Hava Durumu

BUSKİ’de neler oluyor? Varan V

Yazının Giriş Tarihi: 25.02.2017 17:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.02.2017 17:58

Öncelikle bir itiraf:

22. yıla giren gazetecilik mesleğimde ihale usulsüzlüğüne ilişkin tonla iddia duydum. Bu yönde binlerce haber, yazı okudum.

Ve fakat, şu yaşıma geldim böylesini görmedim.

Dünden devamla başlıyoruz.

Efendim BUSKİ, 22.09.2016 tarihinde, "güvenlik kamera sistemleri ve kablosuz geniş bant radyo frekans haberleşme sistemleri bakım işi" ihalesine çıkıyor.

İhaleye iki firma katılıyor.

Biri, BUSKİ ile (ilerleyen bölümde arz edeceğim üzere) hatırı sayılır ilişkileri ve mazisi olan bir firma... İhale tarihi itibarıyla adı Tetrabil.

İhaleye katılan diğer firma ise Çağlar Temiz'e ait Elsis.

Tetrabil bahse konu iş için: 510.18.00 TL fiyat veriyor.

Elsis'in verdiği fiyat ise 478.899.00 TL

Bu koşullar altında ihale haliyle Elsis’te kalıyor.

Yalnız, enteresan olan Elsis ihaleyi alıyor almasına ama işi bir türlü alamıyor!

Hakikaten şaka gibi. Resmi ihaleye giriyorsun. Kazanıyorsun. Gel gelelim işi alamıyorsun!

Gerisini, Elsis Firması'nın sahibi Çağlar Temiz'in iddiaları olarak kaleme alıyorum.

İddia odur ki, kurumda at oynatmaya çalışan bir kısım kişiler, bu işi ihaleyi kazanan Elsis Firması yapmasın, yapamasın, pes etsin ve gitsin diye elinden geleni yapıyor.

Şöyle ki:

İhaleden hemen sonra kurumun hatırı sayılır müdürlerinden Ayşen Uvut, Çağlar Temiz'i çağırarak soruyor:

"Siz bu işi hakkıyla yapabileceğinize inanıyor musunuz?"

Yanıt tahmin edilebileceği gibi.

"İhaleye girdiğimize göre elbette inanıyoruz."

Ardından Ayşen Uvut, "sizin belge eksiğiniz var" diyor.

Çağlar Temiz ısrar ediyor: "Hayır efendim, ihalenin teknik şartnamesine göre hiçbir eksik yoktur! Buyrun siz de şartnameyi buradan inceleyin."

Vardır, yoktur derken süreç uzuyor.

Çağlar Temiz, şartnameye göre hiçbir eksik belgenin olmadığını ispatlayabilmek için bir oraya bir buruya koşturarak epey bi’ uğraşıyor.

Gel gelelim, aldığı ihale ile ilgili sözleşmeyi kurumla karşılıklı olarak bir türlü imzalayamıyor. Sözleşmeyi imzalayamadığı için de SGK'ya bildirim yapamıyor. Bu bildirim için süre 7 gün. Aksi halde ceza yiyecek.

Çetin mücadeleler sonucunda 7. yani son günde sözleşme imzalanıyor.

Bu arada da kurum, dün de belirttiğim gibi yüklenici firmadan 24 aylığına sıfır kilometre gıcır bir beyaz Duster alıyor. Mozutunu da Elsis'e ödetiyor.

Amaç, yapılan işi kontrol etmek. Firma işi aldı ama acaba işi yapıyor mu? Yapmıyor mu?

Kurum gıcır arabayı alıyor almasına ama Elsis firması, yapacağı işle ilgili marka model envanter listesini bir türlü alamıyor.

Sistemin teknik servisini Elsis yapacak. Ancak sistemde son haliyle hangi ekipmanın olduğunu bilmeyecek, bilmeden yapacak?

Envanter, defalarca talep edilmesine rağmen, yüklenici firmaya öldür Allah verilmiyor.

Ve en nihayetinde BUSKİ yüklenici firmaya şunu söylüyor:

"Ben sana zırnık kadar bile envanter bilgisi vermem. Tüm noktaları tek tek gez. Bak bakalım neymiş, ne lazımmış? Ona göre tedariğini yap!"

