedilir.

Mankurt, düşmanının kuklası haline gelmiş zavallı bir insandır.

Efsaneye göre, mankurt haline getirilmek istenen kişinin başı traş edilip ıslak deve derisi sarılır ve elleri kolları bağlı olarak güneş altında bırakılırmış.

Deve derisi kurudukça gerilirmiş, gerilen deri de zavallının başını mengene gibi sıkar ve büyük acılar vererek aklını yitirmesine yol açarmış.

Acılar içinde kıvranan zavallı kurban, bir süre sonra bilincini kaybeder, böylece kendisinden istenen her şeyi sorgusuzca yapmaya başlayan mankurta dönüşürmüş.

***

21. yüzyılda eskisi gibi kimse deve derisi ile mankurt yapılmıyor.

Ama hemen sevinmeyin, çünkü şimdi de topluca mankurtlaştırılıyoruz.

Nasıl mı?

Anlatayım.

Artık insanları mankurt yapma görevi toplum mühendislerine verildi.

Toplum mühendisliği, Hitler döneminde Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanı olarak görev yapan Dr. Paul Joseph Goebbels adlı bir felsefecinin, Almanları Nazi yanlısı yapmak için geliştirdiği yöntemdir.

Bugün Emperyalizmin en önemli silahı haline gelen toplum mühendisliği şöyle uygulanıyor.

Hedef ülkenin içine, özel olarak yetiştirilen toplum mühendisleri, ustaca gizleniyor ve bir çeşit ajan olarak çalışmaya başlıyorlar.

Bu ajanlar, gizlendikleri toplumun tüm zayıf noktalarını bulup, zamanla kendilerine bu görevi veren efendilerinden aldıkları talimatlar ile toplumları yönlendirmeye başlıyorlar.

Algı operasyonları ile tek merkezden yönlendirilen bireyler asıl gerçeği göremez oluyor ve efendilerin talimatlarını hiç farkına varmadan uygulayan mankurta dönüyorlar.

Günümüz mankurtları, kendilerini aydın, eğitimli, bilinçli kişiler olarak görüyorlar.

Ama tıpkı geçmişteki ataları gibi, kendilerine verilen talimatları uyguluyorlar.

Toplum mühendislerinin yönlendirmesine kapılıp, doğru gösterilen yanlışların en ateşli savunucusu haline geliyorlar.

Günümüzün toplum mühendisleri başımızı traş edip ıslak deve derisi sarıp, elimizi kolumuzu bağlayıp bizi Güneş'in altına bırakmıyorlar.

Ne mi yapıyorlar.

Söyleyeyim.

Kendi paramız ile aldığımız akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarlar veya televizyonlardan beynimize hükmediyorlar.

Bu sayede, hiçbir şeyi sorgulamadan inanan ve yönlendirmelere göre hareket eden birer mankurta dönüştürülüyoruz.

Farkında mısınız, çoğumuz bilinçsizce hareket eder olduk.

Önümüze ne konulursa inanıyoruz.

İşin aslını asla sorgulamıyoruz.

Velev ki sorgulamaya kalkan olursa da, aramızdan dışlayıp bir anlamda linç ediyoruz.

Örnek mi?

Benden örnek isterseniz bir çırpıda yüzlerce sayarım.

Ama böyle yapmayacağım.

Bunun yerine, sosyal medya hesaplarınızı kontrol etmenizi önereceğim.

Son bir günde size sunulan hangi yanlışlara, hiç araştırma zahmeti göremeden inandığınıza ve paylaştığınıza bakıverin.

Bunlar hakkında küçük bir inceleme yaptığınızda, asıl gerçek ile size sunulanın taban tabana zıt olduğunu göreceksiniz.

Birde tavsiyem olacak.

Sosyal medyada boşa harcadığınız zamanın, en az yarsını kitap okumak için kullanın.

Çantanıza bir kitap koyun ve fırsat buldukça okuyun.

Kitabı da asla çok satanlar rafından almayın, çünkü bir tür aldatmaca ve satış tekniğidir.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.