Hava Durumu

Yerel seçime giden süreçte arkadan hançerlendim! Ben düşmanımı bile arkadan hançerlemem

CHP Bursa İl Başkanı Hüseyin Akkuş, gazeteci Özlem Yağmur'a konuştu...

Haber Giriş Tarihi: 13.12.2019 11:51
Haber Güncellenme Tarihi: 13.12.2019 11:51
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.lodoshaber.com
Yerel seçime giden süreçte arkadan hançerlendim! Ben düşmanımı bile arkadan hançerlemem

Uzun bir aradan sonra yeniden başladığımız röportajlarımızın ilk konuğu, kongre sürecindeki CHP'nin İl Başkanı Hüseyin Akkuş oldu.

Hüseyin Akkuş'la yaptığımız (yarım saate sıkıştırılmış, oldukça ekspres) söyleşide bana göre ana tema, bir il başkanı olarak yerel seçime giden süreçte yaşadıklarıydı.

Ki, Akkuş o dönemi, "arkamdan hançerlendim" diye tanımlıyor. Ardından da ekliyor: "Ben düşmanımı bile arkamdan hançerlemedim."

Ben sordum, Hüseyin Akkuş anlattı.

"Ben faşist bir insan değilim" dedi.

"İçimde patlamaya hazır bir volkan var" dedi.

Akkuş'a, Mustafa Bozbey'le olan ilişkisini...

Kaçak Şato ile ilgili görüşlerini sordum.

Bakın neler dedi...

CHP Bursa'da Büyükşehir Belediye Başkanlığını neden kaybetti? İddia edildiği gibi sizin yüzünüzden mi?

Daha önce de söylemiştim, kent olarak Bursa'da CHP'nin bir tek 1978 yılında yüksek Mimar Mustafa Eroğlu ile seçim kazandığını hatırlatmak isterim. Bursa'nın öznel koşulları var. Bu öznel koşulların Sayın Bozbey ile il başkanlığı arasındaki stratejik olarak yapılacak farklı ilişkiler ile çözülebileceğine inananlardanım. Sayın Genel Başkanımız da bunun üzerinden defalarca açıklama yaptı. 11 Büyükşehir belediye başkanlığının kazanılması da bu anlayış üzerinden olmuştur.

E ama siz seçimde sandıkları boş bırakmışsınız?

Sayın Belediye Başkan adayımızın bin küsur sandığın boş bırakıldığını söylemesini ben doğru bulmuyorum. Bizim ilçe başkanlıklarımızdan alınan bilgi ve veriler 6843 sandıktan yalnızca 42 sandığın karşılığının olmadığı yönünde. Ancak biz o 42 sandığın da sonuçlarını aldık ve Genel Merkez'le paylaştık. Şunu söylemeye çalışıyorum. Bursa'da biz seçimi kaybettik. Bunu doğru söylemek gerekiyor. Bu seçimi kaybeden sadece örgüt değildir. Sol ve sosyal demokrat dünya görüşündeki insanlar olarak hep beraber kaybettik. Bursa, 2017 yılının 16 Nisan'ında birinci parti mi çıktı? O sandıkta "hayır" oyları fazla mı çıktı? Eğer öyle olsaydı, oturup bunları tekrar tekrar tartışırdık. Biz bir örgüt toplantısı yaptık. Örgüt toplantısında bunlar tartışıldı, konuşuldu. Biz il başkanlığı, ilçe başkanları yani örgüt olarak kusurlarımızı ve eksiklerimizi orada ele aldık ve yol haritamızı orada çizdik.

Temel kusurunuz neydi?

İletişim konusunda bir sıkıntımız olduğu kesin. Aday ve il başkanı arasında iletişim konusunda bir sorun olduğu kesin!

Seçim sürecinde dahi aşamadınız mı bu sorunu?

