Muharrem İnce CHP'nin makus talihini ayağa kaldıran isim olmuştur! Yatın kalkın dua edin!

Dakika bir, gol bir!

Hesabı...

Bayram hasebiyle yaptığım kısa kaytarmadan döner dönmez karşımda, havuzun en yavuz kanallarından birinde tek kale maç yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli...

Adını bilmediğim; hatırlama lüzumu hissetmediğim için de öğrenmeye hiç yeltenmediğim bir gazeteci (!) hatunun karşısına geçmiş, sabah kuşağı programlarına has içerikteki şirine soruları yanıtlıyor.

Gazeteci hatun, "Ay o öldürülen yavru köpeğe siz de ne çok üzüldünüz öyle" diye pası atıyor.

Bahçeli aldığı gibi pası derdini, kederini anlatıyor.

Sonra benzer minvalli şirine işi bir pas daha geliyor.

Bahçeli olaydan olguya yükselerek, aslında hayvanları ne kadar çok sevdiğini, hayvan haklarını ne kadar çok önemsediğini ve böyle bir pas karşısında söylenmesi gereken her şeyi tane tane...

Ama insanın içini daraltacak kadar tane tane anlatıyor.

Sonra...

Sıkı durun!

Gazeteci hatun, Bahçeli'ye yüzüklerini soruyor:

Seçime üç gün kala...

Şu gündemde...

"Siz de yüzükleri pek çok seviyorsunuz di mi?"

Tarzında bir soru geliyor.

Bahçeli tam, yine insanın içini daraltacak kadar tane tane yüzük sevgisini anlatacakken...

Geçiyorum bir başka kanala.

Ve anlıyorum ki, bu yılış yılış, bu yapış yapış seçim ortamı bitmeden bana huzur yok.

Diye, en darlanık, en bıkkın halimle seçimden önceki son siyasi yazımı kaleme alıyorum.

Bir diğerinde seçim sonuçlarını yorumlarım.

O da, salıya kısmetse...

***

Kişisel tahminime göre, büyük büyük bir ihtimalle bu seçim ilk turda biter.

Recep Tayyip Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı seçilir.

Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı yarışındaki tek ciddi rakibi olan Muharrem İnce'nin oyu ise yüzde 30'lar civarında çıkar.

Gerçi, geçtiğimiz gün sohbet ettiğimiz CHP İl Başkanı Hüseyin Akkuş, yüzde 28'lik bir oy oranı beklediğini söylese de, (gönlümden koptu) ben yine de İnce'nin oyunun yüzde 30'u bulacağını düşünüyorum. (Bu arada, dikkatinizi çekerim! Sosyal medyadaki afaki ve şarlatan oran, yorum ve atraksiyonlara itibar etmeyen aklı başındaki CHP'liler de bu işin sonucunun ne olacağını biliyor. Bildikleri için de reel politiği mantıkla yorumluyor.)

Muharrem İnce, bu seçim süresince CHP'nin makus talihini değiştiren olamasa da, mıhlandığı, çöreklendiği yerden kaldıran ve büyük ivme kazandıran bir siyasetçi olarak tarihe geçecektir.

Daha da önemlisi, Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Adayı sıfatı ile sahaya çıkmadan önce attığı o eşsiz tivitle...

Yani, "Abdullah Gül, CHP'nin de içinde yer aldığı çatı aday (rezaletin dik alası) formülünün Cumhurbaşkanı Adayı olursa, ben oyumu Recep Tayyip Erdoğan'a veririm!" demekle...

Yani CHP içerisindeki son derece haklı bir isyanın bayraktarlığını açıktan yapmakla...

Ve bu isyanda inat etmekle...

CHP'yi izahı olmayan, affedilemez bir şekilde siyaseten düşmekten kurtaran isimdir.

Bence tüm CHP'liler, alacağı oy oranı her ne olursa olsun, yatsın kalksın Muharrem İnce'ye ve kendisinin Cumhurbaşkanlığı Adaylığı noktasında direterek "Abdullah Gül'ün çatı adaylığı" kepaze işi formülüne-planına engel olan Meral Akşener'e dua etsin.

