Hava Durumu

Burulaş'ta neler oluyor? Recep Altepe ne kadarını biliyor?

Yazının Giriş Tarihi: 04.05.2015 18:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.05.2015 18:12

"Bursa'da Kamuda Çalışan İşçiler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği" Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Çetin imzalı, hayli düşündürücü ve üzücü bir mektup aldım.

Mektupta, Büyükşehir Belediye Yönetimi'nin ilgisi ya da bilgisi dışında geliştiğini düşünmek istediğim son derece vahim iddialar mevcut.

Nedir o vahim iddialar?

Dernek Başkanı Çetin Çetin diyor ki:

"Bizim üyelerimizin çoğu, Burulaş'ta çalışan belediye otobüs şoförleridir. Ve bu görevde çalışan işçilerin, ikramiye almaları gerektiği, iş mahkemeleri ve Yargıtay kararları ile sabit görülmüştür.

Burulaş'ta çalışan şoförler, ikramiye hakları için kısa süre önce Bursa iş mahkemelerinde dava açmıştır. Ancak, Burulaş Otobüs Müdürü Erdinç Alkan, ikna odası kurarak, dava açan şoförleri davadan vazgeçmelerini söylemiş, aksi halde işten atılacakları konusunda baskı kurmaya başlamıştır. Bu durumdan Burulaş'ın üst yönetiminin de haberinin olduğu anlaşılmıştır.

Dikkatinizi çekerim. İddianın daha da vahimi geliyor!

"Davadan vazgeçmeyen 17 işçinin iş akdi feshedilmiştir! İş akdi feshedilen kişilerin tamamının ikramiye almak için dava açmış kişilerden oluşması herhalde tesadüf değildir.

Dava açan diğer işçilerle, her yılbaşında yapılan sözleşme imzalanmamış ve daha sonra sürgün tabir edilen en zor hatlara verilmişlerdir!

Şimdi ise Burulaş yönetimi, seçimin beklendiğini ve seçimden sonra dava açan tüm işçilerin iş akitlerinin feshedileceğini dillendirerek işçilerin davalarını geri almalarını sağlamaya çalışmaktadır!"

***

Yazıya başlarken de ivedilikle belirttiğim gibi, yasal haklarını kullanmak için dava açan işçilerin işten çıkarılması ve geri kalanlarınsa sürgün edilmesine ilişkin iddialar şayet gerçekse?

Bu zalim uygulamaların, Başta Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe olmak üzere, yönetiminin ilgisi ya da bilgisi dışında geliştiğine inanmak istiyor insan.

Zira, baskı, şantaj ve zulümden bahis ediliyor!

Yasal hakkının peşine düşen insanların kapının önüne konulduğu anlatılıyor!

***

Uzun yıllardır tanıdığım, Milli Görüş kökenli siyasi çizgisini yakından bildiğim, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe'nin vicdanına bırakıyorum bu iddiaları!

Umuyor ve inanıyorum ki, varsa da böyle bir zulüm! Dönülecektir.

Her şartta telafi edilerek, o insanların hakları teslim edilecektir.

***

Gelelim, Burulaş'la ilgili bir diğer şikayet konusuna.

Bu kez iddia demiyorum.

Çünkü, hakkaniyetsizliğin feriştahına tekabül eden ciddi bir sorunu ortaya koyacağım.

Mevzu şu: Burulaş, son derece yerinde bir uygulama neticesinde, basın emekçilerine BuKART veriyor!

Ki, gazetecilerin zaten üç kuruş olan gelirleri hayatta kalmalarına bile zor yeterken, bu insanlar haber peşinde koştururken üzerine bir de ceplerinden ulaşım ücreti ödemesin!

Dediğim gibi, son derece önemli bir sosyal belediyecilik hizmeti.

Ve fakaaaaaat!

Burada da, yani BuKART'ların basın emekçilerine sunumunda da ciddi bir hakkaniyetsizlik söz konusu!

Şöyle diyeyim:

Misal, hayatında tek bir gün dahi toplu taşıma aracı kullanmamış, kullanmaya zerre kadar ihtiyacı olmayan, gani gani geliriyle orantılı özel aracı olan (Farazi) bir medya yöneticisi BuKART alabilirken! (Artık naapacaksa?)

Ya da, basın mesleğiyle zerre kadar alakası olmadığı halde, meslek örgütlerinin kendisine bahşettiği güzellik (!) neticesinde, gazeteciymiş gibi muamele gören kel alaka! İnsanlara dahi BuKART verilirken!

Hem işi, hem de mesleği gazetecilik olan...

Geçimini bu işle sağlayan, ekmeğini habercilik yaparak kazanan, 20 yıllık bir basın emekçisine: "iyi ama, sen gazetede çalışmıyorsun!" Denilerek, BuKART verilmemesinin aklı başında bir izahı var mı???

Adamın mesleği ne?

Gazetecilik!

Yaptığı iş ne?

Gazetecilik!

Evine ekmeği neyle götürüyor?

Gazetecilik yaparak!

Kendisinden sorulduğunda, çalıştığı kurumu belgeliyor.

Yaptığı işi belgeliyor.

İlla basılı ürünse kriterin hası, e onu da ortaya koyuyor!

Ve fakat buna rağmen BuKART alamıyor!

O vakit bu hakkaniyetsizlik neden?

Daha da mühimi?

Kriter ne?

Hayatında bir kere olsun habere gitmemiş, toplu taşıma aracına binmemiş medya yöneticilerine bu hak tanınıyor.

Falanca meslek örgütüne üyeliğinin dışında, fiili olarak gazetecilik yapmamış nicesine bu hak tanınıyor.

Etiket gazetecilerine tanınıyor.

Lakin, harbiden basın emekçisi olana yok!

"Sen aldığın üç kuruş maaşı da ulaşıma harca, sefil ol!" Demeyeceğine göre Burulaş!

Dahası, diyemeyeceğine göre...

Bu işte bir yanlışlık var demektir.

Yine Büyükşehir Belediye Yönetimi'nin ilgi ve bilgisi dışında geliştiğini umduğum bu kapı gibi haksızlığın da biran önce düzeltilmesi umuduyla...

Aksi, hakkaniyetsizliktir!

İlaveten, eziyettir!

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.