Bununla da bitmiyor. Firma bakım ve onarımını yapacağı sisteme ait cihazların IP numaralarını istiyor kurumdan.

Alamıyor!

Defalarca yazışıyorlar karşılıklı.

Çağlar temiz, "şu IP adreslerini verin ki çalışabilelim" diyor.

BUSKİ, "dünyada vermem!" diye diretiyor.

Ve yine iddia odur ki süreç, Elsis'in faka basması yönünde işletiliyor.

“Envanterini bilmediğim bir sistemde, her biri farklı noktalarda olan 70'e yakın su deposunun güvenlik sisteminin bakımını yapacaksın, arızalandığında onarımını yapacaksın.

Bunu yaparken de, ya müneccim olacaksın, ya da daha ilk arıza bildiriminde yetersiz kalacaksın.”

Netekim, daha ilk arıza bildiriminde Elsis çalışanları arızalanan ekipmanın "üretimi ve desteği" bitmiş bir ürün olduğunu tespit ediyor.

“Feriştahı olsan elinden bir şey gelmez. Yok. Artık o alet edevat üretilmiyor!”

“O vakit, yerine yenisini koyacaksın. Start verildi, süren başladı. Hadi çabuk gider şimdi arızayı.”

...da, öyle bir ekipmanın sipariş edilmesi ve yurtdışından Türkiye'ye gelmesi Çağlar Temiz'in ifadesine göre 8-10 hafta sürüyor. Bu demektir ki, en az 56 gün boyunca o arızayı gidermek imkansız.

İşte böyle tuhaf bir sürecin neticesinde BUSKİ, ihtar çekmeden, yani fesih öncesi ilgili firmayı resmi ihtarla üç kere uyarması gerekirken, 17 Şubat tarihinde Elsis Firması'na, "eksikleriniz vardı, tamamlamadınız. Bizi zor duruma düşürdünüz. Bu iş burada biter!" diyen bir fesih yazısı gönderiyor.

Buraya kadarının toplumsal bir boyutu yok.

BUSKİ'nin ihalesini kazanmış ve sonrasında da kapı dışarı edilmiş bir firma bahse konu.

Ve Allah biliyor ya, vaziyet bu yönüyle bir gazeteci olarak beni hiç de ilgilendirmiyor.

Gitsin hukuk nezdinde hakkını arasın. Anlattığına göre arıyor da zaten. Haksız fesih davası açmış, hukuki mücadelesini sürdürüyor.

Ve ancak, beni ve kamuoyunu ilgilendiren esas mesele de zaten son derece ciddi iddialarla şimdi başlıyor.

Çağlar Temiz'in iddiasına göre, Elsis Firması bu ihaleye girmekle ve kazanmakla büyük bir tezgahı bozuyor!

İddialardan devamla, Çağlar Temiz BUSKİ Genel Müdürü İsmail Hakkı Çetinavcı'ya ilettiği bir şikayet dilekçesinde aynen şunları söylüyor:

"İş Ayşen Uvut tarafından neden fesh edilmek isteniyor? Gerçekten işimizi mi yapamıyoruz? Gerçekten sistemi zor durumda mı bırakıyoruz?

Sayın Müdürüm... Ne yazık ki almış olduğumuz bu iş tamamen tezgahlanmış bir iş!

En başından beri alacak firma da belliydi, atılacak adımlar da.

Tüm su depolarının SKADA merkezi ile haberleşmesi RF haberleşme üzerinden yapılıyor. Haberleşmenin kesilmesi halinde depolara erişimin olmayacağı kesin.

(Enteresandır ki!) Tüm noktalarda kullanılan ürünler eski. Muadili yok! RF haberleşmesinde oluşacak bir arızada yerine hiç bir muadil ürün koyamazsınız. Sistemin yeniden revize edilmesi şart!

Dolayısıyla, bu iş malzeme alımına son derece açık bir iş halini almıştır. Bu iş, sistemin bu haliyle doğrudan malzeme alımının yolunu açacak bir noktada."

Diyor ve detaya giriyor:

"Bu SKADA işi ilk kez ne zaman ihaleye çıkıyor? 2013 yılında.

İş, 12.08.2013 tarihinde 1.664.750 TL bedelle NETSES Firması'na veriliyor.

Ve işi alan NETSES Firması teknik şartnamede diyor ki:

'İhale kapsamındaki tüm ürünler için 2 yıl (24 ay...) süre ile garantileri sağlanacaktır.