Ve mümkünse de, bu seçimden sonra artık ötelenemez bir biçimde Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu'nu gözden geçirsin.

En çok da, şu çatı aday formülü üzerinde düşünerek...

"Kılıçdaroğlu ne yapmaya çalışıyordu?"

Diye sorsun.

Ve bi zahmet artık vaziyeti görsün!

Bi idrak etsin.

Bi silkelensin...

Bi kendisine gelsin...

Bunu sormaz ve bu soruya net ve samimi bir yanıt vermeyip, gereğini de ilk kurultayda yapmaz ise oturup kaldığı yerden derdine yansın!

Daha ilk gün...

Kemal Kılıçdaroğlu partisinin Cumhurbaşkanı Adayını...

Yani bu ülkenin potansiyel Cumhurbaşkanını...

"Gel bakalım Muharrem!!!"

Diye son derece çirkin, son derece aşağılayıcı bir dille kürsüye çağırıp takdim ettiği gün...

"Muharrem İnce, CHP'nin bundan sonraki Genel Başkan Adayıdır!"

Diye Feys'e yazmıştım.

İşte tam da bugün, o yorumumun ivedilikle arkasındayım.

CHP'nin bundan sonra göreceği seçimlerdeki tek umudu...

Tek ihtimali...

Partisinin Cumhurbaşkanı Adayı'nı kürsüye, "Gel Bakalım Muharrem!" diye, daha yolun başında fevkalade ucuzlaştırarak çağıran Kemal Kılıçdaroğlu'ndan kurtulmaktır.

Aksi halde, bu parti Kemal Kılıçdaroğlu gibi ne yaptığı ekseriyetle anlaşılamayan...

Anlayanların da üzerinde tepinildiği bu tuhaf Genel Başkan'dan kurtulmadığı sürece gerçekten yazık olur...

Emeğe yazık olur.

Tabana ve seçmene yazık olur.

En çok da umuda yazık olur.

Net!

***

Geldik başlangıçta sahaya pek bi ivmeli, pek bi sükseli hatta pek bi umutla çıkan İYİ Parti'ye...

O ivme bitti!

Sükse desen yere çakıldı!

Bu durumda İYİ Parti'nin hedef kitlesine vaat ettiği umut da başka bahara kaldı.

İYİ Parti'nin oyu bana göre yüzde 10'lar civarında.

Yani bizatihi kritik sınırda.

Ve yine CHP'liler, sırf bu durum için de Muharrem İnce sizden hakikatli bir teşekkür almayı hak ediyor.

Sahaya çıktığı ilk günden beri, envai çeşit hatadan ötürü İYİ Parti'ye kaymış olan ulusalcı seçmenin oylarını çatır çatır geri aldı.

***

MHP'ye bakalım.

MHP'nin oy oranı da kritik bir seviyede.

Netekim, aklı başındaki anketler de MHP'nin oy oranını yüzde 10'un altında öngörüyor.

Hoş bu kritik eşik, sırtını son derece sağlam yere yaslayan ve siyasi tarihin en ballı konforlarından birini yaşayan MHP için dert de değil.

Devlet Bahçeli ve ekibi aktif siyasetin içerisinde olsun, kafi.

Ötesi çok mühim değil.

***

HDP'ye gelince...

Sandıklarına ve oylarına bir zeval gelmezse, bana göre HDP'nin kesinlikle baraj sorunu yok.

Zira tüm kamuoyu yoklamalarının gözünden kaçan, kaçırılan (mecburen) gizli oyları var.

Ve HDP, kendisini belli etmeyen bu gizli oylar sayesinde barajı rahatlıkla geçecektir.

Tabii, baştan da belirttiği gibi, sandıklarının, oylarının başına bir iş gelmezse!

***

Son olarak Saadet Partisi...

Oylarını artıracak.

Bu artış, canla başla ve türlü olanaksızlıklarla gönülden çalışan parti teşkilatlarına bir nebzecik olsun iyi gelecek.

O kadar...

Yazarın notu:

Şimdilik benden de bu kadar.

Seçim sonrası yeni yazıda görüşmek üzere...