Hava Durumu

Bursa siyasetinin kıblesizleri!

Yazının Giriş Tarihi: 05.12.2019 19:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.12.2019 19:28

Öncelikle...

Yazının sağ siyasete sataşacağım şu ilk bölümünü öyle derin kederler içerisinde kahrolarak falan yazmıyorum.

Bilakis...

Tuhaf bir haz var işin içinde. "Haklı çıkmak" diye bir vaka var insanın egosuna iyi gelen.

Yıllar yılı kendini yırtsan da anlatamayacağın, anlatsan da inandıramayacağın kapı gibi hakikatlerin tescillenmesi var.

Teşhislerinde yanılmamış olmanın verdiği egosantrik bir şımarıklık var.

İçten içe "aslında size çok da iyi oldu!" diyen naif sayılabilecek bir öfkenin rövanşı var.

O var... Bu var...

Hasılı...

Beni bu yazının şu okumuş olduğunuz ilk satırlarını-ilk bölümünü yazmaya yönelten duygunun kendimle hiç bir alıp veremediği yok.

...Da, İktidar Partisi içindeki eşe dosta üzülüyor insan.

Siz, siyasetin müzmin kıblesizleriyle beraber nasıl yürüdünüz onca yıl, tonla yolu?

Bunlarla mı yürüdünüz?

Bu hemen her yöne, her partiye, her menfaate, her ranta doğru fink atabilecek potensiyelde olan...

Netekim atan tayfa ile nasıl bir yol yürüdünüz de bunların alayı şimdi size seyirttikleri yeni partilerin ufuklarından nanik yapıyor?

E hani sizinkisi bir büyük davaydı?

Her biriniz, aklını, fikrini o davanın kutlu yoluna adamış birer neferdiniz?

N'ooldunuz?

***

Aslında olan son derece net!

AK Parti'den umudu kesen-kesme eğiliminde olan, ya da daha büyük umutların bir başka parti çatısı altında olabileceğini düşünen-zanneden kıblesiz zübük tayfanız, yeni siyasi çıkarlara doğru seyir haline geçti.

Son yerel seçimlerde Ankara ve İstanbul gibi büyük kentlerde seçimi kaybetmiş olmanız faraza... Bu yeni seyir defterinin temelini oluşturdu.

"Eyvah!" Dedi. Kıblesiz zübükler.

"Bizim adandığımız kutsal dava sakata geliyor!"

Ondan sonrası hepimizin malumu...

Şimdilerde sizin sözde yol arkadaşlarınızın yeni ufuklara doğru seyirtişini hep birlikte izliyoruz.

Kimi Babacan'a doğru, Kimi Davutoğlu'na...

Kimi de, her ikisine teşne...

Bakacak duruma göre.

Hangisinde daha fazla umut var? Hangisinde daha fazla makam, mevkii, menfaat ve rant var.

Bakacak, görecek, emin olacak ve son hamleyi ona göre yapacak.

Adı üzerinde:

Kıblesiz bunlar!

Çıkarları (bitmesini beklememek gibi de rasyonel bir tavırları var) azaldığı an pozisyon almaları son derece normal.

...De, insan en çok şunları merak ediyor.

Merak konusu bir:

Üç sene, beş sene önce, çok sevdiğin, iler tutar yanı olmayan hal ve gidişlerini dahi bir yerlerini paralarcasına savunduğun o parti-o dava-aşkına ne oldu?

"Reis"in kendi boyundan büyük posterini oraya buraya asıp... (Sanırsın ki, Reis'in sonuçta bir matbaa ürünü olan tam boy posteri, beline kadar gelen dalkavuğunu duyacak ve gereğini de yapacak) Paganist ritüeller sergilemediniz mi?

Siz postere tapınıcam diye şizoid tavırlar sergilerken, bizlerin saçını başını yolduğu o şanlı mazi daha dün gibiyken, ne oldu?

Olanaklar mı daraldı? Mevkiiler mi azaldı? Menfaatleriniz mi kurudu?

