Hava Durumu

O Hakaret Gazetecilere Müstahak Mı?

null

Haber Giriş Tarihi: 11.11.2014 14:56
Haber Güncellenme Tarihi: 11.11.2014 14:56
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.lodoshaber.com
O Hakaret Gazetecilere Müstahak Mı?

Yazılı basın malum refleksiyle kulağının üzerine yatarken, rezaleti konuya duyarlı bir kısım internet medyası sayesinde öğrendik ki, Başbakan Davutoğlu'nun Bursa gezisi, programı izleyen gazeteciler açısından tam bir trajediye dönüşmüş.

Kapılardan kovulmuşlar!

Saatlerce soğukta teraslarda bekletilmişler!

Aşağılanmışlar!

O kadar ki, saatlerce tıkıldıkları ortamda bekletilirken içmeye su bile bulamamışlar!  (Basın emekçilerine Titanik'in ikinci sınıf yolcusu muamelesi çekilirken, löpür löpür yiyip içilenler o nazlı bünyeye ne oranda şifa olur, ne oranda zıkkım! Bakın o da ayrı bir tartışma konusu.)

Ancak bana göre terbiyesizliğin şahikası, (Artık baştan kim ya da ne zannettilerse) önlerine sehven servis edilen yemeğin "Ay siz gazeteci miydiniz?" aymasına müteakıben arsızca-utanmazca-kaldırılmış olması!

Bu durumda n'apıyoruz?

Kınıyoruz!

Başka?

Yuh! Diyoruz.

Daha başka?

Şimdi buraya yazmaya imkan olmayan ne kadar temenni varsa sıralıyoruz.

Yetmeyince, envai çeşit sorumluyu özür diyemeye davet ediyoruz.

Ve bu davetten bi halt çıkmayacağının bilinciyle daha başka şeyler de düşünüyoruz.

***

Ve fakat, bütün bunları yürek dolusu yaptıktan sonra dönüp bir de gazeteciliğin nasıl bu hale geldiğine bakıyoruz.

Nasıl oluyor da bir kentin basın emekçileri böyle aşağılanabiliyor?

Ne oluyor da o hadler bu denli aşılabiliyor?

O cüret nereden geliyor?

Hangi iklimde beslenip böyle tepelerine çıkabiliyor?

(Yüksek müsaadenizle, kendimi basın emekçisi kabul ettiğimden mütevellit, hem sorarım, hem de yanıtlarım hesabı sıralayayım.)

Başta yalaka ve dalkavuk tayfa olmak üzere Allaisen üzerinize alının.

Ve illaki de gücenin.

Gelinen ve fakat umurunuzda olmayan bu edepsiz süreç sizin eseriniz!

Yıllar zarfında yalnızca ve yalnızca şirin katipler olacağız diye zorladınız ya bünyeyi!

Ve yine aynı gerekçeyle tüm haksızlıklara yumdunuz ya artık burnunun dibini bile göremeyen gözlerinizi!

Ota ..ka her şeye oturup güzelleme yazdınız ya!

İşte ondandır bu gün kapılardan kavulup böyle edepsizce aşağılanmamız!

O gün o muameleye maruz kalan genç meslektaşlarımın hepzini tenzih ederekten gelsin:

Gazeteciliğin tüm evrensel kurallarını ayaklar altına alan Bursa basını, bu içler acısı neticeyi kendi hazırladı.

Güce tapmaya ilk sen başladın!

Emekçiyi, mazlumu ve cümlesinin ahını ilk sen yok saydın!

Kısa çöpe ihanet senin eserin!

Gezi'de çocuklar katledilirken oturup, "Aman da tramvay rayını ne güzel döşemişsiniz" diye yazan sensin.

Soma'da yüzlerce işçinin yerin dibine gömülmesi umurunda olmadı!

Bak mesela, Karaman'da insanlar yine suyun dibinde!

Derdinde mi?

Asla!

***

Eeeeeeeeeeee...

Sen kıytırık demokrasilerde dahi dördüncü kuvvet olan basını, şu gözünü sevdiğimin ileri demokrasisinde alır böyle kendi elinle yerin dibine sokarsan, bilmem ne otelinin dingili de gelir seni (ne yazık ki) aşağılamaya kalkışır.

Tekrar ve tekrar söylüyorum.

Sözüm, o program süresince çirkin muameleye maruz kalan genç basın emekçillerine değil.

Sizler ne yazık ki geçmişin çirkin ve dalkavuk mirasının bedelini ödüyorsunuz.

Yazık.

Hem de çok yazık...

Safinaz'ın notu bir:

O çirkin süreci yaşayan genç gazetecilere de bir çift lafım olsun.

Ah be çocuklar. Bari siz mesleğin onuru için direnin. Bari siz vazgeçmeyin. Misal, dangalağın teki, "Ay sen gazeteci miydin?" diye çekip almış ya tabağı önünüzden! İşte o an o tabağı deviriverecektin tepesinden aşağı!

Endişe etme, sana verilen üç kuruşu ne yapar eder her yerde kazanırsın. Ama bir gün gelip de yaşlandığında geriye onurun ve şanın kalır.

Safinaz'ın notu iki:

Özlem anlatmıştı. Geçmiş zaman, DYP kapı gibi iktidarda. Falanca otelde basın toplantısı düzenlemişler. Bizimki de daha yeni yetme muhabir. Bakmış basına ayırılan masa tuvaletin dibinde! (Hadi şimdi ayıp olmasın diye isim vermiyim) salondaki ennnn haşmetli yöneticiye hitaben "Ne zamanki siz baş köşedeki yerinizi gazetecilere verip, kendiniz de tuvaletin yanındaki masaya oturursunuz. İşte o zaman toplantınızı haber yaparım" diye atarlandıktan sonra basıp çıkmışlığı var onların.

Ha diyeceksiniz ki sonuç ne oldu?

Allah sizi inandırsın, en azından gurur oldu, huzur oldu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.