Hava Durumu

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Partili partisiz bütün vatandaşlarıma hatırlatıyorum...

Leyla Köselerli ve Fahrettin Altun soruyor, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT1, TRT Haber, TRT World ortak yayınında yanıtladı.

Haber Giriş Tarihi: 22.06.2018 23:15
Haber Güncellenme Tarihi: 22.06.2018 23:15
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.lodoshaber.com
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Partili partisiz bütün vatandaşlarıma hatırlatıyorum...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Seçimin asla kazası olmaz. Ben vatandaşlarıma, partili partisiz fark etmez, demokratik hakkını muhakkak kullanması gereğini hatırlatmak istiyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT'de "Cumhurbaşkanı Özel Yayın" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"BU BATI'YI ÇILDIRTIYOR"

Erdoğan İstanbul'da yapımı devam eden yeni havalimanına ilişkin, "100 bin kişi çalışacak. Bu Batı'yı çıldırtıyor, 'Bu çılgın Türkler ne yapıyor' diye. Daha çok çıldıracaklar" dedi.

"PAZARTESİ TÜRKİYE ÇOK FARKLI BİR ŞEKİLDE UYANACAK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Pazartesi Türkiye çok farklı bir şekilde uyanacak. Zaten bugünden o yabancı birçok köşeler filan hatta kredi kuruluşları vesaire onlar kurlarla ilgili olayı iyice düşürmeye başladılar. Bu gösteriyor ki onlar da yaptırmış oldukları kamuoyu araştırmalarında artık Türkiye'de durum, onların planladığı veya bekledikleri gibi değil tam tersine gidiyor. Bunu biz de zaten arazide görüyoruz" dedi.

Seçimlere ilişkin açıklamalarına devam eden Recep Tayyip Erdoğan, "Benim milletimin pazar günü bunlara anlayacakları dilden bir demokratik ders vermesi lazım" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Yeni Hükümet Sistemi nasıl olacak? Kandil operasyonunda son durum ne? Münbiç'in terörden arındırılması için başlatılan devriyeler hangi aşamada?

-Bizim tabii 2 aydan daha fazla oldu. Biz bu süreci il kongreleriyle de beraber geçirdik. Bu il kongrelerimizi aynı zamanda seçim mitingleri olarak geçiriyorduk. Bir taraftan kapalı spor salonlarının dışında açık alanda konuşmalarımız, kapalı spor salonlarının içinde de kongremizi yapıyorduk. Şu anda seçim kampanyamızı da buna ilave ettik. 100'e yakın bu konuda konuşmalarımız oldu. Yoğun bir süreci yaşamış olduk. Örneğin dün il olarak Gaziantep'le noktaladık. Gaziantep'ten sonra yine bir toplu yayına girdik. Bugün de İstanbul'un 7 ilçesini dolaştık. 7 ilçeyi dolaştıktan sonra sizlerle ortak yayındayız. Bir gün kala artık halkımıza, milletimize diyoruz ki Pazar gününe birlikte hazırlanalım.

"BÜTÜN VATANDAŞLARIMIZIN SANDIĞA GİTMESİNİ İSTİYORUM"

Özellikle tabii bu konu hakikaten çok çok önemli. Bu ziyaretlerin veyahut da bu gezinin, memlekete gitmenin kazası olabilir ama bu seçimin kazası olmaz. Ben vatandaşlarıma partili partisiz fark etmez demokratik haklarını kullanmasının gereğini hatırlatmak istiyorum. Şimdi bir yeni yönetim sistemini ilan edeceğimiz bir seçimde ben bütün vatandaşlarımızın sandığa gitmesini istiyorum.

"YURT DIŞI OYLARI 2 MİLYONU AŞMIŞ DURUMDA"

Bu seçimde aldığım rakamlar zannediyorum 2 milyonu aşmış durumda. Türkiye dışındaki bütün vatandaşlarımızın bütün haklarını zorlaştırmalarına rağmen birçok engeller önlerine çıkarmalarına rağmen yılmadılar, usanmadılar hatta yüzlerce kilometre uzaklıktan gelip oylarını kullandılar. Türkiye dışındaki tüm vatandaşlarımızın bu konudaki duyarlılığı her türlü takdirin üstündedir. Oralarda atacakları oylarla Türkiye'deki yeni yönetim sisteminin değişikliğine katkılarının olacağını düşünüyorum.