Seçim süreci içinde bunu aşmak, her iki tarafın talebi doğrultusunda olur. Bir tarafın kabul etmemesi ya da eksik kalması, diğer tarafın olumlu davranmasına rağmen karşılıksız bırakıyor süreci. Ben siyasete yeni başlamış bir il başkanı değilim. Ben 1974 yılından bu yana siyaset yapıyorum. Nilüfer'de Sosyal Demokrat Halkçı Parti'den ilçe başkanlığı yaptım, belediye başkanlığı yaptım. İl yönetim kurulu üyeliği yaptım, kurultay delegelikleri yaptım. Ben siyasete dün başlamadım. Bursa muhafazakar bir kent ve bu kent her iki tarafından da eksikleri doğrultusunda kaybedildi. Kaybedilme nedenleri de belli. Bunları da önümüzdeki süreçte değerlendireceğiz.

Sizin seçim analizlerinizle ilgili bazı yanlış anlaşılmalar oldu. Ya da siz kendinizi doğru ifade edemediniz. Bir de baktık ki, CHP İl Başkanı Hüseyin Akkuş gazetelere yansıtıldığı haliyle seçim yenilgisini belli bir kesime, Erzurumlulara fatura etmiş gerçek bir faşist?

Bakın az önce de söyledim. Ben 1974'ten bu yana siyaset yapan bir arkadaşınızım. İnsanlar benim ne düşündüğümü ve siyasetteki pratiğimi gayet iyi bilir. Parmak bile salladığında, bu parmak sallamanın ne anlama geleceğini bilecek kadar bilinçli ve altyapısı düzgün insanlardan birisiyim. Sözlerimi, sanki ben Erzurumlulara dönük bir ithamda bulunuyormuşum gibi çarpıtarak yazan arkadaşımızla yaptığımız görüşmede, kendisi attığı başlık için özür diledi. Düzelteceğini ifade etti. Buna rağmen, siz bununla ilgili yazı yazdığınız için arkadaşımız da, sizin düzeltmeyi yaptığınızı söyleyerek kendisi yapmadı. O televizyon programının kaydını dinleyen arkadaşlarımız benim öyle bir derdimin olmadığını bilir. Ben faşist bir insan değilim. Faşist bir anlayışla büyütülmedim. Ailemden, çevremden sol kültür aldım. Bu sol kültür üzerinde hiç bir zaman faşizan bir bakış açısı gelişemez. Bu benim evimde dahi böyledir.

Kamuoyunun gündemine gerçekten enteresan hallerle geliyorsunuz. Örneğin, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun katıldığı bir toplantıda size mikrofon atıldı!

Ben o arkadaşımızı tanımıyorum.

Partiliniz değil mi?

Partilimiz ama ben tanımıyorum. Daha önce de gelmiş, görüşemeden gitmiş. O arkadaşımızı gerçekten tanımıyorum. O kimdir, nedir? Neden listeye konmuş? Bilmek de istemiyorum.

Kafanıza mikrofon fırlatacak kadar derdi neymiş bu arkadaşınızın?

Orada oturan Büyükşehir Belediye Başkan adayımızın yanında oturan bir kişi. Onlar bunu yaptı demiyorum ama engelleme şansları olabilir miydi? Bunu da bilemiyorum. O arkadaşımızın da beklentisi farklıymış herhahde ki, bunu yaptı. Devlette çalışırken istifa edip belediye meclis üyeliği için aday olmuş. Bunu neden yaptığını ben bilemiyorum.

Üzerinden aylar geçti. Siz hala bunu sormadınız mı? Öğrenmediniz mi?

Şunu kamuoyuyla paylaşmak istedim. Bu arkadaşımız ortak paylaşım yaptığımız vatsup grubundaydı. Kendisini gruptan çıkardım. Beni aradı. Ben il başkanı olarak niye çıkardığımı söyledim. Mikrofon attığı için çıkardığımı söyledim.

Yaptırımınız bu mu oldu? Adam size mikrofon attı, siz de vatsup grubundan çıkardınız?

Aynı gün disipline de verildi. Disiplinden çıktı. İl Disiplin Kurulu kararınca süresiz olarak Cumhuriyet Halk Partisi'nden ihraç edildi. Yüksek Disiplin Kurulu'nun önünde konu dosya.

Nasıl yorumladınız bu saldırıyı?

Bu saldırı, CHP'nin fıtratında olan bir şey değil. Bunu yapsa yapsa faşist bir yapı yapar. O yüzden arkadaşımız gereken cezaya çarptırılmıştır.

Yine bir danışma korulu toplantısında gündeme gelen, "kayıp trilyon" iddiası var!

