CADILARA İNANANLAR

Adamın biri parasız, işsiz, sersefil berbat mı berbat durumda, ev kirasını ödeyecek parası yok, faturalar dizilmiş, elektrik kesik, suyun da eli kulağında... Pazardan biraz sebze, patates soğan alacak bir de ufak bir taksit var onu ödeyecekken tutup at yarışında elindeki parayı kaybetmiş. Elbette niyeti kazanıp kendini de karısını iki çocuğunu da bu sefaletten kurtarmak. Tabi ki ilk ayakta yatmış. Kuruşsuz kalakalınca oturup bir köşede havanın kararmasını beklemiş. Şehrin en yüksek köprüsünün korkuluklarını aşarak suya atlamak için kesin kararını vermiş. Köprüden karanlık sulara dalgın dalgın bakıp en doğru kararı verdiğine kendini ikna ettiği sırada omuzlarına bir el dokunmuş. Saçları yağ içinde, burnunun üzerinde koskocaman çıbanı olan, oldukça yaşlı olduğu hemen belli olan, kısık gözlerini gözlerine dikmiş bir kadın;

-Ne yapıyorsun burada böyle? Demiş.

- Ne yapacağım, bu dünyanın kahrından başka bir şey görmüyorum, bu dünyayı gözüm görmesin diye atlayıp bitireceğim bu işi demiş.

- Sıkıntın var yani.

- Sıkıntım değil, sıkıntılarım var. Kira birikti, bakkalın önünden geçemiyorum,  karım yüzüme bakmıyor, çocuklar yüzüme bakıyor ama yalvarır gibi… Daha sayayım mı?

Yaşlı kadın;

- Sen bu işten vazgeç. Evinin kirasını da faturalarını da bakkalı da ödedim. Karın, çocukların neşe içindeler. Bütün bunları yapacak olağanüstü güçlerim var, ben bir cadıyım!

Adam yaşlı kadının yüzüne boş boş bakıp;

-Bir sonraki ay da aynı şeyler olacak. Benim işe ihtiyacım var. Para kazanmalıyım. Demiş.

-Açıktan da on bin liralık bir çek bulacaksın yastığının altında. Rahatla hadi. Hafta başı söylediğim yere gittiğinde işin de hazır.

-Bunu neden yapıyorsun? Seni niye ilgilendirdi ki bunlar? Benden sana ne?

-Çok gençsin. Yaşamalısın. Ayrıca benim de senden bir ricam var. Bu geceyi benimle geçireceksin.

Adam itirazsız düşmüş yaşlı kadının peşine, onun kulübesine gitmişler. Gece geçmiş, sabah yaşlı kadın yatakta yağlı yapış yapış saçlarını tararken adamın midesindeki bulantı kabardıkça kabarıyor, kalbini tarifsiz bir pişmanlık sıkıştırdıkça sıkıştırıyormuş. Kendine hak verebilmek için;

-Kira hazır, borçlar bitti, elektriği bugün açarlar… Demiş.

Yaşlı kadın kahkahalarla gülmeye başlamış;

-Ne diyorsun sen?

- Sayende sıkıntılarım bitti. İnsan gibi yaşayacağım.

Yaşlı kadın saçlarını taramaya devam ederken;

-İlahi, sen kaç yaşındasın? Diye sormuş.

- Otuz dokuz… Diye cevaplamış adam. Yaşlı kadının sesi kulübede çınlamış;

- Bu yaşa gelmişsin hâlâ cadılara inanıyor musun?

***************************************************************

Cadılara inananlar var. Çoklar…  Onlara İnanmamaları gerektiğini öğrenmeden ölüp gidiyorlar.