"280 BİN DERSLİK YAPTIK"

Her şeyden önce tabii yatırımlar noktasında Türkiye neredeydi nereye geldi buna bakmamız lazım. Yatırımlarda eğitim öncelikli, sağlık ikinci sırada. Biz göreve geldiğimizde birinci sırada savunmaydı. Eğitimi bir numara yaptık. Eğitim altyapısına yüklendik. 280 bin derslik yapmışız. Hatırlayın, ben kendi dönemimi hatırlıyorum sınıflarımızda 75 öğrenci vardı. Aynı dönemde Anadolu'da 100'ü aşkın öğrenci olan sınıflar vardı. Bugün İstanbul ilçelerindeki mitinglerimi yaparken çocuklara sordum. Bir tanesi 25, bir tanesi 18 diyor. Bu civarda. Resmi rakamlarla şu anda 32. Biz başka bir şey yaptık. Biz teksir kağıdıyla okuduğumuz dönemler oldu. Saman kağıdı var ya, orada basarlardı notları mürekkep dağılırdı. Biz şimdi o acıları yaşadığımız için bütün ortaöğretim ve ilkokullarda kitapları hazırladık, masaların üzerine koyduk. Öğrenciler kitaplarını masalarının üzerinde hazır buldu. Nereden nereye getirdik bu işi.

"ÜNİVERSİTE BURSLARINI 45 LİRADAN 470 LİRAYA ÇIKARDIK"

Üniversite, öğrenciler 45 lira burs alıyordu. Biz bunu 470 liraya getirdik. Master 970 lira alıyor. Doktora öğrencileri asgari ücret alıyor.

"268 MİLYON YOLCU MARMARAY'I, 23 MİLYON ARAÇ AVRASYA TÜNELİNİ GEÇTİ"

Şu ana kadar 268 milyon yolcu Marmaray'ı kullandı. Avrasya Tüneli'nden 23 milyon araç geçti.

"DESTİNASYON OLARAK THY DÜNYANIN BİR NUMARASI"

Havalimanı meselesi. Dünya artık çok ciddi bir rekabetin içerisinde Batıda öyle havayolu firmaları var ki THY'yi özellikle izliyorlar. Destinasyon olarak THY dünyanın bir numarası. Bunu şu anda batı firmaları yakalayamıyor. Filomuz da 400'e yaklaşıyor. Geniş gövdelerde de THY çalışmalarını yapıyor. Yeni havalimanında 6 pist olacak. Burada toplam proje alanı 76 buçuk milyon metrekare. Bizim Atatürk Havalimanı'mız ise 12 milyon metrekareydi. İlk etapta yılda 90 milyon yolcu taşıyacak burası. Ama 2023'te yolcu potansiyeli 150 milyona çıkıyor. Şimdi bu onları rahatsız etmez mi?

Bir de şu var. Bizim yeni aldığımız geniş gövdeli uçaklar, dünyanın diğer ucuna gidiyor. 16 saat 18 saat uçabiliyor. Bu tabii birilerini rahatsız ediyor.

SAVUNMA SANAYİİ

Bir diğer önemli adım da savunma sanayii. Savunma sanayiinde ihtiyacımızın yüzde 20'sini karşılayabiliyorduk ama şimdi yüzde 65'ini karşılar hale geldik. Şimdi biz bunlar için göreve geldiğimizde ben o zaman Bush'a rica ederdim. 'Bize İHA verin' dedim 'kongre müsaade etmedi' dediler. Sayın Trump 'bizim kaliteli silahlarımız var' diyor. Ver diyoruz kongre müsaade etmedi.

"CHP ZİHNİYETİ UÇAK FABRİKASINI KAPATTI"

Temennim odur ki burada bir yanlışa düşmezler. Ama şunu bilmeleri lazım Türkiye artık eski Türkiye değil. CHP zihniyeti uçak fabrikasını kapattı ve orayı gaz ocağı fabrikası yaptı. Türkiye artık o dönemdeki Türkiye değil.

"YABANCI KURULUŞLAR KURLARLA İLGİLİ OLAYI İYİCE DÜŞÜRMEYE BAŞLADILAR"

Her şeyden önce şunu söyleyeyim. Pazartesi Türkiye çok farklı şekilde uyanacak. Yabancı birçok köşeler falan onlar kurlarla ilgili olayı iyice düşürmeye başladılar. Şimdi bu gösteriyor ki onlar da yaptırmış oldukları kamuoyu araştırmasında durumun bekledikleri gibi değil tam teresine gittiğini gösterdi. Büyümedeki 7,4 oranı çok çok önemli biz şimdi G7 ülkeleri arasında 2., OECD ülkeleri arasında birinci sıradayız. Türkiye artık işsizlikte son dönemlerin en düşük rakamlarına kadar geldi. Genç işsizlikte de bir düşüş var. Bunlar bir şey gösteriyor. Türkiye karşı tarafa bir güven veriyor.

