Allah tependen baksın İsmet Karaca...

Amanın...

Meğer ben, 40 günü aşan karantina sürecimde, zaten pamuk ipliğiyle zar zor tutunan kayışımı tamamen koparıp, kolonya, tuz ruhu, çamaşır suyu fetişi olup...

Üzerine de...

İçimden firar eden Emine Beder'in esareti altında umutsuz ev kadınları modunda hayatta kalmaya çalışırken, Bursa'da ortalık yanmış!

Ama ne yanmak...

Konu dahilinde herrrr-kesler kalem oynatmış.

Mevzu yerel bazdan çıkıp, (kendisini solcu zanneden) bizim minnoş Beyaz Türkler'in mabedi konumundaki pek kıymetli Sözcü Gazetesi'nin sütunlarında kendisine yer bulmuş.

Oradan başka mecralara sıçramış.

Falan filan...

***

Ocakta yemeğim var!

Konuyu uzatmadan giriverelim ana temaya.

Efendim, Bursa'nın AK Parti'li Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Ramazan münasebetiyle ilahiyatçıların katılımıyla Ulu Cami'de çekilen bir programa iştirak etmiş.

O programda da, "Ramazan'ın manevi iklimine istinaden" mevzu ile alakalı konular konuşulmuş.

Derken...

CHP İl Başkanı Devrimci İsmet Karaca, sosyal medyasından yaptığı bir paylaşımla, Alinur Aktaş'ı ve katıldığı bu programı almış, yerden yere vurmuş!

***

Ah be İsmet...

Allah tependen baksın İsmet.

O nasıl sakil bir eleştri öyle?

O nasıl bir yaklaşım?

Ay o nasıl cümleler, o nasıl betimlemeler?..

Sanırsın ki, hıçkırıklar arasında kaleme alınmış.

Sen de mi mutasyona uğruyorsun?

Vay efendim...

"Vakit ve cuma namazlarının yanı sıra teravih namazlarında dahi-bile cemaatlerin buluşamadığı camiler öylesine MAHZUN kalmışken..."

Demeler.

Vay efendim...

"Bu program vesilesiyle, Ramazan ayının kutsiyetine halel gelmesine kahrolmalar..."

Vay efendim...

"Camilerdeki uhrevi havaya siper olmalar..."

O uhrevi hava dağılacak diye heyhey'lenmeler...

***

Büyük bir samimiyetle soruyorum.

Hayrola İsmet?..

Sen ne zamandan beri Ramazan ayının kutsiyeti ya da camilerdeki uhrevi hava falan gibi mevzuları kendine dert ve görev edinir oldun?

CHP'nin (bizim es geçtiğimiz) bir cami açılımı mı var?

Velev ki var.

Ya da yoktu da, sen açtın.

Açacaksın. Açıyorsun.

Mümkün tabii.

De, böyle değil.

Böyle sakil, böyle dandik değil.

Niçin kendi kalene gol atacak işler yapıyorsun?

***

Alinur Aktaş kim?

AK Parti'li Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı.

Yani sağcı, yani dindar, yani mütedeyyin bir partiden aday olup, belediye başkanlığı koltuğuna oturan sağcı, dindar, mütedeyyin bir isim.

Buraya kadar olanı cepte mi?

Cepte...

Program ne programı?

Ramazan...

Nerede çekilmiş?

Ulu Cami'de...

Başka kimler katılmış?

İlahiyatçılar...

Ne konuşulmuş?

"Ramazan ayının manevi iklimi."

Eeeeee İsmet?..

Bursa gibi sağ yanı ağır basan bir kentte sen şimdi kimi kime şikayet ettin?

Hem de o ağlak ifadelerle!

***

Ennnnn başından beri hiç ama hiç anlayamadığınız şey işte tam da bu.

O oylar, o partiye büyük bir ekseriyetle tam da bu sebeple gidiyor.

Adamlar sağcı İsmet!

Adamlar dindar...

Sen şimdi o, "camiler mahzun kaldı. Bunu görünce de benim çok fena içim parçalandı"

Temalı metni yazıp muhalefet ettiğini zannetmekle, rakip cephenin seçmeni üzerinde çimento etkisi yaptın. (Alinur Aktaş sana şu ana kadar yürekten bir teşekkür etmediyse ayıp etmiş.)

Bu bir...

İkincisi...

Ki, senin açından bence bu çok daha önemli.

Seni siyaset yaptığın ilk günden beri tanırım.

Bugüne kadar bu yönde bir hassasiyetine tanık olmadım.

Kimse olmadı.

Camiler cemaatsiz kalacak.

Mahzunlaşacak...

Ve İsmet Karaca da buna kahrolacak...

Vay vay vay vay...

Bu sen misin?

Ya da, sen bu musun?

Evrilerek mi siyaset yapacaksın?

Gerçekte dertlenmediğin mevzular hakkında, sana ait olmayan hassasiyetlerin varmış gibi?

Camiler, vakit, cuma ve teravih namazlarına açılmış olsa, yaldır yaldır gidip en önde saf tutacakmışsın gibi?..

Cemaatle namaz kılamadığında ahiretini yakmaktan korkarmış gibi?

Gözünü seveyim yapma!

Rol çalıcam diye kalkıp kendi kalene gol atma!

***

Hem bak sana bir de sır vereyim. (Bu kıyağımı da sakın unutma.)

Sen öyle bir şeye sebep oldun ki...

AK Parti içinde muhtelif sebeplerle birbirlerine karşıt olan, alttan alttan fırsat kollayan, fırsatını bulabildiği anda da muhalefet yapacak, rakip çıkacak olan yapıları da (mecburen) bir araya getirdin. (Hakketten tebrikler.)

***

Hasılı İsmet...

Şu kentte muhalefet yapacak onca şey varken...

Hele ki şu kara günlerde hakikatli bir muhalefete ihtiyaç varken, topa hiç bilmediğin, çalışmadığın ve hatta oralı dahi olmadığın yerden girmiş olman beni şaşırttı.

Sen eskiden böyle acemi siyaset yapmazdın.

O'nun bunun gazına gelmezdin.

Gelme!

***

Neymiş?

"Camiye masa koymuşlar."

E toplanıp rica edelim Alinur Aktaş'a...

Bir dahaki programda rahlenin başına geçsin. Sen de, hazır manevi ikliminde bu denli yükselmişken, Aktaş'ın rahle-i tedrisatından geçersin.

Kesmezse, gelecekte bir de Umre patlatırsın tam olur.

***

Hadi ben kaçtım. Yemek yanacak...