Hava Durumu

Kriz ne zaman biter?

Yazının Giriş Tarihi: 01.06.2019 12:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.06.2019 12:02

Malum paramız hızla değer kaybetti, sıkıntılı günler yaşıyoruz.

Peki, böyle mi sürecek?

Bu soruya cevap vermeden önce 10 yıl öncesine gidelim.

2008 yılında ABD'de başlayıp, neredeyse tüm dünyayı etkisi altına alan krizden Türkiye ekonomisi fazla etkilenmemişti.

Neden mi?

Önce bunu anlatayım.

Kriz baş gösterince ABD, karşılıksız milyarlarca dolar bastı, bununla da yetinmeyip faizi neredeyse sıfırladı hatta eksiye bile indi.

ABD bankalarına vadeli para yatıranlar bankalardan faiz almak şöyle dursun üstüne kira ödediler.

ABD bankaları para yatıran mudilerden masraf adı altında para kesmeye başladılar.

Bunun sonucu olarak parası olanların önünde iki seçenek vardı.

Birinci seçenek, paralarını reel ekonomide değerlendirmekti.

Bunu yapanlar oldu.

Bir kısmı da paralarını alıp başka ülkelerin bankalarına ve borsalarına götürdüler.

İşte bu süreçte Türkiye uyguladığı yüksek faiz ile sıcak parayı çekti.

Dünyada kriz olduğu halde Türkiye'de suni bir bolluk yaşandı.

Hatta bir ara, "Dolar ile TL ile aynı seviyeye iner mi?" sorusu gündemimizi meşgul etmeye başladı.

İlerleyen yıllarda ABD Merkez Bankası FED, kademeli olarak faiz arttırmaya başladı.

FED faizleri artırdıkça, tüm dünyaya yayılan dolarlar yeniden ABD'ye dönmeye başladı.

Şu sıralarda, FED her faiz artırdığında dolar tüm dünya paralarına karşı değer kazanıyor.

Ancak, Türk parasının son yıllarda hızla değer kaybetmesinin tek nedeni, FED'in faiz artırması değil.

Neden mi paramız hızla eridi, bu erime nasıl duracak?

O zaman şimdi bu sorulara cevap verelim.

Günümüz dünyasında devletlerin güçlü olması için sadece asker ve silah gücü yetmiyor, ülkelerin yer altı zenginliklerine sahip olması, özellikle de enerjiye sahip olması da gerekiyor.

Ancak bu da tek başına yeterli olmuyor, buna ek olarak üretim yapması da gerekiyor.

İşte şimdi Türkiye'nin asıl sorununa geldik.

Malum, ülkemizde yer altı zenginlikleri yeterli değil, petrolümüz, doğalgazımız yok, kömürümüz, altın ve diğer madenlerimiz de yetersiz.

Peki, üretim yapıyor muyuz?

Evet, üretim de yapıyoruz, sanayileşmeye çaba harcıyoruz, gözü pek müteşebbislerimiz var.

Sorunumuz, katma değeri yüksek olan teknolojileri yeterince üretmememiz.

Üretim yaparken, gelişmiş ülkelerin teknolojisini, makinesini, yazılımını kullanıyoruz.

Bu aslında sadece Türkiye'nin sorunu değil.

Son yıllarda atılım yapan Güney Kore ve Çin'de benzer sorunlar yaşıyor.

Bunun en taze örneğine kısa süre önce Huawei ile Google arasında patlak veren yazılım sorunu ile hep birlikte şahit olduk.

Yani Güney Kore'nin Samsung'u da Çin'in Huawei'si de cep telefonlarında ABD şirketi Google'ın yazılımını kullanıyorlar.

Yani Google yazılımını kullandırmayınca binlerce liralık o cânım cihazlar çöp oluyor.

Bu durum sadece cep telefonlarında değil, silahlar dahil tüm cihazlar için geçerli.

Devam edelim.

Tarım ve hayvancılıkta da iyi değiliz.

Bütün bunların ötesinde de, ülkemiz dünyanın en güzel yerinde olduğu için tüm ülkelerin gözü ülkemizin topraklarında.

Tablo biraz karamsar gelmiş olabilir, ama gerçek tam da budur.

Peki, ne yapmalıyız?

Oturup ağlamakla ülkemizi büyütemeyiz.

Aslında ağlanacak bir halimiz de yok.

Öyle ya, dünyanın en güzel coğrafyasındayız.

Atalarımız bu cennet vatanı bize miras bıraktı.

O zaman mirasyedi olmayı terk etmeliyiz.

Sonra da, birbirimize sıkı sıkı kenetlenmeliyiz.

Bu da yetmez.

Müsrifliği ve tembelliği de bırakmak gerekiyor.

İşte bunları yaparsak, kriz sona erer.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.