Gerek Sayın İnce gerek Sayın Kılıçdaroğlu'nun kongrelerde birbirlerine karşı hakaretlerini bilirsiniz. Tüm seçim kampanyası boyunca ben bunları dev ekranlarda gösterdim. Şu anda ben yine de bay Muharrem'in Bay Kılıçdaroğlu'nun ciddi bir oyununa geldiğini düşünüyorum. Seçimi kazanamayacağını biliyor zaten. Ama seçimden sonra ben Bay Kemal'i daha rahat yerim. Burada benim milletimin Pazar günü bunlara anlayacakları dilden bir demokratik cevap vermeleri lazım.

Edirne cezaevinde terör örgütünün arkasında olduğu bir kişiyi ziyaret ediyor. İcazet alıyor veya destek alıyor. Bu adam 7 Haziran seçimlerinin akabinde Kürt kardeşlerimi sokağa döküp, 53 Kürt kardeşimin ölümüne neden olan kişidir. Tutuklu olmak bu noktada seni temize çıkarmıyor. Belki de bu süreç içerisinde mahkum olacaksın Bunları bizim görmemiz lazım. Bizim üzüntümüz, muhalefetin Cumhurbaşkanı adayının onu ziyaret edip meydanlara çıkıp söylemesi. Bunlarla milleti aldatamazsın. Biz Güneydoğu'da güçlüyüz. Hele ben bu kayyumlarla başlayan süreçle Güneydoğu şu anda bir başka. Buralarda biz çok ciddi yatırımlar yaptık. Biz yapım ekibiyiz. Niye? Buralar bizim vatan topraklarımız. Terör örgütü yakıp yıktı diye öylece bırakamayız.

-Kürt anneleri bu şekilde ağlatan bu PKK terör örgütü bu HDP nasıl oluyor da hala oy alıyor. Anlamakta zorlanıyorum. Ben şu anda devranın değiştiğini düşünüyorum. Van, Diyarbakır mitingleri muhteşemdi. Şanlıurfa, Gaziantep muhteşemdi. Şanlıurfa ve Gaziantep'te açık ara öndeyiz. İnşallah bu defa Diyarbakır'da farklı bir netice koyacak diye inanıyorum. Mardin inşallah koyacak diye inanıyorum.

-Terörle mücadelede Türkiye'nin güvenlik güçlerinin ne denli bir özgüven sahibi olduğu ortaya çıktı. Şahsen zaman zaman kendi göbeğimizi kendimiz keseriz dedim. Gerek Fırat Kalkanı, gerek Zeytin Dalı harekatı bunun en somut örnekleriydi. Sayın Obama döneminde Zeytinlik Operasyonu diye Fırat Kalkanı Harekatı'nın öncesi operasyonu yapacaktık. Fakat bizi aldattılar. Bu Zeytinlik Operasyonu'nu yapmış olsaydık belki de Fırat Kalkanı'na gerek kalmayacaktı. Münbiç'i de o Zeytinlik Operasyonu içerisinde halledecektik. Ama bu verilen sözler yerine gelmedi.

-Gelmeyince de bu Trump yönetimi iş başına geldi. Onunla da bu durumu konuştuk. Ona da aynı şeyleri söyledim ikili görüşmemizde. Dedim ki; 'siz yanınıza PYD'yi alıyorsunuz, YPG'yi alıyorsunuz bunlar terör örgütüdür. Bunlar PKK'nın yan kollarıdır. Yapmayın, gelin biz bunu beraber yapalım.' Dediler ki; 'benim generallerim bana bu konuda Türkiye'nin silahlı kuvvetleriyle bu iş olmaz, ÖSO ile bu iş olmaz diyorlar. Dedim ki; 'biz buraya iki tugay tahsis ederiz. Özgür Suriye Ordusu da bu işte rol alacak ve biz beraberce bu işi başarırız.' Baktım ki heyetler arası toplantıya geçtik. Bunlar aynı şeyde direniyorlar. Aynı şeyde de direnince ben 'kusura bakmayın. Siz yolunuza, biz yolumuza...