O bizimle değil, sayman arkadaşımızla ilgili. Kayıp trilyon değil o.

Nasıl bir trilyon?

Mesele şu: Bizim gözetimimizde gelen bir para var. Örneğin 5 milyon lira geldi. 4 milyon 750 bin lirası Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışı için fatura karşılığında ödendi. Bunun dışında, 5 milyon küsürlük bir rakam Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı ilgili çalışmalarda ödendi. Burada sıkıntı şu: Gelen paranın repo yapılması ile ilgili bir şey bu...

Seçim sürecinde, seçim çalışmasına harcansın diye gönderilmiş bir paranın harcanmayıp repoya yatırılması doğru bir şey mi?

Bu böyle uzun vadeli bir şey değil. Bu üç günlük, beş günlük bir şey. O süreçte fatura gelmemiş, ödeme talimatı yok.

Bir şey ertelenmedi ya da ötelenmedi mi?

Hiç bir şey ötelenmedi. Ertelenmedi ve gününde her şey ödendi. İlk kez CHP olarak bir danışma kurulunda sayman arkadaşımız çıktı, Bursa İl Başkanlığı'nın yaptığı harcamaları tek tek anlattı. Bu daha önce hiç yapılmamış. Genel kurullarda bile yüzeysel geçilmiş.

Repodan ne kadar kazandı CHP?

Repodan 6 bin 342 lira kazanıldı.

Ne oldu o para?

Partinin kayıtlarına girdi.

Hüseyin Akkuş'a bir faydası oldu mu? Zira iddialar bu yönde bir eleştriyi barındırıyordu.

Yok. Asla. Öyle bir şey olmaz.

Kamuoyuna böyle yansımadı ancak. Siz o repo parasınız bir güzel yemişsiniz gibi lanse etmeye kalkanlar oldu?

Hüseyin Akkuş, belediye başkanlığı yaptığı süreçte planlar yaptı. 18 uygulama yaptı. Hüseyin Akkuş Görükle gibi bir kentte belediye başkanlığı yaptı. Hüseyin Akkuş'un bembeyaz bir sayfası var. Hiç kimse ama hiç kimse Hüseyin Akkuş'a şunu yaptın diyemez. Bunu da ben danışma korulunda aynen böyle yüksek sesle söyledim. Bunu söyledim, devamını da söyledim. Ben, bembeyaz bir sayfa üzerinde siyaset yapıyorum. Bana bir Allah'ın kulu bu konuda bir kuruşluk laf söyleyemez. Söyleyen olursa gereğini yaparım.

İstifanızı isteyenler var, sizi başarısız bulanlar var. Yerel seçim odaklışünecek olursak... Hüseyin Akkuş yerel seçim sonucuna göre görevini devam ettirecek ve yeniden aday olacak kadar başarılı mı sizce?

Benim Cumhuriyet Halk Partisi'nde il başkanı olmamdan sonraki süreci doğru tahlil etmek gerekiyor. Doğru tahlih ederken bizim ilçe kongrelerimizin de nasıl demokratik bir süreçte gerçekleşeceğini görmek gerekiyor. Geçmiş dönemlerde olmayan il yönetim kurulu üyelerinin bugün mahallelerde ve ilçelerde olduğunu görüyoruz. Hüseyin Akkuş olarak şapkamın farklılıklarını görmek durumundayız. Örneğin mikrofon atma olayında Hüseyin Akkuş'un tavrı farklı olurdu.

Muhtemelen döverdiniz?

Muhtemelen öyle olurdu. Ama il başkanı olarak tavrım sakin olmamı ve ortamı sekinleştirmemi gerektirdi. İl Yönetim Kurulu'nda da herkese eşit yaklaşırım, herkesi eşitlerim. Cumhuriyet Halk Partisi üyeleri, delegeleri mutlaka farklılıklar arz ediyor. Bu delege seçimlerinde de böyle zaten. Farklı kulvarlarda, farklı düşünen insanlar kendi destekledikleri adayların il ya da ilçe başkanı olmalarını ister. Eğer Bursalılar il başkanı olmamı isterse oturur arkadaşlarla değerlendiririz.

Hüseyin Akkuş ne istiyor?

Hüseyin Akkuş'un neyi istediği şu an kalsın...

