
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli'nin açıklamalarının satırbaşları...
"Amacımız gönül kazanmak, gönüller yapmaktır. Amacımız milletimizin takdir ve tercihine mazhar olabilmektir. Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur. Bizim ne odunlaşmış kafalarla ne anlayışlarla işimiz ve ilgimiz vardır. Biz ne yapacağını, hangi vasıtaları kullanacağını, nereye ulaşacağını bilen ve mücadelesini sürdüren Türkiye sevdalılarıyız."
"Milletimiz ne diyorsa sözümüz odur. Milletimiz neyi istiyorsa dileğimiz aynısıdır. 2023, Türkiye'nin kader ve karar yılıdır. Bu bilinç ve kavrayışla siyasi faaliyetlerimizi yaygınlaştırıyoruz. MHP'yi itibarsızlaştırmaya, oy oranının iniş halinde olduğunu gösteren kim varsa 2023'te nal toplayacaktır. Algı operasyonları bize sökmez. Sipariş ve yalan anketler doğru duvarı yıkmaya, milletin iradesine ket vurmaya yetmez. Bizim kiralık anket şirketlerinden öğreneceğimiz bir şey olmadığı gibi, bunlara aldanıp siyaset yapmamız da 53 yıllık mazimizin inkarıdır. Bizim hakkımızda tek söz ve karar sahibi büyük Türk milletidir."
Rusya-Ukrayna
"Dünya genelinde barış, huzur, güvenlik ve istikrara duyulan özlem insanlığın ortak hedefidir. Ekonomik çalkantılar, siyasal anlaşmazlıklar, çatışmalar huzur ümitlerini baltalamaktadır. Devletler arası kutuplaşmaların varlığı kadar, paramiliter örgütlerin, silahlı çetelerin iyice palazlandı. Bugünkü dünya tablosunda sayıları 85 milyona ulaşan mülteci durumuna düşmüştür.
En son olarak Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle 60 bin Ukraynalı sığınmıştır. Silahların konuştuğu yerde insanlık susmaktadır. Elbette haklı bir bahanesi olmayan hiçbir savaşın kazananı olmayacaktır. Her savaşın kaybedeni insanlıktır. Rusya ile Ukrayna arasında 34'üncü gününe giren çatışmaların enerji ve gıda fiyatlarında artışları nasıl tırmandırdığı ortadadır.
Rusya dünya doğalgazının 4'te 1'ine sahiptir. Küresel gıda ihracatının yüzde 25'i Rusya'nın tekelindedir. 44 milyon ton buğday ihraç etmektedir. Ukrayna savaşı enerji ve gıda güvenliği konusunda herkesin stratejik bir karar aşamasında olduğuna işaret etmektedir."
Acil 3 Adım
"BM Gıda ve Tarım Örgütü'nün yaptığı açıklamalarda, Rusya ve Ukrayna'nın tarımsal faaliyetlerindeki aksaklıkların dünyadaki açlık sorununu kamçılayacağı iddia edilmektedir. Türkiye'nin acil ve stratejik tedbirler alması milli bir zaruret olarak karşımızdadır.
İlk olarak, gıda güvenliğinin tam ve eksiksiz sağlanması şarttır. MHP, tarım sektörünü Türkiye'nin varoluş mücadelesini temel taşı olarak değerlendirmektedir. Ekilebilir tarım arazilerini genişletmek ve çiftçilerimizi desteklemek zorundayız. Tarım sektörünün yüksek verimlilikle, teknoloji kullanabilen, ihracat kapasitesi yüksek bir yapıya kavuşturulması esastır. Çiftçilerimize sağlanacak destek arz ve talebi dikkate alan, refah artışı sağlayan, üretim maliyetini gözeten bir anlayışla yapılandırılmalıdır. Yüksek verim ve kalitede fide, tohum, damızlık hayvan geliştirilmesi desteklenmelidir. Tarımsal ürünlerin çeşitlendirilmesi, verim ve kalitenin yükseltilmesi, istihdam sağlanması, marka olarak pazarlanmasına dayalı yapılanma oluşturulmalıdır. Tarım-sanayi entegrasyonun sağlandığı tarım kentleri kurulmalıdır.
İkinci tedbir olarak enerji arz güvenliğinin temin edilmesidir. İleri teknoloji kullanarak yeni ve yenilenebilir enerjilerle Türkiye enerji bağımlılığından kurtulması mümkündür. Enerji dış bağımlılığının azaltılarak yerli enerji kaynaklarının kullanılması, nükleer başta olmak üzere yeni teknolojileri üretecek yetkinliğe kavuşulmasıyla ülkemizin kurulu gücünün enerji talebinin karşılamasıdır. Karadeniz'de keşfedilen doğalgaz kaynağı, Doğu Akdeniz'de bulunacak yüksek rezerv ülkemizin elini güçlendirecektir. Milli seferberlik ruhuyla, enerji ve tarım sektörünü çembere alan tehditlerin önüne geçilmesi siyasi sorumluluk sahibi herkesin müşterek görevidir.
Üçüncü tedbir olarak, bazı mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki hormonlu artışa karşı alınacak önlemlerdir. Ayçiçek yağından sonra şekerdeki fiyat artışının piyasa esaslarını karşılamadığı ortadadır. Şeker fiyatlarının 7 liradan 19 liraya çıkması bayat bir ekonomik operasyonun servis edilmesinden başka bir şey değildir. Yeterli şeker olmasına rağmen fiyat artış beklentisi, şeker stoklayanların gözünü hırs bürümesi, şekeri tartışma konusu haline getirmiştir. Telaşa ve paniğe gerek yoktur. Dini imanı para olan çıkarcılardan hesap sorulmalıdır. Bizim önerimiz, Türk Şeker'in fiyatları yeniden belirlemesidir."