-Biz o toplantıdan sonra kararımızı verdik ve Fırat Kalkanı Harekatı'nı başlattık. Fırat Kalkanı Harekatı'yla da onlar aslında ne kadar yanıldıklarını gördüler ve biz 3 bin DEAŞ'lıyı derdest ettik. Demek ki Türkiye bunları yapabiliyor. Kiminle? Özgür Suriye Ordusu'yla. ÖSO'nun bu konudaki hakkını da kendilerine teslim etmek lazım. Onların şehadete çok farklı bir inançları vardı. Bizim askerlerimize de güvenleri gerçekten çok çok iyiydi. Onların lider kadrolarını ağırladım. Onlarla da görüşmelerim oldu. Lider kadrolarının bize olan sadakatlerini de gördüm. Hele hele bunların içerisinde biri vardı ki çok enteresan. Her tarafından delik deşik olmuş. Midesini komple almışlar. O haliyle hala savaşıyor ve onun öldürülmesi için de özel yüklü bir prim vermişler. O hiç yılmıyor. Böyle insanlar var ÖSO'nun içinde.

-Bu çalışmaların akabinde de biz Rusya'yla münasebetlerimizi iyi götürdük. Biz en azından Fırat'ın batısındaki çalışmalarımızı çok daha verimli bir şekilde götürelim dedik. Benim Sayın Putin'le olan gerçekten özel ilişkilerim, bunun yanında istihbaratın ağırlığı, dışişleri bakanımın, dışişleri bakanlarıyla münasebetleri ve yoğun ilişkilerimiz, bunların hepsi önce Soçi çalışması, ardından Ankara... Tabii bunların hepsi Astana çatısı altında yürütüldü. Buna sadık kalmak suretiyle çalışmaları sürdürdük. Daha sonra Zeytin Dalı Operasyonu'na girdik. Zeytin Dalı Harekatı'nda da bizim bütün çalışmamız Rusya'yla beraber oldu. Rusya'yla beraber başarılı gitti. Şu an itibarıyla Zeytin Dalı Operasyonu'nda 4600'ü aşkın terör örgütü mensuplarını etkisiz hale getirdik. Hala devam ediyor. Burada artık PYD veya YPG kim olursa olsun bizim orada 12 gözlem kulemiz var ve bu 12 gözlem noktasıyla Afrin tamamen kontrol altında.

-Bir de İdlib var. İdlib noktasında da Rusya'yla, İran'la... Merkezi yönetimle de bütüm münasebetleri Rusya tarafı yürütüyor. Şu anda Cerablus ve El Bab'a 200 bin civarında bir geri dönüş oldu. Bunun daha da artacağını bekliyoruz. Bunların olması bizi rahatlatacak. Bu ayın 4'ünde Dışişleri Bakanı'mız Amerika'ya gitti. Orada Pompeo ile bir görüşmesi oldu. Bu görüşmeyle de birlikte Münbiç'te bir yol haritası belirlendi. Bu 90 günlük bir yol haritası. Bu yol haritasıyla da oradan YPG, PYD tamamen orayı boşaltacak. Yüzde 90-95'i Arap'tır. Sakinleri gelip oraya yerleşecek. Onların da oraya yerleşmesiyle bu 200 bin sayısı çok daha artacaktır diye düşünüyorum. Başka yerler için de bu durum söz konusu. Görüşmeler çok sağlıklı bir şekilde devam ediyor. Temenni ederim ki bu sağlıklı gidiş bölgeyi çok daha rahatlatacaktır. Kuzey'de de gelişmeler farklı noktalara gelecektir.

-Kemal Batmaz'la ilgili yeni belgeler ortaya çıktı. Ortaya çıkan belgeyle de iyice köşeye sıkışmış olacaklar.

-En deneyimli iki siyasi lider vardır. Bir Putin, bir de ben. Çünkü başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı sürecimizi şöyle art arda koyduğumuz zaman 15-16 yıllık bir sürecimiz var. Putin'in hakeza öyle. Şimdi bu süreç içerisinde yaptıklarımız, yapacaklarımız var. Amerika'nın da bu attığımız adımlardaki duruşumuz onlara mesaj veriyor. Bunlar öyle eğilip, bükülen bir takım değil. Öyleyse hakkı neyse hakkını ister. Biz hakkımızın dışında bir şey istemiyoruz. Dolayısıyla da koalisyon güçleriyle ilgili ortada bir Fransa var, Almanya, İngiltere var. Bunlar Türkiye'nin burada haklılığını görmeleri, bunu teslim etmeleri lazım. Bunu teslim etmezlerse biz eğilip bükülmeyiz. Burada bizim duruşumuz bu defa hakkımızın gereğidir. Buradan tehdit yiyen Türkiye'dir.