Hepsi mi? Alayı mı?..

Merak konusu iki:

Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nun kuracağı partilerin merak ve heyecan oluşturması son derece doğal. Şahsen, bir gazeteci olarak ben de merak ediyorum.

Ne diyecekler? Nasıl diyecekler?

Ne kadar samimi diyecekler? Nasıl bir kadroyla yola çıkacaklar?

Bu ülkeyi ve insanını sevecekler mi? Yolacaklar mı?..

Ve daha bir sürü şeyi haliyle herkes merak ediyorken...

Gel gelelim, her iki partinin de hemen her şeyi fevkalade muğlakken... Ne program, ne tüzük, ne kadro, ne niyet, ne zihniyet...

Daha hiç bir şey nete gelmemiş-getirilmemişken, sağdan, bir başka sağa da olsa, bir ceylan zerafetiyle zıplamak için, (makam-mevkii-menfaat beklenti ve hırsınız dışında) ne türden argumanlarınız var?

Merak konusu üç:

Faraza, sizin eski olmaya namzet mevcut partiniz, mazideki o harikulade günlerdeki gibi olsaydı...

Ankara ve İstanbul başta olmak üzere yerel seçimlerde her bi yeri silip süpürseydi...

Anketler şimdilerdeki gibi değil de, o ponçik mazideki gibi, partinizin açık ara farkla önlerde olduğunu gösterseydi...

Ekonomik kriz olmasaydı. Kaynaklar daralmasaydı. Koltuklar kapılmasaydı.

Yine de böyle teşne olur muydunuz?

Ya da, (Olmaz tabii de) Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu, acık safcana insanlar-siyasetçiler olsaydı ve AK Parti'nin en ihtişamlı dönemlerinde iki yeni parti kurulacak olsaydı?..

Yine böyle terk edip gitmelere, onca mevcut ya da potansiyel nimeti elinizin tersiyle itmelere kalkar mıydınız?..

Asla!

Ve işte siz, o yüzden sağ siyasetin kıblesiz zübüklerisiniz.

***

Buraya kadarı böyleyken böyle.

Esaslı bir "Of" çekip gelelim sola... Soldakilere...

Ki, esas bu cenah evlere şenlik, akıllara zarar!

Hadi sağdakiler, menfaat uğruna da olsa, her şeye rağmen sağdan sağa bir seyir izliyor.

Azalan ranttan, artma ihtimalini gördüğüne...

Daralan olanaklardan, bollaşacağını düşündüğüne doğru kanat çırpıyor.

Kendi içinde, zerre kadar ahlaki olmasa da bir izahı var sonuçta...

Davadan, menfaate doğru evriliş... Neferlikten, makam-mevkiye yöneliş...

Ya sol cenaha ne demeli?

Hadi sizinkiler yine zamanla evrildi.

Ya bizim mahalle?..

Bizim sözde kapı gibi (bır kısım) sol cenah, devrimden, RANTA gözümüzün önünde, gözümüzün içine baka baka çatır çatır geçti ya!

Sizinkiler evrilirken bizimkiler mutasyona uğradı ya!

Bizim mahallenin solcu geçinen kıblesiz zübükleri...

Halkların kardeşliğinden, eşitliğinden, haktan, hukuktan, adaletten cayıp, hangi parayla nasıl yapıldığı belli olmayan, SİT alanına, su havzasına kakılı bir ayıplı Kaçak Şato'yu koruyup, savunucam diye gözümüzün önünde yalan, zebil, ziyan oldu ya!

Siz bakmayın yazının başında öyle üst perdeden yükseldiğime...

Kayıran Allah bizleri kayırsın.

Zira bu çukur siyaset ortamında...

Omurgasını bir Kaçak Şato'nun ilelebet orada öylece dikilip kalması için heder eden sözde solcuları dünya gözüyle de gördük ya!

İnanın bizim acımız sizlerinkinden çok daha büyük.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.