İçinize mi atacaksınız?

İçimde bir volkan var. Bu volkanı Hüseyin Akkuş'un her an harekete geçirmek gibi bir derdi olabilir.

Eyvah eyvah...

CHP'DEKİ BAZI ARKADAŞLAR KENDİ KALELERİNE ÇOK GOL ATTI

Siz seçime giden süreçte de zor günler geçirdiniz. Sizinle ilgili olarak sürekli, "Görevden alındı, alınıyor. Yönetimi düştü, düşüyor" türünden bir gündem oluşturuldu. İl Yönetiminiz düşürülmek istendi.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin çok sesliliğine bağlamak lazım bunu.

♦ Bu çok seslilik midir?

Aslında bu çok seslilik değil. Bunu şöyle görmek lazım. Bu, Cumhuriyet Halk Partisi içerisindeki bir kadronun, bir arkadaş grubunun CHP'yi tanımaması ya da çok kalenin olduğunu unutup kendi kalesine gol atmayı istemesiyle ilgili bir süreç. Çok kale var CHP'de. Bu kalelerden biri de kendi kalen. Eğer şaşırırsan kendi kalene golü atarsın ve mağlup bitirirsin. Bu arkadaşlarımız bunu yaptılar. Kendi kalelerine çok gol attılar. Bunları çıkarmaları mümkün değil. Cumhuriyet Halk Partililer bunu asla ve asla affetmezler. Bu partinin solcuları, sosyal demokratları ulusalcıları... Ne dersen de. Asla affetmezler. Burası başka bir siyasi partinin arenası değil. Orada tek kale var. Görevden almanın ve hatta düşürmenin bile etik kuralları var.

♦ Etik miydi yaşananlar?

Etik değildi ve etik olmadığının hala farkında değiller. Söylememize, anlatmamıza rağmen farkında değiller. Bu arkadaşlarım da bazı şeyleri biliyorlar ama dertleri farklı. Dertlerini de genel kurulda görücez.

♦ Mustafa Bozbey hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mustafa Bozbey bizim Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız.... Bu arkadaşımızın bundan sonra siyaset kurarken yollarımızın siyaseten değil, insan olarak kesişeceğini düşünenlerdenim. Dört dönem de Nilüfer Belediye Başkanlığı yaptı. Benim aday olduğum kongrede de destek verenlerden biriydi. Kongre ortamında söylediği bir sözü hatırlatmak isterim. "Hüseyin Akkuş bir dalgalı deniz. İsmet Karaca ise tusunami!" deyip bana destek vermişti. Vermek zorunda kalmıştı

Vermek zorunda kalmıştı. Belli ki, sonrasında da verdiği bu destekten fevkalade rahatsız oldu. Çünkü sonraki süreçte sizin görevden alınmanız ya da il yönetiminizin düşürülmesi için çaba harcayanlar içinde baş aktör olduğu iddia edildi?

Bu bir iddia tabii. Mutlaka bu iddianın içerisinde başka aktörler de vardır ama o iddianın karşılığı şu anda il yönetiminden ayrılan arkadaşlarımızda vücut bulmuştur. İstifa eden 12 arkadaşımızın bu istifa kararlarından birinin gerekçesinin Hüseyin Akkuş'u İl Başkanlığından düşürmek olduğunu söyleyebilirim.

Ne hissetiniz o günlerde?

Benim için kolay bir süreç değildi. Ama ben biliyorum ki benim yerime bir başkası olsaydı, arkadan hançerlenmenin ne demek olduğunu anlardı. Ben arkadamdan hançerlendim ama bunu kimseye yapmadım. Hayatımda hiç kimseyi arkadan hançerlemedim. Düşmanımı bile. Bu his benim için önemli, bu hissi o arkadaşların bazılarıyla da paylaştım. Benim için gerçekten çok zor bir dönemdi.

Hüseyin Akkuş'un Sol Vicdanı Bütün Kaçak Yapılar Yıkılsın Diyor
♦ Partiliniz olan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, bir zamanlar yanında çalışan şoförüne ait olduğu iddia edilen bir Kaçak Şato ile gündemdeydi, ki... Şato yıktırıldı.

Siz bana göre bu konuda biraz fazla duyarlısınız.