Sayın Macron'un 'ne zaman çıkacaksınız, fazla durmayın' diye lafları oldu. Kendisine dedim ki; 'Sayın Macron, siz Cezayir'de ne kadar kaldınız? Ruanda'da ne kadar kaldınız? Onların takvimini bir önünüze getirin. Bizimkini konuşuruz. Biz orada işimiz bitene kadar kalacağız. Kaldı ki biz orada katliama gitmedik. Ama siz Cezayir'de katliama gittiniz. Ruanda'da katliama gittiniz. Biz bunları yapmıyoruz. Biz sadece terör örgütleriyle uğraşıyoruz. Bu terör örgütleri Suriye'nin kuzeyinde bir koridor oluşturmak, Türkiye'yi kuşatmak istediler. Bu örgüt bir terör örgütüdür.'

-Anamuhalefet partisi CHP bir kere bu darbe girişiminin adeta içinde. O geceden daha önce bir radyo programında 'bir darbe olsa tankların önüne ilk ben çıkarım' diyen kişi Kılıçdaroğlu'dur. O gece, 23.17 Atatürk Havalimanı'na beyefendi iniyor. Atatürk Havalimanı'nda on binler var. O saatlerde ben de açıklamamı yapmışım. O açıklamada ne diyorum? 'Bütün vatandaşlarımı meydanlara davet ediyorum.' Ben de geliyorum diyorum. Binali Bey o da bir yandan Ankara'ya hareket etmiş. Biz de Marmaris'ten Enerji Bakanı Berat Bey, kızım, eşim, torunlarım beraberce oradan çıkıyoruz ve son ana kadar pilota Ankara mı İstanbul mu söylemiyoruz. Belli bir mesafeden sonra pilota söylüyoruz ve İstanbul'a biz de geliyoruz. İstanbul'a geldiğimizde tabii üzerimizde F-16'lar uçuyor ama halk orada büyük bir heyecanla bekliyor.

-23.17'de gelen o beyefendi oradan tanklarla anlaşıyorlar. Tankların arasında otomobiliyle Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine geçiyor veya Belediye Başkanlığı'na gidiyor. Oradan süreci takip ediyor. Çünkü kahvesini içerken elimizde belgeler var. Senin zerre kadar teröre karşı, darbeye karşı, çünkü bu bir darbe, bir tavrın olsa on binler orada dururken sen niye oradan ayrı duruyorsun. Sen de gelseydin o vatandaşların arasına karışsaydın. O vatandaşlarla beraber darbeye karşı yüreğini ortaya koysaydın. Ama onda yürek yok ki, korkağın teki bu. Hemen öbür tarafa geçiyor. 'Bana haber vermedi ki' diyor. Ben sana özel davetiye mi çıkaracağım. Ben Cumhurbaşkanı olarak milletin tamamına bu çağrıyı yapmışım ve milletin tamamı da oralarda. Enteresan olan bir şey var. Bağdat Caddesi'nden tanklar geçiyor bu tanklar alkışlanıyor. Bu da manidar. Bunun üzerinde düşünmek lazım.

-Biz 3'e çeyrek kala geliyoruz. Hemen valimizi, birinci ordu komutanını havalimanına çağırıyoruz ve değerlendirmemizi yapıyoruz ve ben hemen Genelkurmay Başkanvekilimizi orada Başbakan'ımızla da değerlendirmesini yaparak orada o işi bitiriyoruz. Vekaleten Genelkurmay Başkanlığını da Birinci Ordu Komutanı Ümit Paşa'ya veriyoruz. Ümit Paşa da orada gerekli talimatı yaptığı bir basın açıklamasıyla bildiriyor. Bunlar tabii önemli. Niye? Biz laf yapmıyoruz, biz ortaya bir tavır koyuyoruz. Ve böyle bir anda ne ister? İrade ister, cesaret ister... Eğer bu irade, bu cesaret sizde yoksa bunlardan hiçbirini yapamazsınız. Ama bunlarda bu yok. Kaçıyor oraya gidiyor. Niye kaçıyorsun ya? Havalimanındasın, on binler orada, sen de onların arasına gel katıl.

