Hava Durumu

KİTAPLARIM

Yazının Giriş Tarihi: 27.05.2022 13:38
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.05.2022 01:38

Tüm çocukluğum boyunca sokak oyunlarına daldığımdan değil, kitapların arasında kayboldum.

Babaannem gelir eliyle koymuş gibi bulurdu beni zaten tek bir kitap satan yer vardı ve oranın kahramanı emekli bir öğretmen, benim tanıdığım ilk bilge adamdı.

Her kitabın kapağını açtığımda bambaşka bir hayatın içine girdiğimi hissediyor,  başka birisi oluyordum.

Harflere, kelimelere, cümlelere aşkım böyle başladı.

Elime geçen her kitabı okudum.                   

O bilge de bana yazarlarını, onların hayatlarını anlattı. Okuduklarımı o benden çok önce okumuştu. Beni karşısına alıp onlarla ilgili konuşurdu. Hissettiklerimi heyecanlı heyecanlı anlattığımda gözleri parlardı. Pek çok yazarı yakından tanıyor olması, arkadaş olmaları olağanüstüydü.

Hiçbir kitabı diğerinden ayırmadan okurdum. Hepsi kusursuzdu.

Yıllar sonra bazı kitapları daha çok sevmeye başladığımda, zevk alarak okuduklarım, zorlandıklarım oldukça bundan müthiş rahatsız oldum. Asıl zevk aldığım zamanlar hepsini aynı iştahla okuduğum zamanlardı.

En iyiyi aramak değil, hepsinden zevk almak en doğrusuydu. Bundan emin oldum.

Hiçbir kitapla ilgili olumsuz söz etmek istemem. Çok ayıp gelir, haksızlık yaptığımı düşünürüm.

Kitapları ve yazarları anlamlandıramadığım bir iştahla kötüleyenlerin aslında kitapları sevmediklerini düşünürüm. Âşık olamayan biri gibi gelirler bana.

Çocukluğumda yaptığım gibi bir kitabı elime aldığımda önce sımsıkı kavrar, kapağına bakar, sonra koklarım. Küçücük bir ilçede küçücük bir kütüphanenin bir çocuğun dünyasını ne kadar büyüttüğünü saatlerce anlatabilirim size. O kitapçı dükkânının işaret ettiği o yere ilk girdiğimde içime dolan kokuyu üzerinden kırk yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen hiç unutmadım. Kitaplar her zaman ve her yerde güzel kokarlar.

Tüm kitapları aynı sevgiyle elime alır, bakar, koklar, kapağını okşar, arkasındaki yazıyı okur, içine göz atmaya başlayınca da müthiş heyecanlanırım.

İyi kötü diye ayırmadan seviyorum onları.

Anlatması zor büyük emeğin daha da farkındayım üstelik.

Elli yaşında kitap yazmaya cesaret etmiş biriyim ne de olsa.

Size bu satırları yazarken, o kitapçıda kendini unutan bir kız çocuğuna gülümsüyorum şimdi.

Burhaniye’de Mehmet Özgüçlü’nün yanındaki kıza…

Büyük ustaların şehrimize gelip yaşadıkları Sunar Sitesinin var olmasında büyük emeği olan, Fakir Baykurt’u Aziz Nesin’i, Oktay Akbal’ı bizlere komşu eden Mehmet Özgüçlü’ye gülümsüyorum. Ören’de bir çay bahçesinde yanında Hikmet Çetinkaya, Halit Çelenk, Müşerref Hekimoğlu, Fakir Baykurt ile hep oturdukları masada, önünde benim yazdığım kitap, adına imzalamışım ellerim titreyerek…

Büyük hürmetim ve selamımla…

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.