Hava Durumu

Evrilen mutsuzluk

Yazının Giriş Tarihi: 06.06.2017 15:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.06.2017 15:58

"Bir ülkede ne kadar çok tabu varsa o kadar özgürlük yoktur"

Aziz Nesin

Büyük bir hikayeyiz her birimiz ve büyük bir hikayenin parçasıyız. Tüm hikayeyi görmek için ilk önce parçaları toplamak lazım. Topladıkların birer parça olsa da bir bütünün parçası. Tek bir eksik, anlamsızlık yaratır. Tek başına yine anlamsızdır. İşte bu yüzdendir bir bütünün parçası olan insanlık, anlamsız bir hal içindedir. Sürekli bir anlam telaşı içindedir. Oysa anlam yine kendisindedir. Tek olamadığı içindir anlamlandıramadıkları ve bu, mutsuzluğudur insanın. Fısıltısı en çok duyulan parçadır mutsuzluk. Peki mutsuz mu kalacak insan? Günümüzde mutluluk çocuklara parayla satın alınan maddesel şeyler haline geldi. Yapay ve anlık dozajlarda yüklenen bu mutluluk, mutsuz nesillerin çoğalmasından başka bir işe yaramamaktadır. Şimdi mutlu olmak ve mutlu etmek için çaba sarf etme gereğinde hissediyoruz kendimizi. Yaşama telaşından arta kalan, o minik birkaç dakikamızı da kendimizi mutlu hissedebileceğimiz yerlere ve kişilere adıyoruz. Çocukluktan doldurulan mutluluk tamponları, yaşam telaşı içinde boğulmaya başladığında çoktan tükeniyor. Peki karanlık çağların kölelik sisteminin, bugünün milenyumundaki işçilerden ne farkı var? Savaştan ne farkı var şu an gördüklerimizin? Öğrenilmiş kelimelerimizle telaffuz edilmediğinde her şey çok daha cazip mi oluyor? Ya da bunca karmaşanın içinde mutluluğu aramakla mı meşgulsün? Göremediklerin gözündeki perdeden mi? Halbuki en temel hak değil miydi mutlu olmak? İnsan büyük bir mutluluktan var olmadı mı? Edinmemizi söyledikleri hobilerimiz çığlıklarımız mı acaba? Kime seslenmeye çalışıyoruz? Ben söyleyeyim: Birer kurallar zincirinde büyüyen ve her çırpındığında dikenli bir kafesin tellerine takılan kanatlarınıza sesleniyorsunuz. Uçmak için küçük bir an yakaladığınızda onu kaçırmak istemiyorsunuz. Kanayan ruhunuzu, sizin yapamayacağınıza inandırdıkları filmlerle, sizin yazamayacağınız kitaplarla, yaratamayacağınızı düşündüğünüz melodilerle süslüyorsunuz. Dans etmeye çalışan o sihirli kırmızı ayakkabılar, sadece masallarda varmış gibi yaşayamayacağınız ütopyalar mutsuzluğunuzun sebebi. Kimisinin kafesi evi, kimisi için yaşadığı şehir, kimisininki işi, kimisinin gök kubbedir kafesi. Düşlemediğiniz her şey mutsuzluğunuzdur. Düşünmekten mahrum bırakıldığından beri sadece mutlu olmak için çabalıyor insan. Oysa nasıl düşünmen gerektiğini öğrettiler sana! Her olgu, karşı bir varsayımıyla öğretildi sana. Daha minicikken iyiden sonra kötü, vardan sonra yok, beyazdan sonra siyah öğretildi. Yani her şeyin bir zıtlığıyla var olduğunu sana söylediler. Annenle babandan aldığın yarı yarıya genlerle vücut bulan haline bile fiziksel özelliklerine göre isim taktılar. Aslında ikisinden de yarımsın. Ama ya erkek ya kadınsın. Ya da yarımsın! Ve yarımsan yarım akıllısın. Delirdin mi sen kuzum o nasıl şey?  Öyle ya, aykırı düşünenlere deli dediler! Delirmeye gönderdikleri o yerde bile delirmelerine izin vermediler. Çizdikleri yolda yürüyeceksin. Düşünmeden yürüyeceksin. Düşlemeyi bırakalı çok olmuştu zaten şimdi sıra düşündüklerinde. Dile getiremezsin bazı olguları. Varsa vardır, yoksa yok. Mutsuzluk büyük ama, aman kimse duymasın. Binalarımız kadar, teknolojimiz kadar büyük. Minicik kalan yeşilliğimiz kadar hayallerimiz var artık. Kentleşen öfkelerin nöbet tutan askerleriyiz her birimiz. Farkında olmadığınız tüm tutsak düşüncelerimiz, kırışan derimizden akıp ayak uçlarımıza düştüğünde savaş bitmiş olacak. Oysa hiç var olmadı savaş. Seni daha çocukken fethettiler. Şimdi yani özgür mü yaşadı insan? Bildiğin tutsak be her bir insan! Her biri bir fikrin, bir ismin ve kendi gölgelerinin tutsağı. Hiç olmadı varlığının tutsağı! Yeter artık, güzel şeyler anlatsana be adam! O zaman büyük resmin tüm renkleri olalım. İnadına bütün renkleri birleştirip beyaz olalım. Beyazın hikayesi olalım. Son bir gece daha tutsak olalım! Gün aydığında özgür insanlar olalım.
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.