-7 Ağustos'ta Yenikapı'da yaptığımız büyük organizasyonda ben Sayın Bahçeli'ye davet çıkardım. Sayın Bahçeli hemen döndü, katılıyorum dedi. Ama bu Cuma akşamına kadar dönmedi. Katılmayacağını söyledi. Baskılar geldi, baskılar geldi son anda Cuma günü katılacağını söyledi. Ondan sonra da bir taraftan 'ben zaten bundan yanaydım, yürümeyeceğini biliyorum' gibi terse kampanyalar yapmaya başladı. Çünkü o darbeye karşı değildi.

-Bakın hala darbenin lehinde açıklamaları olan birisidir. Şu anda hala içeridekileri savunan birisidir. Hani yargıya müdahale etmiyordunuz? Niye şimdi yargıya müdahale ediyorsunuz? Bırakın yargı kararını versin. Açığa aldıklarımız var doğru, tekrar göreve iade ettiklerimiz de var. Onun için burada ana muhalefet partisinin, gerekse genel başkanının kesinlikle darbeyle mücadele diye bir derdi yok. Biliyorsunuz darbeye yönelik yaptığı açıklama da zaten yok.

-Bugün Batmaz'la ilgili bazı belgeler çıktı ortaya. Şimdi onlar hemen meydana dökülecek. Ben bugün bunu söylemiş olayım. Bu Kemal Batmaz'la ilgili belgeyle de bunlar ciddi manada da köşeye sıkışmış olacaklar.

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNİ ANLATTTI

Meclis'in Hükümeti denetim araçları daha da güçlendirilmiş olarak devam ediyor. Yargı da bu denge içinde çok daha sağlıklı çalışma imkanı bulacak. Yüksek yargı organlarının üye seçiminin bir kısmının Cumhurbaşkanı ile Meclis arasında dağıtılmış olması bu dengeyi daha da güçlendiriyor. Özetle yeni sistemde herkes kendi işini yapacak, kimse diğeri üzerinde tahakküm kurmaya çalışmayacak.

Her şeyden önce tabii bu yeni yönetim sisteminde demokrasinin ve Cumhuriyet'in temel niteliği olan güçler ayrılığını kesinlikle zayıflatmıyor, tam tersine daha da güçlendiriyor, tahkim ediyor.

Yeni model, özellikle yürütmenin çok daha hızlı, pratik ve sonuç odaklı hareket etmesine imkan sağlıyor.

Parlamenter sistemde, hükümet Meclis çoğunluğu içinden çıktığı için pratikte yasama ve yürütme aynı gücün kontrolünde oluyor. Hükümet cenahından gelmeyen hiçbir tasarı veya teklifin Meclis Genel Kurulu'ndan geçme şansı yoktu. Biz, hükümetle Meclis'in irtibatını bu attığımız adımla kopartarak, bu pratik işleyişi bozmuş oluyoruz. Yeni sistemde hükümetin bütçe dışında Meclis'e kanun tasarısı gönderme yetkisi bulunmuyor.

Cumhurbaşkanlığı Yeni Yönetim Sistemi'yle birlikte istişare mekanizmalarının kurumsallaştığı, kararların daha hızlı ve doğru bir şekilde alınıp uygulandığı bir yapı oluşturuyoruz. Bu yeni yapı, milletimizin hayal ettiği projeleri hayata geçirmek için bizlere zaman tasarrufu sağlayacak.

(Birleşecek bakanlıkların personelinin durumu) Burada aslında sağa, sola dağılma diye bir şey söz konusu değil. Hepsi, kamu çalışanlarımız olarak mevcut görevlerine aynen devam edecek.

-Yeni modelin yatırım ve yatırımcıların önünü daha da açtığını göreceğiz. Yatırımcı dostu bir ülke olacağız.

-Bakanlık sayısı 16'ya iniyor, 9 kurul ve 4 ofis oluşturulacak.

-Avrupa Birliği Bakanlığı'nı Dışişleri Bakanlığı'na bağlayacağız.

-Birleşen bakanlıkların tasfiyesi söz konusu değil. Oligarşik yapıyı tasfiye etme noktasında adım atmış olacağız.

-Ekonomi yönetimi sadeleşecek.

-Oluşturulacak 9 kurul istişare mekanizmalarını kurumsal hale getirecek.

-Oluşturulacak kurullar dünyayı yakından takip ederek politika önerilerini bize sunacak. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.