Hava Durumu

Suçlu bulundu... Kılıçdaroğlu'nun Bursa ziyareti fiyaskosunun sorumlusu gençlermiş....

Yazının Giriş Tarihi: 16.11.2022 10:39
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.11.2022 10:39

Vay, vaaay, vaayyy.

Genel Başkanları için doğru düzgün program yapmayı beceremeyen koskoca İl Başkanı, Milletvekilleri sütten çıkmış ak kaşık olsun ve Cumhurbaşkanı adayı olmak için yanıp tutuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Bursa'daki fiyasko programında suçlu gençler olsun.

Eh ben size ne diyeyim?

En iyisi demeyeyim...

Efendim biraz geçmişe dönelim önce.

CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Mayıs ayında Bursa’da Miting yapacaktı.

Ama Canan Kaftancıoğlu’nun hapis cezası alması nedeniyle iptal edildi.

En azından kamuoyuna böyle söylendi.

Ekim ayında da Mudanya Mütarekesi’nin 100. yılı törenine katılacaktı, Sayın Kılıçdaroğlu.

Ama olmadı, gelmedi.

Neyse nihayet Kılıçdaroğlu Bursa’ya gelebildi.

Geldi gelmesine de, düzenlenen program tam bir fiyaskoydu.

Yanlış anlaşılmasın, bu cümle bana ait değil, CHP örgütü içindeki dostlarımın fikridir.

Haa bu arada Kılıçdaroğlu’nun programını canlı izlemek isterdim aslında.         

Ama ne CHP il Başkanlığı’ndan, ne de katıldığı programları düzenleyenlerden bir davet almadım.

Yok sayıldım, tıpkı bunca yıllık sosyal demokrat Özlem Yağmur gibi...

Çağrılmayan yere, ya bozacı ya şıracı gidermiş.

Gerçi geçmiş yıllarda bozacılık yaptım.

Bu yüzden, “Ben bozacıyım” desem, bırakın basına açık kısmına, programın tamamına katılırdım belkide.

Ama bozacılığı bırakalı çok oldu, bu yüzden ayıp olurdu.

O zaman ayıbı ben yapacağıma, “Bu ayıp 2 dönem ÇGD’yi birlikte yönettiğimiz Tayfun Çavuşoğlu’ya kalsın” dedim ve gitmedim.

Bu yüzden de, sıcağı sıcağına yorum yapamadım haliyle.

Toplantıyı kısmen izleyebilen meslektaşlarımın izlenimlerini ve o toplantılara katılan bazı dostlarının aktardıklarını dinlemem, anlamam gerekti.

Eh bu ayıpta benim değil, İsmet Karaca’nın elbette.

***

Neden gecikmeli yorum yapabildiğimi ve neden programı takip edemediğimi anlattığıma göre, analizlerimize başlayabiliriz.

Hatırlanacağı üzere CHP İl Başkanı İsmet Karaca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bursa mitingi iptal edilince,  “AKP’nin son günleri. Birkaç gün önce Bursa’da miting bile yapamadılar. Hiç başka yerlere çekmesinler, 11 milletvekili, Büyükşehirle birlikte 14 belediyelerinin olduğu Bursa’da AKP miting yapamıyor…” diye iddialı bir çıkış yapmıştı.

Karaca bu çıkışını, Samanlı’ya yapılacak olan Lojistik Merkezi’ne itiraz etmek için Temmuz ayında düzenlediği basın toplantısında yapmıştı.

Oysa kendi genel başkanının Mayıs ayında Bursa'da yapacağı miting, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun hapis cezası alması gerekçe gösterilerek iptal ettiği halde yapmıştı.

Güler misin ağlar mısın?

Allah’tan, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan naif biri de, Karaca’ya misliyle cevap vermedi.

Heyhat aradan biraz daha zaman geçti.

11 Ekim’de Mudanya Mütarekesi’nin 100. Yılı nedeniyle Kemal Kılıçdaroğlu Bursa’ya gelecekti.

Aaa o da ne?

Kemal Kılıçdaroğlu, Recep İvedik’in Konya yerine Kenya’ya, Rus turistlerin Madrid yerine Mardin’e gitmeleri misali Bursa yerine Boston’a gitti.

Neyse, Kılıçdaroğlu nihayet Bursa’ya gelebildi.

Ama bırakın mitingi nokta mitingi bile yapılamadı.

Koskoca Cumhurbaşkanı adayı ve Türkiye’nin 2. Partisinin genel başkanı geldi ama CHP il örgütü, CHP’den kopan Muharrem İnce kadar bile kalabalık toplayamadı.

Oysa oyu belki de yüzde 10’u zor bulacak Fatih Erbakan bile Bursa’ya gelse ortalık yıkılır, trafik felç olurdu.

Hele hele kısa süre önce yapılan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin devasa mitingine hiç girmeyeyim.

Velhasıl, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Bursa programı birkaç salon toplantısı ve oldukça cılız esnaf ziyaretleri ile son buldu.

Fiyaskonun suçlusu da CHP’nin gençlik kolları oldu.

Oysa Kılıçdaroğlu Yıldırım’daki toplantıda gençlere seslenmiş ve oy istemişti.

Eee, nasıl olacak?

CHP, daha kendi gençlerine sahip çıkmazken oylar nasıl gelecek?

Benimkisi de merak işte…

***

Birkaç cümle de, ziyaret boyunca basına gösterilen tavra gelsin.

Tamam, beni ve Özlem’i  (Yağmur) gazeteci kabul etmediniz, bu nedenle de davet etmediniz.

Tabi şimdi oturup burada gazeteci olup olmadığımızı anlatmanın gereği de yok hani.

Meslektaşlarım, CHP İl Basın Danışmanı Sevgili Tayfun Çavuşoğlu ve Nilüfer İlçe başkanı sevgili Fırat Yılmaz’a sorsunlar bizi.

Daha ne diyeyim.

De kardeşim, çağırdığınız gazetecilere niye o davranışları reva gördünüz?

Kovmadınız belki ama kovmaktan beter ettiniz?

Bu nasıl şeffaflık?

Sahi neden korkuyorsunuz?

***

Yazıyı burada bitireyim.

Ama yarın da meslektaşım ve değerli ağabeyim Namık Göz’ün Sayın Kılıçdaroğlu’na yönettiği, “Aday mısınız” ve “Mustafa Bozbey, hâlâ belediye başkan adayınız mı?” sorularına verdiği cevapları analiz edeceğim.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.