Eyvah eyvah, Bursaspor düşme potasında!...

Nice uzman varken, spor bu alanında pek yazı yazmıyorum.
Daha çok ekonomi ve siyaset yazmayı tercih ediyorum.
Açıkçası kitleleri peşinden sürükleyen futbola çok da ilgim olduğu da söylemez.
Lakin Bursaspor’un son haftalarda içine düştüğü/düşürüldüğü duruma da kayıtsız kalamam.
Futbola ilgisi olanlar çok iyi bilse de, benim gibi olan biteni uzaktan takip edenler için kentimizin incisi Bursaspor’un durumuna bir göz atalım önce…
TFF 1. Ligde mücadele eden Süper Lig şampiyonu Bursaspor, çok zor günler yaşıyor.
Bu yıl TFF 1. Lig’de 19 takım mücadele ediyor. Bu takımlardan 3’ü Süper Lig’e yükselecek, 4 takım da TFF 2. Lig’e düşecek…. Maalesef Bursaspor şu anda 18 puan ile 17. sırada… Yani düşme potasında(!)…  Bu hafta, 20 puan ile ligin 14. Sırasında oynayan Menemenspor ile deplasmanda oynayacak olan Bursaspor’un maçı mutlaka kazanması gerekiyor... Aksi halde, Allah korusun dönülmez bir yola girilebilir…
Bunları yazarken içim acıyor.
Öyle ya, Türkiye Kupası sahibi ve Süper Lig şampiyonu olan Bursaspor’dan söz ediyoruz… Süper Lig’de bugüne kadar 3’ü İstanbul’da olan 4 büyüklerin dışında şampiyon olan tek takım Bursaspor’dur… O zaman içine düşürüldüğü bu hâl Allah’tan reva mıdır?
Şu hale bakın… Yazıklar olsun…
Oysa bu yıl Bursaspor yönetimine talip olanlar, şampiyonluk vaat etmişlerdi. Sonra hedeflerini Play Off olarak revize ettiler. Şimdi ise Süper Lig şampiyonu Bursaspor, 1. Lig’den  2. Lig’e düşmemek için uğraşıyor….
Vahim…
Şu bir gerçek ki; 3 puan sistemi olan bir ligde, Bursaspor’un mevcut puanı ile matematiksel olarak ilk 2’ye bile girmesi mümkün. Yani henüz deniz daha bitmedi. Ancak Allah korusun, bu kafa ile gidilirse ligin dibini görmek de mümkün. O yüzden tıpkı Nasreddin Hoca gibi, testi kırılmadan uyaralım istedik.
***
Şimdi kısaca geçmişe dönelim.
Her ne kadar, resmi olarak kulübün başkanı Hayrettin Gülgüler olsa da, asıl başkanı Emin Adanur’dur. Adanur, kongre öncesinde takıma ve kente şampiyonluk vaat etti… Aday olurken, geçmiş yönetimlerden devralacakları kulübün ağır borç yükünün farkında olduğunu, ancak 40 milyon lira ile geleceklerini, tahtayı açacaklarını, bulacakları sponsorluklar ve kentte oluşturacakları sinerji ile Süper Lig’e çıkacaklarını vaat etti!...
Ya sonra?
Hatırlayalım.
Burak Kapacak 1,3 milyon avroyla Fenerbahçe’ye satılarak transfer tahtası güç bela açıldı… (Bu arada tahta açılmadan kimseyi satmayacağız demişlerdi o da ayrı mesele ya neyse)... Bursa’da kampanya düzenlendi yaklaşık 5 milyon lira toplandı… Federasyondan yaklaşık 50 milyon lira geldiği söyleniyor… Ayrıca Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan Timsah Arena Bitci’ye 775 bin avroya kiralandı ve adı Bitci Timsah Park oldu. Bitci’den 750 bin lira karşılığı 3 tane göğüs reklamı da alındı ayrıca… Bunlar ilave olarak, Büyükşehir Belediyesi, BTSO ve Bursa’daki bazı kurumlardan forma reklamları da alındı.