Bu süre zarfında gerek duyulacak her türlü malzeme ücretsiz olarak firmamızca sağlanacaktır."

Yani diyor ki, "Eyyy BUSKİ, ben iki yıl süresince senden ekipman, malzeme falan istemiycem. Zira senden bunun parasını aldım."

Sonra n'oluyor?

BUSKİ aynı işin ikinci etabı için yeniden ihaleye çıkıyor.

İhaleyi yine NETSES Firması alıyor.

08.10.2015 tarihli söyleşmeyle BUSKİ işin ikinci etabını da, 1.666.000.000 TL bedelle NETSES'e veriyor.

NETSES, bu ihalede de sistemin tamamı ve içerisinde bulunan tüm cihazlar için 2 yıl (24 ay...) garanti veriyor.

Dikkat buyurunuz, burası çök önemli.

Derken BUSKİ, birinci ve ikinci etap ihalelerine ek olarak bir de zaten yüklenici firmanın garantisi-taahhüdü altında olan bakım için yepisyeni bir ihaleye daha çıkmaya karar veriyor.

Neden? Niçin? Bilinmiyor.

Çıktık deniliyor ve çıkılıyor.

Böylece, daha ilk iki ihale kapsamında her türlü bakımı yüklenici firmanın garantisi kapsamında olan "CCTV ve Kablosuz Geniş Bant- RF Haberleşme Sistemler Bakımı" için ihaleye çıkılmış oluyor.

Ve bu ekstra ihaleyi de, bakımın bakımını yapmak için NETSES firması alıyor!

14.04.2016 sözleşme tarihli bu ihalenin hak ediş bedeli ise 306.000.000 TL.

Nisan ayında sözleşme yapılıyor.

Gel zaman, git zaman bu ülkenin başına 15 Temmuz Kalkışması bela oluyor.

Derken, artık ne olduysa, NETSES Firması Darbe Kalkışması'nın ardından iflas ediyor.

Ardından yerine, sahiplerinin, ortaklarının bir kısmının NETSES'le aynı olduğu iddia edilen TETRABİL kuruluyor.

Bu arada, Çağlar Temiz enteresan bir ayrıntıyı da keşfediyor süre zarfında.

O da,  ihale süreçlerinin başrolünde yer alan, Elektrik Elektronik Sistemleri Şube Müdürü Ayşen Uvut'un oğlunun sırasıyla, NETSES ve TETRABİL’de çalışmış olması...

Özet olarak Çağlar Temiz, BUSKİ'yi, BUSKİ'nin Genel Müdürü’ne ihbar ediyor.

"Kandırılıyorsunuz! Aman dikkat!" diyor.

Çetinavcı bu ihbarı ne oranda ciddiye aldı bilemiyoruz. İşi elinden alınmış bir firmanın ettiği feveran olarak mı nitelendirdi? Yoksa, bu adam enteresan şeyler iddia ediyor. Bir bakmak mı lazım dedi? Bilemiyoruz.

***

Süreçte en çok ama en çok, bakımın da bakımının ihalesine çıkılması dikkatimi çekti.

Zaten işi, "al, bak, yap, onar" diye veriyorsun.

Firma da iki yıl süresince, "o iş bende. Rahat ol" diye taahhüt ediyor.

Sonra, niyeyse fikir değişiyor, durum değişiyor ve bakımın da bakımı ihalesi açılıyor.

***

Sonra yazının başına dönüyoruz.

TETRABİL ve ELSİS 2016 tarihli ihalede kapışıyor vs vs vs...

Bence iddialar son derece net.

Ve final...

Varan V'i de, bu kentin akıl, mantık, vicdan sahibi insanlarına emanet ediyorum.

Yazarın Notu:

TETRABİL Firması'nın, bundan kısa bir süre önce Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin "telsiz ve haberleşme" ihalesini de aldığını öğrendim. Firma yetkililerini tebrik eder, bahse konu iddialara yanıt haklarının saklı olduğunu belirtirim.


İlgili diğer yazılar:

BUSKİ’de neler oluyor? Varan I

 

BUSKİ’de neler oluyor? Varan II

 

BUSKİ’de neler oluyor? Varan III

 

BUSKİ’de neler oluyor? Varan IV

 
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.