Hava Durumu

Gazilere saldıranlar terörden yargılansın

Yazının Giriş Tarihi: 15.08.2019 17:21
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.08.2019 17:21

Gazilerimize saldırıldığı haberlerini duyunca yüreğim sızlıyor.

Gün geçmiyor ki, yeni bir saldırı haberi duymayalım.

Gözü dönmüş caniler, bu vatan için yaralanıp engelli hale gelmiş kahramanlarımıza saldırıp canlarını yakıyorlar.

Bunun son örneği de, ne yazık ki Bursa'da yaşandı.

Kuzey Irak'ta bombalı saldırıya uğrayıp, yüzde 92 engelli hale gelen Ömür Karaman'a kafe işletmecisi ayağını tabureye uzattığı için canice saldırdı.

Üstelik Ömür Karaman, gazi olduğunu, engelli olduğu için ayağını uzattığını söylediği halde.

"Bana ne senin gaziliğinden" diyecek cesareti bulmuş.

Demir çubuklarla vurmuşlar, eli öpülesi ayağının altına paspas olunası gazimize.

Bu da yetmemiş, gaziye yardımcı olmak isteyen 20 yaşlarındaki bir gencimizin de çenesini kırmışlar.

Ey insanlıktan nasibini almayan cani, O gazi sen burada rahat ve huzur içinde yaşa diye yedi o bombayı.

Bu ne öfke, bu ne hırçınlık? Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz, ahlâksızlar.

Size gazi olduğunu söyleyen birisine, hangi cüret ile saldırıyorsunuz?

Siz Ömür Karaman'ı tanıyor musunuz?

Tanımazsınız ben anlatayım nasıl biri olduğunu.

Onunla aynı hastanede tedavi gören bir başka gazimiz Şükrü Şahin'i arayıp öğrendim.

Şükrü Şahin'e "Ömür Karaman nasıl bir insandır?" diye sordum.

Dost canlısı, ağzından küfür çıkmayan örnek bir insan olduğunu söyledi.

"Ömür hastanede tedavi gördüğümüz sırada güçlükle yatağından doğrulup, lüzumsuz bulduğu ışıkları söndürürdü" dedi.

İçinde öyle bir vatan sevgisi var işte, Ömür Karaman'ın...

Sahi, gazi olduğunu söyleyen, üstelik yüzde 92 engelli birine; hürmet etmek, saygı göstermek dururken nedir bu aymazlık?

Derdiniz ne?

En önemlisi de, bu cesareti nereden buluyorsunuz?

***

İnanıyorum ki, gazimize saldıranlar hak ettikleri cezayı alacaklardır.

Nitekim önce o işyerinin ruhsatı iptal edildi, umarım bir daha da hiç verilmez.

Ayrıca Büyükşehir Belediyesi de harekete geçti ve hukuki süreç başlatıldı.

Yakalanıp, her nedense serbest bırakılan saldırganlardan 3'ü, yeniden yakalanıp bu kez tutuklandılar.

İşin hukuki yönünü bilmem.

Ancak bu konunun çok sıkı takip edilmesi gerekiyor.

O gaziye, demir çubukla vuran da, tek fiske atanda; her kimse ve kaç kişiyseler titizlikle bulunup hak ettikleri cezayı almalıdır.

Ki, bir daha hiç kimse böyle bir şeye cesaret edemesin.

***

Bu üzücü olay aklıma gazeteci Yavuz Donat'ın 10 Ocak 1998 tarihinde, Milliyet Gazetesi'nde yayınlanan, "Mor kalpli adam" makalesini getirdi.

MAKALE ŞÖYLEYDİ:

Geçen hafta Amerika'da iken "bir otomobilin plakası" dikkatimizi çekti.
Plakada 
"damga... Mühür... Madalya gibi bir şey" vardı.
Sonra 
"sürücüsüne" baktık.
Madalyalıydı.
Sürücü otomobilini Park etti.
Park yerindekiler ona
"saygıyla... Sevgiyle... Tebessümle" bakıyorlardı.
Kimi de gidiyor 
"madalyalı adamın" elini sıkıyordu.
Yanımızdakilere sorduk:

- Bu adam kim? Bu madalya neyin, nesi?
Dediler ki "Bu bir gazi... Yakasındaki de Purple Heart."
Purple Heart...
Türkçesi 
"mor kalp."
Askerlik görevini yaparken yaralananlara verilen madalya.
Polis 
"mor kalpli" adama selam duruyor.
Lokantadaki garson 
"mor kalpli" adama "en iyi masayı" gösteriyor.
Bazı müşteriler de 
"mor kalpli" adamın yanına yaklaşıp "siz, bizim için savaştınız... Teşekkürler" diyor.
"Mor kalpli" adamla resim çektirenler bile var.

***

Amerika'da beyaz, siyah, kadın, erkek, zengin, fakir "herkes eşit."
Ama "mor kalpli" adam, "üstün insan."
"Ayrıcalıklı."

Onun sahip olduğu ayrıcalığa "Amerikalı parlamenter bile" sahip değil.

***

Sahi bizim gazilerimize de böyle bir madalya takmak ve onlara yan bakan olursa özel kanunlar çıkartarak ağır cezalar vermek çok mu zor.

Mesela gazilere saldıran olursa, doğrudan terör suçu işlemiş kabul edilsin.

Bu kadar işte.

Böyle bir kanun çıkarılırsa; Bir daha gazilerimize bırakın saldırmaya, yan gözle bakmaya bile cesareti olmaz kimsenin.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.