Hava Durumu

Bozbey DSP'den CHP'ye geçti bu etik mi sayın Kılıçdaroğlu?

Yazının Giriş Tarihi: 11.03.2019 15:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.03.2019 15:43

CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu Kanal D'de yayınlanan Seçim Özel programında öyle cümleler kurdu ki ağzımız açık kaldı.

Her birini olmasa da bir kısmını analiz edeceğiz.

Ama önce neden Lodos Haber'deyim bunu açıklayayım.

***

Gazeteciliğe İletişim Fakültesi öğrencisi olduğum 1987 yılında başladım.

Aradan geçen 32 yılda bu meslekte yapılabilecek her işi yaptım.

Mesleğin cefasını da çektim, sefasını da sürdüm.

Muhabirlik de yaptı, Genel Yayın Yönetmenliği de.

Televizyonculuk hayatımda var.

Kamera taşıdım, haber sundum, program yönettim, haber sonrasında canlı yayında günün yorumu yaptım.

Yazdıklarım ve/veya canlı yayında söylediklerimi beğenmeyenler yüzünden mahkeme koridorlarını arşınladığım da oldu ve hakkımda açılan tüm davalardan beraat ettim.

Halen Kent Gazetesi'nde fırsat buldukça yazıyorum.

Buna ilave olarak şimdiden sonra yine fırsat buldukça Lodos Haber'de de yazacağım.

Bu süreçte şöyle gelişti.

Bir sohbet sırasında Lodos Haber'in patronu Özlem Yağmur, "İbrahim bizde de yazsana. Yalan, küfür ve hakaret içermedikten sonra, kimin hakkında ne istersen yaz. Bizde kırmızı çizgi yok, reklam alamayız kaygımız yok" dedi.

Bende, "Zaten kırmızı çizgisi olan yerde yazmam" dedim.

Açıkçası bu meslekten emekli olan biri olarak daha ziyade hobi amaçlı yazdığım Kent Gazetesi'nde bir nevi durumum aynı.

Bugüne kadar önüme hiçbir zaman kırmızı çizgi çekilmedi.

Bu nedenle yıllardır yazmaya devam ediyorum.

Yazdıklarım yüzünden, Kent Gazetesi'nin patronuyla birlikte, hakkımızda trilyonluk tazminat davaları açıldı Allah'a şükür hepsinden de beraat ettik.

Çünkü bugüne kadar tüm yazdıklarım hem eleştiri sınırları içinde kaldı, hemde hepsinin belgesi vardı.

Bundan sonra da böyle olacak.

Bu arada, bilenler bilir de yine de siyasi görüşümü merak edenler olabilir diye buna da cevap vereyim.

Hiçbir ideolojiye saplantı derecesinde bağlı değilim.

İnsani değerlere bağlıyım.

Allah'a ve O'nun bütün elçilerine inanan biriyim.

İtikatta sorunum yok.

Her fani gibi amelde eksiklerim oluyor.

Bu arada, terör destekçisi olmayan tüm siyasi partilere eşit uzaklıktayım.

Benim değerlerime yakın bulduğum, dürüst olduğuna inandığım her siyasi partiye ve adaya oy verebiliyorum.

***

Malum önümüzde yerel seçim var.

Bu nedenle seçime kadar yazılarımız ağırlıklı olarak siyasi analizler içerecek haliyle.

Kimi zaman ekonomi, kimi zaman değerler üzerine de yazabilirim.

Yazılarımın altına lehte ve/veya aleyhte yapılacak yorumlara cevap vermem beklenmesin.

Ben düşüncelerimi nasıl düşüncelerimi yazıyorsam buradan, haliyle bunları okuyan sizlerde fikrinizi özgürce beyan edebilirsiniz yazının altına.

Ancak küfür ve hakaret içeren yorum olursa hoş karşılamam.

O zaman "Vira Bismillah" diyerek bugünkü analizlerimize başlayalım.

ETİK EŞİTTİR AHLÂK

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kanal D'de yayınlanan Seçim Özel Programında bir dizi açıklama yaptı.

Kılıçdaroğlu'nun o programda, HDP ile yapılan üstü kapalı seçim iş birliğinden ülkücü olduğunu söylemesine kadar her bir açıklaması için ayrı bir yorum gerekiyor.

Ancak ben DSP'ye giden CHP'liler ilgili açıklamasını çok garipsedim Sayın Kılıçdaroğlu'nun.