Olmamalı mıyım?

Biraz fazla duyarlısınız. Bursa'da 446 bin 707 tane imar barışından faydalanmış bina ve konut var.

Ama bu faydalanamamış?

Bakın, faydalanmayan on binlercesi olduğunu da biliyoruz. Bunun içerisinde siyasi kimliği kim olursa olsun bana çok doğru gelmiyor. Turgay Erdem de çıktı bununla ilgili görüşlerini açıkladı. Bence bu önemli ve değerli. Ben de il başkanı olarak bir basın açıklaması yaparak bu konu ile ilgili görüşümü paylaştım.

Ne demiştiniz hatırlatın...

Şunu söyledim. 3194 Sayılı Yasa ne diyorsa o yapılmalı. Bu yasanın ne gerektirdiğini bilenlerdenim.

Herkes bilmek durumunda değil bu arada. Şöyle sorayım ben. Hüseyin Akkuş'un sol vicdanı buna ne diyor?

Hüseyin Akkuş'un sol vicdanı sadece Turgay Erdem'e ait olduğu söylenen yapının değil yüz binlerce konutun yıkılmasındann yanadır. Sol vicdanım bunu söylüyor. Çünkü bu bir kent suçudur. Bakan olsun, şu olsun bu olsun hiç önemli değil. Yasalar herkese eşit olarak uygulanmalı ancak maalesef uygulanmıyor. Ve burada sadece ve sadece sosyal demokrat bir belediye başkanının yargılanmasını etik bulmuyorum.

Ahlaklı bulmuyorsunuz yani?

Evet. Kesinlikle bulmuyorum. Bütünsel anlamda gidilmiş olsa hiç problem değil. Ancak bir tarafta imar barışı yapacaksın, bunu etik bulmuyorum. Burada hiç kimseyi koruyan bir insan pozisyonunda olmak istemiyorum ancak, sonuçta ben sosyal demokrat bir belediyecilik anlayışını koruyup kollamak zorundayım. Yasa herkese karşı eşitse bu eşitlik üzerinden gidilmeli. O yüzden şato dediğiniz şey neyse ben bilmiyorum.

♦ Orada hiç ağırlanmadınız mı?

Vallahi görmedim.

Zaten içine de herkesin giremediğini biliyoruz. Belli ki siz o segmentte olmadığınız için Şato'yu şahsen görmek nasip olmamış.

Şimdi bakın, ben Alaçam bölgesinde binlerce metrekare alanın bakanlık yapmış biri tarafından kapatıldığını ve imar barışından yararlandığını biliyorum.

O zaman şöyle yapalım. Siz CHP il başkanı olarak önümüzdeki süreçte bunları belgesiyle bilgisiyle ortaya koyun.

Belgeler var elimizde.

Elinde belge olan ortaya koymak zorunda.

Bakanlık yapmış birileri bunu yapıyorsa... Bırakın Şato'yu bundan çok daha büyük bir yapı. Bakanlık yapmış birinin binası duruyorsa, bizim belediye başkanımıza atfedilen bina durmuyorsa bu olmaz.

kımda eşitlik ilkesi diyorsunuz?

Aynen bunu diyorum.

Ben de size aynen katılıyorum. Kaçak yapı yıkılır, yıkılmalıdır.

Partime Zarar Verecek Hiç Bir İşin İçinde Olmam

Kongre takviminiz başladı ve siz de CHP İl Başkanlığı'nın potansiyel adaysınız?

İlçe kongrelerimiz bitecek sonra oturup bir değerlendirme yapacağız ilçe başkanlarımızla. Aday olmamız gerekiyorsa olurum, bir başka arkadaşımızın aday olması gerekiyorsa da o arkadaşımıza destek veririz.

Yarıştan çekilir misiniz?

Neden çekilmeyeyim? Partime zarar verecek hiç bir işin içinde olmam ben.

Çok adaylı bir yarış ortamı niye partiye zarar versin ki?

Mesele bu değil. Mutlaka benim gibi düşünen bir arkadaşı destekleriz.

Şu an için adaylıkla ilgili kararınız nedir ısrarla söylemiyorsunuz?

Şu anda bu konu ile ilgili bir kararımız yok.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.