Hava Durumu

Bir Muharrem İnce analizi...

Yazının Giriş Tarihi: 25.05.2018 23:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.05.2018 23:22

Öncelikle...

CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce'ye meftun olanlardan...

Her yaptığına, her söylediğine bayılanlardan değilim.

Daha da önemlisi, böyle olmak zorunda değilim!

Ve fakat, yüzde yüz karşısında olup, ne yaparsa yapsın gömmeye çalışanlardan da değilim.

Bu ülkenin Cumhurbaşkanı adayı olarak, iyi, güzel, anlamlı ve nitelikli bir iş yaparsa memnun olurum, iftihar ederim, niyetini desteklerim.

Söyledikleri, vaatleri, niyeti, zihniyeti aklıma, gönlüme, vicdanıma iyi gelirse desteklerim.

Aksi yönde olanları da eleştiririm!

Misal, Muharrem İnce'nin boyacı sandığının başına geçerek, "vatandaşın ayakkabısını boyayan halkçı Cumhurbaşkanı Adayı" atraksiyonuna tav olamadım.

Hatta ve hatta, (hazır olun, kimileri yine su kaynatacak!) bu minvaldeki halleri hiç ama hiç samimi bulmadığım gibi, sakil olduğunu düşünürüm.

"Keşke bu hallere hiç girmese?"

Diye düşündüğümden mütevellit itibar etmem.

Hatta ve hatta, siyasiler ne zaman bu tarz sakil atraksiyonlara girişirse bana daral gelir.

İlaveten...

Yine CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce'nin, basına acıyor olmasını hoş karşılamam!

Bunu çok matah bir şeyden bahsediyormuş gibi ilan edişini desteklemem!

Kendime...

Yaptığım işe...

Çeyrek asırlık eşek gibi emeğime saygım olduğu için...

Mesleğime, üstelik genelleme yaparak saydıranları sevmem!

Kaideyi ne kadar paralarsanız paralayın. Üzerimde ne kadar tepinmeye kalkarsanız kalkın, asla ama asla bu mesleki refleksten de geri adım atmam.

Net...

Ve bir kez daha ilaveten...

Çıktığı CNN Türk'teki yayında, (Suriyeli sığınmacılar konusundaki yaklaşımını ziyadesiyle "Beyaz Türk" bir tavır bulduğum için hiç ama hiç sevmediğim) Muharrem İnce'nin geri kalan tüm performansını, gıptayla, hayranlıkla izlediğimi...

"İşte budur" diyerek, bir koltuktan diğerine zıpladığımı da kimseden gizlemem.

Zira, gerçekten de işte buydu olması gereken. (Gerçi ben olsam, haline acıdığım gazetecilerin yayınına çıkmaz, kasardım, o da ayrı konu.)

Muharrem İnce o yayında kalitenin feriştahı bir duruş sergiledi.

Ne höt zöt...

Ne hamaset...

Ne en ufak bir kibir...

Ne avamlık...

Ne sakillik...

Tüm samimiyetimle beğendim.

Bir gazeteci olarak anlattıklarından feyz aldım.

Yol aldım.

HDP'li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması noktasındaki demokrat tavrıyla partisiyle nasıl ters düştüğünü üzerine basa basa hatırlatmasına...

"Bugün olsa yine aynı tavrı koyardım" deyişine...

Fethullah Gülen'in huzuruna (!) çıkarken, sanki türbe ya da camiye gider gibi...

Bir kutsalın huzuruna varır gibi, (vay ki ne vay) başlarını örten başı açık kadınları nasıl da güzel ti'ye almasına bayıldım...

Eğitim konusundaki yorum ve analizlerine ona keza...

Hukuk ve adalet konusundaki söylediklerine hakeza...

O yayında, tam da arzu edildiği, özlendiği gibi sosyal demokrat bir Cumhurbaşkanı Adayı vardı.

Nitelik vardı.

Bilim vardı.

Gerçekçi analizler...

Rasyonel önermeler vardı.

Bu yolda, bu tavırla devam ederse Muharrem İnce, Cumhur İttifakı'nın Adayı Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısındaki en güçlü aday konumunu korur.

Ve üstelik yakışır da...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.