Kılıçdaroğlu şöyle dedi:

"DSP'yi ben eleştirmem, bir siyasi partidir ama bizden belediye başkan adayı gösterilmediği için ayrılıp da DSP'ye veya başka partiye giden arkadaşlar var, bunu da etik bulmuyorum."

Toplumuzda "etik" terimi her fırsatta kullanılır.

Ancak toplumumuzun büyük bölümü bu terimin tam karşılığının "ahlâk" olduğunu bilmez.

Türk Dil Kurumu Sözlüğünde "etik" teriminin sıfat olarak karşılığı "ahlâki" olarak tanımlanıyor.

Bu açıklamadan yola çıktığımızda Sayın Kılıçdaroğlu, CHP'den DSP'ye gidenlerin ahlâklı davranmadıklarını söylemiş oluyor.

Bursa'dan örnek verelim.

CHP'nin Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Mustafa Bozbey 1999-2004 yılları arasında DSP'den Nilüfer Belediye Başkanı seçildi.

2004 yılında da CHP'ye geçti.

O zaman Sayın Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından hareket edelim.

Mustafa Bozbey, DSP'den kazanma ihtimali olmayınca CHP'ye geçtiğinde, Sayın Kılıçdaroğlu bunu nasıl değerlendirdi?

Yani Sayın Kılıçdaroğlu, bir Dönem DSP'li belediye Başkanı olan üç dönem üst üste CHP Nilüfer Adayı gösterilen, şimdi de CHP Bursa Büyük Şehir adayı yaptığı Mustafa Bozbey'in DSP'den partilerine geçmesini ahlâki buluyorken, CHP'den DSP'ye gitmelerini neden ahlâki bulmuyor?

BOZBEY'İN AK PARTİ'DEN ADAY OLACAĞI YAZILDI ÇIKIPTA BİR KERE BİLE "BUNLAR YALAN" DEMEDİ

Şunu da hatırlatalım.

Birkaç ay önce CHP adayı Mustafa Bozbey'in AK Parti'den Nilüfer Belediye Başkan adayı olma ihtimali birçok mecrada yazıldı.

İnanmayan Google'de küçük bir araştırma yapıp anlı şanlı gazetelerde yayınlanan bu yazıları bulabilir.

Bu yazıları ben okuduysan Sayın Bozbey'de okumuştur.

O zaman neden "Yok böyle bir şey" diye tek bir açıklama yapmadı Sayın Bozbey?

Haliyle nu yazılanları Sayın Kılıçdaroğlu'da okudu ve yine Sayın Bozbey'i aday gösterdi?

Neden?

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusudur?

KILIÇDAROĞLU'NUN BAHSETTİĞİ BETON ORMANLARI CHP'Lİ BAŞKANLARIN YÖNETTİĞİ YERLER DE DEĞİL Mİ?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Eskişehir'in (Ki Bu kentimizin Büyükşehir Belediye Başkanı ve bu dönemde adayı olan 83 yaşındaki Yılmaz Büyükerşen'de DSP'den CHP'ye geçmiştir) yemyeşil bir kentken İstanbul ve Bursa'nın adeta bir beton ormanı haline geldiğini de söyledi.

Anlaşılan Sayın Kılıçdaroğlu, İstanbul'da CHP'li belediyenin yönettiği Kadıköy İskele meydanından Göztepe'ye doğru hiç bakmamış.

Baksaydı, sahili perdeleyen o koskoca Oteli görürdü.

CHP'li belediyelerin yönettiği Avcılar veya Beylikdüzü'ne hiç mi gitmedi galiba.

Gittiyse o koca binaları nasıl görmedi?

Sayın Kılıçdaroğlu, yıllardır CHP'li belediyenin yönettiği İzmir Bayraklı'da ki o devasa binaları da hiç görmedi galiba.

Yine CHP'li belediyelerce yönetilen Bursa'nın Nilüfer'indeki devasa binalara ve Mudanya'nın Güzelyalı'sındaki deniz manzaralı zeytinliklerine yapılan devasa binalara ne demeli?

Sayın Kılıçdaroğlu, bu kentin en yüksek binaları Nilüfer'dedir, Güzelyalı'nın zeytinlikleri talan edilip devasa siteler yapılıyor.

Bunları da mı bilmiyorsunuz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu?

Neyse ben yine de Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'yu tebrik etmek itiyorum.

Öyle ya, bugüne kadar Genel Başkan olarak tam 9 seçime girdi ve hepsini kaybetti.

Buna rağmen Partisinin Genel Başkanı olmaya devam ediyor.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.