Hava Durumu

Sabır abidesi haline gelen CHP İl Başkanı Hüseyin Akkuş!

Yazının Giriş Tarihi: 26.01.2019 13:21
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.01.2019 13:21

CHP İl Başkanı Hüseyin Akkuş, işin başında öyle çok da yıldızımın barışık olduğu bir isim değildi.

Mesela ben, kongrede seçimi Hüseyin Akkuş'un değil de İsmet Karaca'nın alacağını düşünenlerdendim.

Hatta, "seçimi İsmet Karaca alacak" diye iddialara falan girdim.

Hatta, bir arkadaşıma yemek bonçlandım. (Şimdi bu yazıyı yazarken aklıma geldi. Sanırım ben o yemek borcunun da üzerine yattım.)

Niyesini çok hatırlamasam da, Hüseyin Akkuş'u kibirli bulurdum.

"Yüksek egolu klasik solculardan biri!"

İdi benim için...

E ben de de ego fena sayılmayacak ölçekte olunca, ilk başlarda kelimenin tam manasıyla birbirimizi yedik.

Ama öyle dümenden falan değil. Ciddi ciddi.

***

Zamanla ortaya çıktı ki...

Meğer adam bildiğin sabır abidesiymiş.

Eyüp sabrı varmış.

Nirvana'ya tur bindirecek cinsten sabır taşıymış.

(Bu arada, detaylara geçmeden önce belirtmekte fayda mütalaa ediyorum. Bu bir güzelleme yazısı değil. Hiç işim olmaz güzelleme ile. Güzelleyemem ben. Güzellemeye kalksam da zaten bir şeye benzemez.)

Örneğin daha geçen gün kapıştık Akkuş'la. Kamuoyuna yansımasını istemediği şeyleri (Bursa'daki 8 ilçenin İYİ Parti'ye verilmesi gibi) haber yapınca darlanıyor. Kendi açısından bakıldığında haklı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugünkü Bursa programına halel gelsin istemiyor. Örgütlerin moral motivasyonu bozulmasın istiyor.

Parti liderini, lider partililerini bağrına bassın istiyor.

İlçelere ilişkin taksim, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Bursa programından sonra ortaya çıksın istiyor.

Vs, vs, vs...

Ve fakat bugünkü esas konumuz, Hüseyin Akkuş'un il başkanlığı yaptığı şu sansar işi süreçte başına gelen akıllara zarar işler... Çeyrek yüzyıldır siyaseti, siyasetçiyi izleyip, yazıyor olan halimle iddia ile söylüyorum ki, kimsenin başına gelmemiştir.

Seçimle gelmiş bir İl Başkanı düşünün...

Yönetimi düşürülsün diye...

Düşürülsün ki, kendisi de düşsün diye, sosyali de dahil tüm medyanın gözleri önünde istifa ayinleri düzenlendi!

O nevrotik istifa ayini, dakika dakika...

Saniye saniye, isim isim naklen yayınlandı!

Daha da önemlisi, bu istifa ayinini sevk ve idare edenlerdi.

Yani seçimle göreve gelmiş bir il başkanını, kalkışma işi örgütlü istifa süreci ile düşürmeye çalışanlar, fevkalade solcu ve demokrat geçinen kendi partilileriydi.

Mesela sorsan şimdi onlara, "demokrasi, sandık, bik bik bik..." diye saatlerce şakırlar.

Hiç sıkılmadan, gözünüzün içine bakarken hiç darlanmadan şakırlar.

***

İstifa kalkışması-ayini sonuç vermeyince devreye, kapris kartı sürüldü.

Kapris diyorum. Zira başlangıçta kapris düzeyindeydi. Ergen işi bir kapris üstelik.

Seçimle, sandıkla gelen Hüseyin Akkuş görevden alınmalıydı!

Bunu isteyenler kim?

Fevkalade demokrat solcular!

Pekii neden?

Yolsuzluk mu yapıyordu Hüseyin Akkuş?

Kamu malına mı çöküyordu?

Millet saf saf gülümserken, Rant Cephesi ile iş tutarak malı mı götürüyordu?

İkdidar Partisi mensuplarıyla rant kardeşliğine dayalı gizli ortaklıkları mı vardı arşa değen?

Adliyelerde, hatırlı dostların yalan ettiği yolsuzluk dosyaları mı vardı?

Hem partisine hem de evrensel sol ahlaka ihanet mi ediyordu?

Hatası, kusuru neydi?..

Hatası, kusuru, tıpkı bizler gibi, solcu görünümlü rantcılardan sol ahlakı korumak istemesiydi.

Hem solcu (!), hem rantçı olmayı kabul edemeyişiydi.

Ki işte bu kabul edemeyiş, baştan kapris boyutundaki görevden aldırma şımarıklığını, bilfiil şarta-reste bağlattı.

İş, "O varsa ben yokum!" noktasına kadar geldi.

Seçime sayılı günler kala, bir kısım yüksek solcu ve yüksek demokrat, "tekere çomak sokmasın" diye seçilmiş il başkanını görevden aldırmak için Başkent yollarına düştü defalarca.

Tekere çomak sokmasın diye!

O tekerin rotası gani gani kıymetli diye...

Bu kentin yüksek solcuları (!) seçimle gelen bir il başkanı o koltuktan gitsin diye yapmadığını bırakmadı.

Geriye, sola ihanetin dibini görmüş, Eyüp Sabrı'na ermiş bir il başkanı bıraktı.

Oysa, tekeri bilen biliyor.

Ne yana doğru döndüğünü de...

***

İlginçtir...

Bu ara her yazım aynı sonla noktalanıyor.

Herkes her şeyi biliyor!

Diyorum ya finalde daima.

Harbiden de öyle. Herkes her şeyi biliyor.


 


 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.