Hâsılı eski kur ile yaklaşık 80-90 milyon lira kulübe gelir elde edildi.
Yönetim de 40 milyon lira olarak açıkladığı katkısını sonradan 50 milyon olarak revize etti.
Yani 140 150 milyon lira bir kaynak ile takım oluştu.
Kapacak satışı ve Federasyondan gelen para belli.
Peki, Adanur’un önce 40 sonra 50 milyon lira dediği para nerede? Adanur bu parayı verdiyse diğer gelen paralar nerede?
Bu durum bana Nasreddin Hoca'nın ciğer fıkrasını hatırlattı:
“Nasreddin Hoca, bir sabah evden çıkarken ‘Hanım canım çekti, bu akşam güzel bir ciğer yahnisi yiyelim, ben ciğeri alır sana yollatırım’ demiş. Sonra da kasaptan iki okka ciğer alıp eve göndertmiş. Hocanın hanımı, yahniyi hazırlayıp pişsin diye ocağın üstüne koymuş. O arada iki çift laf etmek için komşuya geçmiş. Ama çeneye dalmış. Ateşte yemek olduğunu unutmuş. Birden hatırlayıp telaşla eve dönmüş; bir de ne görsün, ciğer yahnisi kömür olmuş. Tabii çok üzülmüş. Üstelik kocasından laf işiteceğinden, içini bir korku almış. Akşam hoca, daha kapıdan girer girmez “Hanım hazır mı ciğer yahnisi? Karnım da çok aç, getir de yiyelim” diye gürleyince eli ayağına karışmış. “Hoca efendi, yolladığın ciğerleri nankör kedi yedi” diye yalanı kıvırtıvermiş. Hoca, durumda bir anormallik olduğunu sezinlemiş. Gel pisi pisi, deyip kediyi yanına çağırmış. Sonra hayvanı ense derisinden tutup havaya kaldırmış. ‘‘Hanım söyle bakalım'' demiş, ‘‘Şu havaya kaldırdığım kedi, gelse gelse iki okka gelir. Eğer elimdeki şey kediyse, ciğer nerede? Yok, bu şey ciğerse, kedi nerede?''
Anlaşılan o ki vaat ettiğiniz paraları vermediniz ve veremediniz. Bulunan paraları çar çur ettiniz. Sonra İsmail Çokçalış gibi gelecek vaat eden futbolcunun maaşını ödeyemeyip sağdan soldan borç istediniz. Bu futbolcuyu da elden kaçırdınız üstelik..
***
Bursaspor geçen sezon Play Off’u zorlamıştı… O takımın en pahalı futbolcusu 300, 400 bin liraydı ama… Bu yıl ise Matavz diye bir futbolcuya gol makinesi diyerek 900 bin avro ödendi. Ama Matavz gol makinası değil, olsa olsa çamaşır makinası çıktı… Daha bir yığın transfer yapıldı. Hatta anlaşma yapılıp geri gönderilenler oldu.
Sonuç ortada.
Ne yazık ki Süper Lig şampiyonu Bursaspor 1. Lig’de düşmemeye oynuyor.
Şimdi soralım.
Geçen yıl 25 30 milyon ile Play Off’u zorlayan Süper Lig şampiyonu Bursaspor, bu yıl 140-150 milyonluk bütçe ile ilk yarıyı neden düşme potasında tamamlıyor?
Yönetimin şampiyonluk vaadi, önce Play Off’a sonra da düşme potasından kurtulmaya nasıl evrildi?
Onu bunu bilmem, başta Bursapor’un gizli başkan Emin Adanur olmak üzere, herkesin aklını başına devşirmesi gerekiyor.
Şampiyonluktan ve Play Off’tan vaz geçtik.
Şu durumda sizden tek beklentimiz var.
Ne yapıp edin, gerekirse çıkıp kendiniz oymayın ama Bursapor’u 1. Lig’de bırakın.
Sonrasında Bursa, son yıllardaki beceriksiz yönetimlere rağmen (Beceriksiz yönetimlere daha öncekiler de dâhildir) takımına mutlaka sahip çıkacaktır.